Akademikakil.com’un bu ayın konusu olan “Sosyal Medya” konusundaki görüşlerimi değerli okurlarımla paylaşacağım. Okuyucularımı fazla rakamlara boğmak istemem ama sonuçta analiz yapmamızı kolaylaştıracak verileri paylaşmak isterim. Sosyal medya konusundaki veriler Ağustos 2022 ayı itibariyle aşağıda özet olarak verilmiştir. Bu rakamlardan yola çıkarak analiz yapmaya çalışacağım.
Sosyal medya, iletişim, topluluk temelli girdi, etkileşim, içerik paylaşımı ve işbirliğine odaklı web sayfalarıdır. Uygulamaları ortak temellidir. Sosyal medyayı yeni nesil web teknolojisinin getirdiği kullanıcı kolaylığı ve iletişim hızıyla yakalanan eş zamanlı bilgi paylaşımının takip edildiği platform olarak tanımlayanlar da vardır.
Günlük hayatımızın vazgeçilmez unsuru olan sosyal medya çeşitli sektörlerde kullanılmaktadır. Olumlu yönleri yanında olumsuz yönleri de vardır. Değinmek istediğim olumlu yönlerinden ziyade, gençlerimizin olumsuz etkileriyle karşılaşmaları konusunda tavsiyeler olacaktır. Önemli olan bu sistemin bağımlısı ve kölesi olmamak, onun efendisi olabilmektir. 2 milyardan fazla kullanıcısı olan Facebook dünyanın en büyük çevrimiçi nüfusuna tekabül etmektedir. Facebook’un aylık aktif kullanıcı sayısı 2.2 milyar civarındadır, gönderilerdeki karakter sınırı ise 63.206’dır. Linkedin kullanıcı sayısı ise 700 milyonu aşmıştır, kullanıcıların çoğunluğu 30-49 yaş arasındaki kişilerden oluşmaktadır. Twitter’da ise aylık aktif kullanıcı sayısı 330 milyon civarındadır. 18-29 yaş grubu Twitter’ı en yoğun olarak kullanan gruptur. Gönderilerdeki karakter sınırı ise 280’dir. Instagram’ın ise 1 milyardan fazla kullanıcısı vardır. Kullanıcıların yaklaşık %30’u 18-24 yaş aralığındadır. Gönderilerdeki karakter sınırı ise 2200’dür.
Ocak 2022 ayı itibariyle toplam sosyal medya kullanıcı sayısı dünya genelinde 4.62 milyar kişidir. Ortalama sosyal medya kullanma süresi 2 saat 27 dakikadır. Bu verilere göre dünyanın %58.4’ü sosyal medya araçlarını kullanmaktadır. 13+ yaş gurubunda sosyal medya kullanma oranı ise %74.8’dir. Bu yaş grubunda internet kullanım oranı %93.4’tür. Bu sosyal medya araçlarının kullanıcı istatistikleri cinsiyete ve yaş gurubuna göre değişiklik göstermektedir. Yaş gurubu yükseldikçe kullanım oranı düşmektedir. Bu tür istatistikler değişik araştırmalarla karşılaştırdığında anlamlıdır.
Dünya genelinde, Facebook 2.91 milyar, Youtube 2.562 milyar, Whatsapp 2 milyar; Instagram 1.478 milyar, Wechat 1.263 milyar; Tiktok 1 milyar; Facebook Messenger 988 milyon, Telegram 300 milyon, Twitter 436 milyon, Reddit 430 milyon kişi tarafından kullanılmaktadır. Benim verdiğim veriler en son ve güncel verilerdir. Kısaca dünya nüfusunun %40’dan fazlası sosyal medyayı kullanmaktadır ve bu mecralarda ortalama 2 saat zamanını harcamaktadırlar. Her dakikada yarım milyon tweet atılmakta ve snapchat, fotoğrafı yayımlanmaktadır.
