Medya haberlerinden öğrendiğimize göre, SSK hastaneleri de dahil olmak üzere, tüm SSK’ya bağlı sağlık birimleri, Sağlık Bakanlığı’na devir oluyormuş. Çok şükür, nihayet diyoruz. Başından beri hep söyledik, söylenildi, Sağlıktan sorumlu’ tek bakanlık Sağlık Bakanlığı olmalıdır’ diye.
Nihayet bu gerçeği, sayın bakan ve sağlık bakanlığımız yetkilileri de teyit ettiler. Bir sağlık hizmeti ki, düşünün toplumun yirmi milyondan daha fazlası, Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan hizmet alıyor. Nerdeyse yarıya yakını ediyor. Sağlık Bakanlığı’ ise, ancak geriye kalan yarısından sorumlu.
Başından beri söylenegeldi. Neredeyse dilimizde tüy bitti. Tek başına iktidarsınız, istendiğinde anayasayı bile değiştirecek sayıya sahipsiniz. Programınıza da koymuşsunuz. Göreve gelir gelmez, bu yasa değişikliği önerisi gündeme gelmeliydi. Boşu boşuna, iki koca yıl beklenildi. Zararın neresinden dönülürse dönülsün, kardır derler. Buna da çok şükür.
Toplumu SSK’lı, Bağ-Kur’lu, Emekli Sandığı’na bağlı memurlar diye bölmek ve ayrı ayrı kurum hastanelerinde sağlık hizmeti vermek, bizce de hiç mantıklı değil. İster memur, ister işçi olsun herkes bu karardan hoşnut. Bir tek karşı çıkanlar işçi sendikalarının bazıları ve onların yöneticileri.
Komik olan şudur ki, işçisin, hastalandığında çok yakındaki bakanlık hastanesine gidemiyorsun, kilometrelerce uzaktaki SSK hastanesine gitmek zorundasın. Ya da, evinin karşısındaki SSK hastanesine, memursun denilerek alınmıyorsun. Hepimiz aynı ülkenin vatandaşlarıysak, resmi sağlık kurumlarından da eşit olarak yararlanmalıyız.
Ne diyorlar bir bakalım: Efendim işçilerin primleriyle yapılan ve aslında onlara ait olan SSK hastaneleri, Sağlık Bakanlığı’na devredilemezmiş. Vay be. Devletin hastaneleri, memur, köylü, işçi, esnaf velhasıl hepimizden toplanan vergilerle yapılmıyor mu? Aslında istenilen şey, bazı sendikacıların SSK hastaneleri üzerindeki etki ve baskılarının kaybolmaması. Eh birazcık kayboluversin. Bu kadarı yetiyor mu? Yetmez. İkinci aşamada yapılacak olan iş, diğer bakanlıklarda ve diğer devlet kurumlarındaki tanı merkezi’ ve dispanser’ adı altında faaliyet gösteren işletmelerin ve cihazların da, yine aynı haklı gerekçelerle Sağlık Bakanlığı’na devredilmesidir. Kurum doktorluğuna asla karşı değiliz. Ancak dispanser açıyoruz diye pek çok yere, çok fonksiyonlu son model cihazlar alınıyor. Günde birkaç tetkikin yapılıp genellikle atıl duran otomatik analyzer’ler, röntgen ve tomografi cihazları, günde birkaç hasta görülen diş tedavi üniteleri gibi daha neler sayılabilir.
Tek başlı sağlık hizmeti sayesinde, sağlık hizmetlerinin kalitesinin yükselmesinin yanında, sağlık istatistikleri de tek elde toplanabilecektir. Ülkemizin zaten kıt olan, kaynaklarını, yine ülkemiz insanı için rantabl şekilde kullanmak zorunayız.
Verdikleri karar, geç de olsa hükümeti ve doğal olarak Sağlık Bakanlığı’mızı kanun teklifi ve sağlıklı kararları nedeniyle yürekten kutlarım. Sağlıkta hizmetlerin tek elde toplanmasını candan destekliyorum.
4
önceki yazı