Gazze’deki soykırım ve işgalin tarihin hiçbir döneminde pervasızlık, acımasızlık ve yasa tanımayan bir anlayışla devam etmesi ve bu anlayışı destekleyen ülke yöneticilerinin demokrasiyi bayraklaştırarak kararlar almasına karşın, dünya kamu oyunun dört noktada hassasiyetini ve ferasetini göstermesi gerekir kanaatindeyim:
Birincisi, halkı çoğunlukla Müslüman olan ülkelerin yöneticilerinin soykırım ve işgale caydırıcı etki gösterecek bir girişimde bulunmamaları.
İkincisi, halkı çoğunlukla Hristiyan olan ülkelerin yöneticilerinin gizli ve açıktan işgalci İsrail’i desteklemeleri.
Üçüncüsü, halkı çoğunlukla Müslüman ülkelerin gençlerinin üniversitelerde ve sokakta bağımsız Filistin, FİLİSTİN’E özgürlük isteklerinin sessizliğini koruması.
Dördüncüsü, halkı çoğunlukla hristiyan olan ülkelerin üniversitelerinde ve sokaklarında bağımsız Filistin, Filistine özgürlük haykırışlarının dünyanın her bölgesinde ses getirmesi.
Türkiye’nin Batı Bloku’na bağlı olması, NATO üyesi olması üniversitelerinde ve sokaklarında Filistin’e özgürlük istemesi de aynı bakış açısıyla değerlendirilebilir. Ayrıca Türk halkının ezici çoğunlukla Müslüman olması da aynı bağlamda değerlendirilebilir.
Bu analizden şöyle bir sonuç çıkarmak mümkün olabilir: Doğunun ve Batının çağdaş politikacıları sorunludur ve demokrasiyi araç olarak kullanmaktadırlar. Hukukun üstünlüğüne inanmamakta ve uygulamamaktadırlar. Evrensel insan haklarını korumakta sınıfta kalmışlardır.
Ve de evrensel ahlak ilkeleri ile eğitilerek yönetime taşınamamışlardır.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:
Dünya, bilime dayalı bir yönetim anlayışına evrilmelidir.
Evrensel ahlak(etik) ilkelerine göre yetişmeyen insanları yönetime taşımamalıdır.
Evrensel insan haklarını korumayı dünya görüşüne yerleştirmeyen insanları hiçbir kurumda yetkili kılmamalıdır.
Evrensel hukuk felsefesi eğitiminden geçmeyen hiç kimseyi hukuk kurumlarının başına geçirmemelidir.
Birleşmiş Milletlerin ve Güvenlik Konseyinin günümüzdeki iflasını yaşadıktan sonra, artık ülkemizden başlamak üzere dünya kamuoyuna küresel kapitalizmin emperyalist uygulamalarını ve oyunlarını kaldırabilecek değerlere sahip olan DOĞAL DÜNYA DÜZENİ anlayışını algılatmalıyız.
Öğrenci hareketlerinin bu felsefeyle gelişip serpilmesi ve Filistin’i abluka altına alan zalim gücü adaletli sivil bir güç olarak ablukaya alması hayalimizdir.
Yolumuz aydınlık olsun.