Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin yeni başkanı Barack Hussein Obama, Başkanlık koltuğuna oturmadan önce, yani henüz “seçilmiş başkan” sıfatı ile 22 Aralık 2008 tarihinde yaptığı radyo konuşmasından yola çıkarak New Scientist dergisi (3 January 2009, p10), Obama tarafından “rüya takımı”nın bilimin başına getirildiğini söylemektedir. Hatta Obama’nın Başkanlık Bilim ve Teknoloji Danışma Konseyi’ne atadığı grubu “ABD hükümetleri tarafından onlarca yıldır atanan en üst düzeyde tanınmış bilim adamı grubu olduğundan kuşku yoktur” diyerek Başkan tarafından atanan bilim adamlarını onurlandırmaktadır. Aslında teşhis doğru olup, ABD’nin en seçkin bilim adamları bu gruba seçilmiştir.
Konsey üyeliğine önemli isimleri atayarak bilim çevresinde sevinç yaratan Obama, bunun daha ötesinde radyo konuşmasında bilim adamlarına açık güvence vermiştir: “Bilimi ajandamızın en tepesine koyuyoruz, (çünkü) bilim dünya olarak geleceğimizin anahtarlarını elinde tutmaktadır… Serbest ve açık araştırma korunacaktır… Politik ya da ideolojik nedenlerle olaylar ve kanıtlar asla çarpıtılmayacak ya da gizlenmeyecektir.”
Bu ifadelerden, Obama’nın konuşmasının derinliklerinde bilim adamlarını ideolojik ve politik etkilerden koruyacağına dair verdiği sözü ortaya koymak hiç de zor olmamaktadır. Belki de bu sözlerini kök hücre ve iklim araştırmacılarının karşılaştığı güçlükleri dikkate alarak söylemektedir.
Konsey üyeleri arasında ağırlığı biyolojik ve tıbbi bilimler oluşturmaktadır: İnsan Genom Projesi’nden, Kanser Enstitüsü’nden, Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden. Bunların yanında Obama’nın fizik ve iklim bilimlerini kollayacağı da söylenmektedir.
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından da vurgulandığı gibi, Obama’dan beklentiler çok ve üst düzeyde. Tüm dünya Obama icraatından bir şeyler beklemektedir. Bilim adamları da pek çok beklentilerinin yanında Konsey’de en üst düzeyde temsil edilmekten çok mutlu olmuşa benziyorlar. Dileğimiz ve beklentimiz ABD’li bilim adamlarının heveslerinin kursaklarında kalmamasıdır.
Şimdi gelelim Türkiye gerçeğine: Beklentimiz, Obama rüzgarının Türkiye’ye de ulaşması ve zaten belirli bir ivme kazandığına inandığımız bazı devlet kuruluşlarının (TÜBİTAK gibi) beklentilerin ötesinde başarıya ulaşmalarıdır. Artık şunu herkesin iyice idrak etmesi gerekir ki, kalkınma bilim ve fenle olur. Bunun en son ve başarılı örnekleri Çin ve Hindistan’dır. Dünyadaki benzer uygulamalar Türkiye için çok güzel örnek oluşturabilir, uzayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur ve dünyadaki deneyimlerden acilen yararlanmamız gerekir. Hem Türkiye’de un var, su var, şeker var ve helva en kısa sürede yapılmalıdır. Aksi takdirde “nal” toplamaya devam ederiz.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.