Geçen hafta içerisinde televizyon seyrederken, özel bir kanalda “Tüp Bebek Yöntemlerinde Gelişme” adlı bir programın olduğunu görünce izlemek istedim. Profesör ünvanlı bir hocamız konu ile ilgili bilgi verirken, alt yazı ile “SMS gönderen üç şanslı seyirci Prof.Dr……tarafından ücretsiz muayene edilecek” bilgisi geçti. Bu alt yazı yirmi yıllık meslek yaşantımda öğrendiğim mesleki davranış kodlarına ters geldi. Önce “Belki hocamızın alt yazıdan haberi yoktur” diye düşündüm. Ancak, alt yazıda hocamız tarafından muayene edileceği bilgisine dayanarak mutlaka haberi vardır kanaatine vardım. Açıkça söyleyim ki yaklaşık on dakikalık bir süreden sonra da programı izlemedim.
Yayında gördüklerim ile daha önceden vakıf olduğum bir olayı da hatırlayarak bu ve benzeri durumlarla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Daha önceden vakıf olduğum olayda da bir market, belirli bir miktarda alışveriş yapacak müşterilerine özel bir hastanede “check-up” yaptırma şansı vermekteydi.
Tıp etkinlik alanı, tarihsel süreçte meslek adamlarınca kabul görmüş kendi davranış ilkelerini oluşturarak bu ilkelerin büyük bir çoğunluğunu da yazılı hukuk kuralı haline getirmiştir. Yazılı olmamasına rağmen hem hekimlerimiz tarafından hem de hastalarımız tarafından gayet iyi bilinen bazı davranış kodlarımız da mevcuttur. Mesela, hekimin bir meslektaşından ya da meslektaşının birinci derece yakınlarından tıp etkinliği için ücret almayacağı yazılı bir hukuk kuralı olmamasına rağmen günümüzde de geçerliliğini büyük oranda korumaktadır. Ancak; şu da bir gerçek ki; bu meslek grubunu diğer meslek gruplarından ayıran ve gıpta ile bakılmasına neden olan davranış kodlarımız zamanın akışı içerisinde maalesef zaafa uğramakta ve bunun sonucunda hekimlik, hızla, ekonomik kodların boyunduruğuna girmektedir.
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin (Tüzüğü) 8. maddesinde belirtildiği üzere hekimler, mesleklerine ve tedavi müesseselerine ticari veche (yüz, görünüm) veremezler. Buradaki anlam, Türk Tabipleri Birliği tarafından kaleme alınmış “Hekimlik Meslek Etiği Kuralları”nın “Ticari Amaç ve Reklam Yasağı” başlığı ile verilen 11. maddesinde daha net bir şekilde yansıtılmıştır. Bu maddeye göre hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez…
Bu hükümlere dayanarak ne atılacak SMS karşılığında ne de belirli bir miktarda yapılacak alışveriş karşılığında bireye sağlık hizmeti verilmesi bana ters gelmektedir. Çünkü; 1) Atılan her SMS, yapılan her alışveriş ekonomik gücün bir göstergesidir. Oysa ki hepimiz çok iyi biliyoruz ki ya da çok iyi bilmeliyiz ki hekim yansızdır. Yani; hekim görevini yaparken hastaların ekonomik farklılıklarını gözetmez/gözetemez. 2) Ayrıca, kısıtlı sağlık hizmetlerinin ihtiyacı olanlara dağıtılmasını belirten tıp etiği ilkelerinden en önemlisi olan adalet ilkesinin de örselendiğini düşünmekteyim.
Sonuç olarak; yukarıda zikredilen meslek etiği kuralında da belirtildiği üzere hekim sadece aktif (özne) olarak değil pasif (nesne) olarak da ticari bir olayda yer alamaz.