Bilindiği üzere diş hekimliğinde uzmanlık ve hekimliğini ilgilendiren diş ağız diş sağlığı teknikerliği ile diş protez teknikerliğini tanımlayan yasa Meclis Genel Kurulundan geçti.
Öncelikle diş hekimliğinde uzmanlığı ele alırsak; bu yasa ile diş hekimliği eğitimi alıp, üzerine 4-5 yıl doktora yapmış olan diş hekimlerinin maduriyetleri giderilmiş olacaktır. Çünkü,
Kamuda çalışan doktoralı diş hekimleri:
• 1 derece kıdem almaları dışında doktorasız diş hekimlerinden hiçbir farkları yoktu,
• Doktora dalları dışında çalışmaya zorlanmaktaydı,
• Doktorası olmayan diş hekimleri amirleri olabilmekteydi,
• Hatta doktora yaptığı için tabiri caizse enayi gibi görülmekteydi,
• Uzman ödenek ve haklarından yararlanamamaktaydı.
Serbest muayenehanesi olan doktoralı diş hekimleri:
• Tabelalarında doktora dallarını belirtmeleri Türk Diş Hekimliği Birliği (TDB) yönetimi tarafından engellenmiş, doktora dallarını belirtenler hakkında disiplin cezaları verilmiştir.
• Doktora yaptıkları için adeta TDB tarafından cezalandırılmışlardır. Doktoralı diş hekimlerinin tabela haklarını kısıtlamak için hemen hemen tamamı doktorasız diş hekimlerinden oluşan TDB yönetimi tarafından kararlar alınmıştır.
Bu sütunda yayınlanmış 14 Haziran 2010 tarihli yazımda da olduğu gibi, doktoraya sahip çıkıldığı takdirde diş hekimliğinde uzmanlığa gerek olmadığını defalarca belirttim. Ancak yukarıda belirttiğim sorunları gidermek için en ufak bir girişimde bulunmayan çevrelerin uzmanlık yasasına karşı çıkmaları son derece anlamsızdır.
“Türk Diş Hekimleri Birliği meslektaşlarının belirli alanlarda uzmanlaşmasına hiçbir zaman karşı olmamıştır, karşı değildir” şeklindeki söylemler gerçek dışıdır. Bazı dalların uzmanlık için bilimsel verilerden uzak olduğunu TDB yönetimi söylemiş, ancak çeşitli derneklerden gönderilen bilimsel veriler TDB tarafından yok kabul edilmiştir. Maalesef tüm diş hekimlerinin birliği olması gereken TDB yönetimi doktoralı diş hekimlerinin haklarını savunmadığı gibi, bizzat engelleme yoluna da gitmiştir.
TDB internet sayfasında 07.04 2011 tarihinde yayınlanan yazıda “Doktoralı meslektaşlarımızın eğitimleri sırasında ve eğitim sonrasındaki özlük haklarının iyileştirilmesi yönünde yaptığımız önerilere rağmen, günümüze kadar Bakanlık ve YÖK tarafından herhangi bir düzenleme yapılmamasının sorumlusu olmadığımız gibi, bir gecede yüzlerce uzmanın sisteme dâhil edilmesi ve sonrasındaki hizmet sunumunda yaratacağı sorunların da sorumlusu olamayacağımızı sağduyu sahibi meslektaşlarımız kabul edecektir.” şeklindeki ifadenin neresi doğrudur? Doktoralı diş hekimlerinin eğitim sırasında ve sonrasındaki özlük hakları için TDB hangi girişimde bulundu? Muayenehane tabelasında doktora dalının belirtilmesi engelleyen TDB yönetiminin doktoralıların özlük haklarının iyileştirilmesi için öneriler sunduğuna inanmak saflık olur.
Doktoralıların yukarıdaki sorunları giderilseydi uzmanlıktan ne farkı kalırdı, diye sorulabilir.
