Bilindiği gibi 1990-2000 yılları arası tüm Dünya’da "Beyin Yılı" olarak benimsenmişti. Bunun nedeni son yıllarda Merkez Sinir Sistemi ile ilgili bilinenlerin, bilinmeyenler yanında çok az olduğunun anlaşılması ve buna paralel olmak üzere bilimsel araştırmalara yoğunluğun artmasıydı. Halen de beyin araştırmaları ve genetik araştırmalar at başı birlikte ve yoğun olarak devam etmektedir. Beyin araştırmaları ile birlikte tanı ve tedavi yöntemlerinde de yenilikler birbirini izlemektedir. Bu yenilikler hem nöroloji uzmanlığının özellikle bilimsel ve eğitim düzeyinde artık genel nöroloji olarak devam etmesini imkansız kılmış ve yeni üst ihtisas dallarının doğmasına neden olmuştur. Amerika Nöroloji Akademisinin şu anda kabul ettiği nöroloji üst ihtisas dalları sayısı 34’ü bulmuş bulunmaktadır. Ülkemizde de bu gelişmelere paralel bir şekilde eğitim birimlerimizdeki nöroloji kliniklerinde kendi içimizde bir nevi üst ihtisaslaşmış gibiyiz. Nöroradiyoloj, serebrovasküler hastalıklar, nörosonoloji, nöroimmunoloji, EEG-EMG ve klinik nörofizyoloji, parkinson ve hareket bozuklukları, demans ve bellek bozuklukları, kas ve periferik sinir hastalıkları bunlardan bazılarıdır. Bilimsel düzeyde yurt içi ve/veya yurt dışı eğitim desteği sağlamış ve çalışmalarını belirli bir konuya yönlendirmiş öğretim üyelerini hepimiz biliyoruz ve bilimsel toplantılarda kimin hangi konuda söz sahibi olduklarını bilerek davet ediyoruz. Ancak Uzmanlık Tüzüğü bu gelişmelere uygun bir dinamiklik ve esneklikte olmadığından eğitimcilerimizin bu üst ihtisaslaşmaları resmiyet dışı olarak devam etmekteydi. Buna paralel olmak üzere de bu ekipler Nöroloji Derneği yanında ilgilenmekte oldukları konulara yönelik spesifik dernekler kurdular. Türk Beyin Damar Hastalıkları, Türk EEG-EMG Nörofizyoloji, Kas Hastalıkları, Epilepsi, Parkinson, Alzheimer Dernekleri gibi). Kurulan bu dernekler maddi olanakları ve kişisel gayretleri doğrultusunda yurt içi ve yurt dışı bağlantılar kurarak ve büyük fedakarlıklarla dergiler veya bilimsel toplantılar (Kongre veya sempozyum) yaparak nörolojideki gelişmeleri hem meslektaşlarına aktarmakta, hem de gelişmelere katkıda bulunmaktadırlar.
Nöroloji branşı, birçok özel dalları ile birlikte yeni teknik tanı ve dolayısıyla tedavi gelişmelerine ayak uydurabilmek için sadece Nöroloji Derneği olarak değil de diğer spesifik derneklerle birlikte hareket ederek mücadelede etmek zorundadır. Sivil toplum örgütü olarak güçlülüğü gösterecek ve baskı unsuru olarak etkin olacak olan tek dernek değil de dernekleri şemsiyesinde toplayacak olan Nöroloji Federasyonu olmalıdır.
Birlikten güç doğacağının bilinci içinde olarak ülkemizde sayacağımız bazı federasyonlara bakalım: Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Öğretim Elemanları Dernekleri Federasyonu, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Körler Federasyonu, Fotoğraf Sanatı Federasyonu, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Deveciler Federasyonu. Bunlar içinde en çarpıcı olan ve 27 şehrin derneklerinin birleşerek bir araya getirdiği Deveciler Federasyonu’dur. Bunların yanında biz nörologların da birleşip federasyonlaşmayı gerçekleştirme becerisini göstermemiz kaçınılmaz olmalı ve dayanışma birliği demek olan federasyonlaşmanın önemini kavramamız gerekmektedir. Nörolojideki gelişmeleri gerek Sağlık Bakanlığı’na gerekse diğer branşlara kabul ettirebilme uğraşında daha etkin ve güçlü bir sivil toplum grubu olabilmesi için federasyonlaşmalıdır.
Türk Nöroloji Derneği’nin federasyonlaşmayı gerçekleştirmesi için kendisi ile birlikte diğer tüm spesifik dernekler olağanüstü Genel Kurul toplayıp federasyon için karar alacaklar ve ortak bir Federasyon Tüzüğü hazırlayacaklar. Federasyonlaşma ile ilgili Dernekler Kanunu’ndaki maddeler aşağıdadır:
"Madde 34 – Federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan ve kamu yararına çalışan en az üç derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri; konfederasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulur.
Madde 36 – Federasyon ve konfederasyonlar, tüzüklerinden dört nüshasını kuruluş bildirisine ekli olarak mahallin en büyük mülki amirliğine vermekle tüzel kişilik kazanırlar.
Kuruluş bildirisine ayrıca, federasyonu teşkil eden derneklerle, konfederasyonu vücuda getiren federasyonların genel kurullarında üst kuruluşa katılma hakkında alınmış olan kararların dört örneği eklenir."
Hazırlanacak Federasyon Tüzüğünde Yönetim Kurulu Üye sayısı spesifik dernekler sayısına göre belirlenir ve her dernek bir üye ile temsil edilir, Federasyon Genel Kurulu için her dernekten 2-4 gibi standart bir sayı yanında mevcut üyelerinden her 50 üye için bir temsilci ile temsil edilme hakkı tanınır. Başkan ve Yönetim Kurulu üyesi olmak en fazla 2 dönem ile sınırlanır ve başkanlık dönüşümlü olur. Ulusal Nöroloji Kongresi 2 yılda bir ve bizzat Federasyon Yönetim Kurulu tarafından organize edilir. Spesifik kongre veya sempozyumlar ise ara yılda ve yine Federasyon Yönetim Kurulunda konuşularak düzenlenir ve bu toplantılardan Federasyona belirli bir katkı verilir. Spesifik dergilerden uluslar arası düzeyi olmayanlar ya yayınına son verir veya Nöroloji Dergisinin ek sayısı olarak devam eder.
Federasyon Yönetim Kurulu böylece tüm nöroloji derneklerini şemsiyesi altına toplayacağı için güçlü bir sivil toplum örgütü konumu ile tüm nöroloji camiasının güçlü bir temsilcisi olma hüviyetine kavuşmuş olur. Böylesi güçlü bir yapılaşmanın en kısa sürede gerçekleşmesini Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu olarak sabırsızlık ve ümitle bekliyoruz.