BUĞDAY EKEN, ARPA BİÇEMEZ.
Fitne dalgaları insanlığın gönül dünyasına vurup duruyor.
Dev dalgalar üretip tusunamı yapıyor.
Kişi, bu dönemde bu kabirde yatan keşke ben olsaydım adeta diyor.
Ya Rasulellah! Otursak mı yürüsek mi koşsak mı yazsak mı bilemiyorum.
Müslümanlar arasındaki ihtilafları görünce “Rabbim bizlere merhamet et” demekten kendimizi alamıyoruz.
Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
Ya Resulellah! Sen gittin gideli Müslümanların kalpleri aynı nokta için çarpmadı.
Param parça olmuş İslam dünyası… Ey vahhh… İhtilaf üzerine ihtilaflar…
Sen gittin gideli kardeşler birbirlerine kurşun sıkar oldular.
Merhamet beklediğimiz dağlara adeta bugün de karlar yağıyor.
Bugün İnsanlık dünyası ve Müslümanlar sığınacak bir liman, tutunacak bir dal arıyor.
Tusanami adeta kıyılarımıza vurdukça vuruyor.
Ya Resulellah! Sen gittin gideli başımıza ne işler geldi.
Şia ve Ehlisünnet diye iki fırka oluştu.
Ortadan ikiye bölündük.
Yetmedi, Ehlisünnet denilen ekol de kendi arasında birbirine füze salladılar.
Tefrika üzerine tefrikalar her yanımızı sardı.
Şia ve Ehlisünnet arasındaki çatışmaya mı yanasın, bir tarafta Medine diğer tarafta Küfe arasındaki “Eserciler ve Reyciler” kavgasına mı yanasın bilemiyorum.
Ehlisünnet denilen Eserciler ve Reyciler, iki ucube kavramla bölücülüğe davet çıkardılar.
Birbirlerini karşılıklı, dinli ve dinsiz sapık ilan ettiler.
Bu tefrikayı kitaplarımıza koyup okuttular.
Hala da okutup dururlar.
Fitne tohumlarını adeta sulayıp dururlar.
Bugün bu talihsiz ayrımın bayraktarlığını yapanlar Müslümanlar, modernist, gelenekçi ve yobaz diye birbirlerini tarumar ederler.
Gel gör ki bugün, çağdaş, modernist, gerici, yobaz, tarihselci, gelenekçi gibi çağ dışı, insanlık dışı ve Kur’an dışı kavramlarla Müslümanlar sınıflara bölünmüş, fitne sarmış her yanımızı.
Müslümanlar kategorize edilmiş, işportaya arza sunulmuş.
Desene Piyasa İslam’ı doğmuş.
Bilim erbabının bu fitneye kucak açması ne kadar da acıdır.
Desene mürekkep cehalet, sarmış her yanımızı.
Medya karşısında biri diğeri tekfir ediyor.
Halkın karşısında kapatılması zor, derin yaralar açıyor.
Bugün bu anlayışı, adeta, Galatasaray ve Fenerbahçe ikilisine soktular.
İslam düşmanları beklediği fitneyi çıkarmada başarılı oldular.
Müslümanlar ne zaman Allah’ın emri olan şuraya (istişareye) ve alınan kararlara iman edeceklerdir.
Ne zaman “Şura ile İcma”yı hayatımızın ilkesi kılacağız.
Ortak akılla alınan kararlara hepimiz saygı duyacağız.
Bugün her yaban ağacının dibinde bir din algısı türedi.
Gönül dünyamızda yabani otlar bitti.
Canlı veya cansız putçulara davetiye çıkarıldı.
Bu İslam’dan yabani ağaçlar da kin ve nefret üretti.
Desene Kur’an ilkelerinin kurumsallaşması anlaşılamadı.
Kurumsallaşma yerine bireysellik tercih edildi.
Ehlisünnet algısı dejenere edildi ve yozlaştırıldı.
Umarım Devletimiz ve Diyanetimiz bu konuda asli görevlerini tekrar üstlenir.
Birlik ve tevhit ilkesini kurumsallaştırma ile fiiliyata geçirirler.
Eğitim ve öğretimle de bu kurumsallaşmaya katkı sunarlar.
Diyanetimizden bu konuda cesaretli adımlar bekliyoruz. İnsanlığın kurtuluşu, Kur’an’ın ilkelerinin kurumsallaşmada yatmaktadır. (ŞURÂ SÜRESİ /ŞURÂ İLE İCMA / EHLİSÜNNET YÖNTEMİ) Saygılarımla