Farkları sıralarsak;
• Doktora yükseköğrenim olduğu için fakültelerde verilmektedir, uzmanlık devlet hastanelerinde de verilebilecektir.
• Doktora üniversitelerin sağlık bilimleri enstitülerine bağlı bir eğitimken, uzmanlık Sağlık Bakanlığına bağlı bir eğitimdir.
• Doktorada diploma verilirken, uzmanlıkta uzmanlık belgesi verilir.
• Doktora varken uzmanlık alanlarının sınırlarının belirlenmesi gibi bir sorun yokken, uzmanlıkta uzmanlık alanlarının sınırlarının belirlenmesi birçok soruna yol açabilecektir.
Sonuç olarak doktoralı diş hekimlerinin sorunları uzmanlık yasası olmadan çözülemediğinden yasanın çıkması olumlu olmuştur. Uzmanlığa halk sağlığı açısından bakılırsa:
• Her diş hekiminin her şeyi bilmesi mümkün değildir. Günümüzde diş hekimliği, yüz-yüz elli yıl öncesi gibi diş çekmekten ibaret değildir. Gelişen bilimsel ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için uzmanlık gereklidir.
• Bu tedavi yaklaşımları bazı çevrelerce önerildiği gibi birkaç aylık kurs programları ile diş hekimliği eğitim süresinin 6 yıla çıkartılması vb. şekilde öğretilemez. Uzmanlık süresi en az 3-4 yıldır. Bu süre bile uzmanlık tecrübesi için yetmeyebilir. Kaldı ki, birkaç aylık sürelerde uzmanların uygulayabileceği tedaviler öğretilmeye kalkıldığında hastalara zarar verilmesi olasıdır. Bir bilgi verilecek ise tam verilmelidir. Yarım yamalak bilgiler hata riskini yükseltir.
Pratisyen ve uzman diş hekimlerinin yetki ve sınırları doğru belirlendiği takdirde “Uzmanlık çıkarsa pratisyen diş hekimleri ne yapacak, işsiz mi kalacak?” sıkıntıları da giderilmiş olacaktır.
Yasadaki diş hekimliğini ilgilendiren ikinci konu; ağız ve diş sağlığı teknikerliği ile diş protez teknikerliğinin tanımlanmış olmasıdır. Bu iki mesleğin tanımlanması da bence çok olumludur.
Ağız ve diş sağlığı hizmeti veren kamu ve özel kurum/kuruluşlarda diş hekimine yardım eden kişiler genellikle sağlık eğitimi almamış ya da diş hekimliği dışında sağlık eğitimi almış kişilerden oluşmaktadır. Diş hekimliği ile ilgili eğitim almamış personelin diş hekimine yardımcı olması yetersiz olmakta veya bazı şeyleri öğrenmesi uzun zaman almaktadır. Bu nedenle bazı üniversitelerde sağlık meslek yüksekokullarına bağlı ağız-diş sağlığı programları zaten açılmıştı. Ancak yasal bir zemine oturmadığı için bu okullardan mezun olanların durumu belli değildi. Bu yasayla diş hekimliği yardımcı personelinin tanımlanması daha iyi ağız ve diş sağlığı hizmeti verilmesi açısından çok olumlu olmuştur.
Aynı şekilde diş protez teknikerliği de yasal zemine tam oturmuş değildi. Genellikle diş protez laboratuvar işleri usta-çırak ilişkisi ile öğrenilmekte, sonuçta diş hekimliği terimlerinden bile habersiz kişilerce sağlıkla ilgili protez hizmetleri verilmekteydi. Yine bazı üniversitelerde sağlık meslek yüksekokullarına bağlı ağız-diş sağlığı programları zaten açılmıştı. Yine yasal bir zemine oturmadığı için bu okullardan mezun olanların durumu belli değildi. Bu yasayla, diş protez laboratuvar işlerini bu okullardan mezun kişilerin yapmalarının daha kaliteli ve sağlıklı protezlerin üretilmesini sağlayacağı düşüncesindeyim.