YOLDA YÜRÜRKEN; KARINCALARI EZMEMEYE DİKKAT EDEN İNSANDAN;
BAŞKASININ ARAZİSİNDE YÜRÜRKEN, AYAĞINA BULAŞAN TOPRAĞI FAİZ YEMEM DEYİP BULAŞTIĞI ARAZİYE SİLEN İNSANDAN;
YEDİĞİ YEMİŞİN PARASINI AĞACINA BAĞLAYIP GİDEN BİR İNSANDAN;
BUGÜN BAŞINI ÖNE EĞMEYİP GÖRENLER MESUT SANSIN DİYE YÜRÜYEN İNSANA…
HEYHAT…!
OKÇULAR ANLAŞILAN HAK MEYDANINI TERK ETTİNİZ.
Hz. Peygamber döneminde, sevgi toplumu kurmuştuk. Dertlerimize ve özlemlerimize, derman da bulmuştuk. Sınıfsız bir toplum da inşa etmiştik. Dünyada örnek bir toplum, adil bir düzen kurmuştuk. Dünyaya korku değil, sevgi güneşi gibi doğmuştuk. Bugün heyhat…!
Dünya korku ve nefret toplumuna dönüştü. Desene tarihten ders alamadık, tarihte kaldık. Hz. Peygamberin yıktığı putları teker teker inşa ettik. İlerdekileri değil, yanımızdakileri bile göremedik. İleriye değil, yanımızdakilere bile bakamadık. Desene son kullanma tarihi geçmiş ürünler ve araçlarla, geleceğimizi tehlikeye attık. Son kullanma tarihleri geçmiş ürünler, fosilleşmiş araçlar, kimyamızı bozdu. Bugün ise dijital gelecekte insan kalabilme savaşı veriyoruz. Eyvah…! Amacı değil, aracı kutsallaştırdık.
Nerdesin! Kimlesin! Özgürlük, Eşitlik (Tevhit), Adalet ve Kardeşlik…! Ana ilkelerimizi araca mahkûm ettik. Bugün işte ölüyoruz. İşte Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Afganistan… Geçmişimiz hep ayaklar altında… Vicdanlarımız kanıyor. Bizim Müslümanlar da birbirlerine hala ok atıyorlar. Atın bakalım! Attığınız bu oklarla kendinizi imha ediyorsunuz. Siyonizm’in zımni askerleri olmak istemezsiniz. Bugün ölen insanlığa ağlama günüdür. Ağlamak çözümse gelin birlikte ağlayalım. Heyhat…! Okçular! Oklarınızı ne zaman Siyonizm’e Kapitalizme çevireceksiniz.
Ne zaman adil bir dünya kurmak için yollara düşeceksiniz. Bugün ülkeler içinde bile çeşitli şehirler, farklı çağlarda yaşıyorlar. Hatta şehirler içerisinde bile mahalleler, farklı kıtalarda yaşıyorlar. Dahası farklı mahalleler bile farklı çağlarda yaşıyorlar. Camideki saf düzenimizi bozduk Hiyerarşik bir düzen kurduk. Zengin ve fakir, güçlü ve zayıf sınıflar oluştu. Sonuçta bugün sevgi toplumu, korku ve nefret toplumuna dönüştü. Ebu Süfyan’ın evine giren ne zaman korunacaktır. “Günahından kaçan, kovalanmaz” bunu bilesiniz. “Biri ağlarken, bir de gülemez” bunu da bilesiniz.
Bu da benden gelsin kıymetli okuyucularım dinleyesiniz ” *karşıdan görünen yayla.* Saygılarımla.
1 yorum
Tebrikler hocam. aynen öyle oldu. ama ben asla yerimi terk etmem.