Başhekimlerle ilgili birkaç yazı yazdım. Sırası geldiğinde yayınlanıyorlar. Hekimler ve çalıştıkları hastanelerimiz zaten ilgi alanımız olduğundan zaman zaman ilgili konulardaki aksaklıkları dile getirmemiz de kaçınılmaz oluyor.
Gelin size taze bir öykü daha anlatayım. Efendim, Ankara’nın göbeğinde bir hastanemiz var. Eski ‘Devlet Demiryolları Hastanesi’. Yakın zamanda, Demiryolları üst yönetimi, hastaneyi SSK kurumuna devretti. Sonradan çıkarılan kanun gereği, tüm SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na verilince de hastane doğal olarak bakanlığa geçmiş oldu.
Haberimiz de işte bu değiş tokuşla ilgili olacak. SSK yönetimi, tam teşekküllü olan hastanenin doğum servisini, “bizim kendi doğum hastanemiz var” diyerek kapatıvermiş. Hasta odaları da diğer kliniklerce paylaşılıvermiş. Hastane, Sağlık Bakanlığı’na geçtiğinde, bünyesinde görev yapan kadın doğum uzmanları, ‘biz çalışmak istiyoruz, kadın-doğum servisimizi açın’ diye başvuruda bulundukları halde, servis bir türlü açılmamış. Onlara, “siz sadece poliklinik yapın” denilmiş.
Bu, bakanlığın bir iç politikası olabilir, saygı duymak lazım. Ancak kapalı bulunan aynı klinik için, zaten 3 kadın doğum uzmanı varken, 6 yeni uzman daha atanmış. Etmiş mi size tam tamına 9 kadın doğum uzmanı.
Meslektaşlarımız, ‘biz çalışmak istiyoruz, servisimizi açmıyorlar, başhekimliğe, bakanlığa başvuruda bulunduk, dinleyen olmadı’ diyerek Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Genel Merkezi’ne dilekçe göndermişler. Biz de olayı, işte bu başvurudan sonra öğrendik.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde, performans uygulamasına geçince hasta yatışları, ameliyatlar bir arttı ki sormayın. ‘Eh orası da küçük bir hastane. Kadın doğumcular şimdi bol hasta yatırırlar. Yatakları doldururlar. Ameliyathanede yer bulunmaz. Diğer kliniklerin işlerine engel olurlar diye mi düşünülüyor’ ben pek anlayamadım.
Amacımız, her yapılana, salt eleştiride bulunmak değildir. Yazılarımı kronolojik olarak takip edenler, yapılanları ve eleştirileri çok yakından biliyorlar. Bizler de bu güzel ülkeyi en az idareciler kadar seviyoruz. İktidar demek icraat demektir. İyi icraatları alkışlarız. Yanlış olanları cesaretle dile getiririz, eleştiririz. Hepsi o kadar.
Bakanlık ve Personel Genel Müdürlüğü, zaten kapalı olan bir klinikte, 3 uzman varken, hoşça vakit geçirsinler diye, 6 yeni kadın-doğum uzmanı atanmasının haklı gerekçelerini açıklamalı. Ya da, hastanenin kadın doğum servisini açmalı.
Not: Ankara’nın aynı bölgesinde Gazi Üniversitesi’nin, tam teşekküllü 1200 yataklı, 1000’e yakın doktor, 2000 civarındaki görevlisi ile dev gibi yükselen ‘Gazi Tıp Fakültesi Hastanesi’ varken, o küçük hastaneye ‘Gazi Hastanesi’ adının verilmesini de, tüm Gazi Tıplı’lar olarak çok yadırgıyoruz. Kardeşim, güzel Türkçe’mizde, başka hastane ismi bulamadınız mı? ‘Gazi adı kimsenin tekelinde değil, zaten mahallenin adı da Gazi, biz o nedenle aynı adı verdik’ diyebilirsiniz de. Bakın en basitinden neler olur. Bir kısım posta ve kargolar yanlışlıkla bize gelir. Hastaların büyük çoğunluğu taksiye binip ‘Gazi hastanesine çek’ dediklerinde kendilerini Gazi Tıp Fakültesi’nde buluverirler. Ne diyelim, bizden söylemesi, gerisi bakanlık yetkililerine kalmış. Saygılarımla.