Değerli okurlarım, sosyal medyayı internet kullanımından ayırmakta fayda vardır. İnternet ağı World Wide Web (www) ile ilgili 1950lerden beri çalışmalar olmakla birlikte www 1989’da CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) mühendislerinden Tim Berners Lee tarafından kuruldu. Lee, Londra’da trenlerin kalkış saatlerini araştırırken bu araştırmalarına başladığını söyledi sonra internet ağı tüm dünyaya yayıldı. Çeşitli sektörler geliştirdikleri yazılımlar sayesinde bu ağı kullanmaktadır. E-devlet, e nabız uygulamaları devlette özellikle SGK uygulamaları gibi. Ticari sektörde bankalar, şirketler; eğitim sektöründe çeşitli eğitim setleri ve uygulamaları buna örnek verilebilir. Bu bir çeşit araç olduğu için makul amaçları gerçekleştirmede faydalıdır. 1993’ten itibaren internet kullanımı ülkemizde de yaygınlaştı. Şu an çeşitli sektörlerde bu imkânlardan faydalanılmaktadır. Www sayesinde oluşturulan bloglar ise kısa makale ve bilgi notlarıdır diyebiliriz. 2010 yılı itibariyle blog kullanımı ABD’de %49, Avrupa Birliği ülkelerinde %29, Asya Pasifik’te %12, Kanada’da %7, Güney Amerika’da % 3 oranındadır, aradan geçen 12 yılda haliyle bu oranlar artmıştır.
İnternet kullanımı sosyal ekonomik gelişmişlikle de yakından ilgilidir. Yukarıda da değindiğim gibi bu, bürokrasinin nerdeyse bir parçası haline gelmiştir. Bunu ikinci kez vurgulamamın nedeni değerli okurlarımın sosyal medyayla internet kullanımını ayarlamaları ve olumlu ve olumsuz yönlerinde özellikle sosyal medya kullanımında gençlerimize hata yapma olasılığını en aza indirgemektir.
İnternet kullanım oranları Ocak 2022 ayı itibariyle dünyada;
Kuzey Avrupa: % 85
Batı Avrupa: %84
ABD: %82
Doğu Avrupa: %70
Güney Avrupa: %45
Merkezi Asya: %33
Doğu Asya: %69
Güneydoğu Asya: %69
Okyanusya: %66
Doğu Afrika: %10
Batı Afrika: %16
Güney Afrika: %16
Orta Afrika: %8,
Güney Amerika: %79
şeklinde sıralanmaktadır. Yani Norveç, İsveç, Finlandiya gibi ülkelerde internet kullanım oranı dünyada en fazla iken Çad, Nijer gibi ülkelerde en az durumdadır.
Bu tür iletişim ve sosyal medya kullanıcıları bu tür programlarını telefonlarına da indirmektedir. Bu durumda dünyada mobil telefon kullanıcılarının sayılarını baktığımızda veriler, araştırmalar ve bulgular birbiriyle örtüşmektedir. Burada ise 7.91 milyarlık dünya nüfusunun mobil telefon kullanıcı sayısı 5.31 milyar; internet kullanıcıları 4.95 milyar; sosyal medya kullanıcıları ise 4.62 milyar civarındadır. Toplam dünya nüfusunun % 57’si şehirlerde yaşamaktadır. Mobil telefon kullanıcılarının dünya nüfusuna oranı ise % 67.1’dir. İnternet kullanıcılarının dünya nüfusuna oranı % 62.5’dir. Sosyal medya kullanıcılarının dünya nüfusuna oranı %58.4’tür.
Sosyal medya kullanıcılarının dünya genelinde özellikle ABD merkezli yapılan araştırmalarda cinsiyet, eğitim düzeyi ve ekonomik duruma göre de farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Örneğin, kadınlar Facebook, Instagram, TikTok uygulamalarını daha fazla kullanırken erkekler ise YouTube, Twitter ve Reddit’i daha sık kullanmaktadır. Yalnız bu ABD’ye özgüdür dünyaya genellemekten kaçınırım. Yaş gruplarında ise 18 -29 arası yaş grubu daha çok Instagram ve Reddit kullanırken 65+ tüm sosyal medya araçlarını en az kullanan grup olarak öne çıkmaktadır. Bu araştırmalarda okul tiplerine ve ABD’ye geldikleri ülkeye göre de farklılıklar vardır. Yukarıda da belirttiğim gibi bu paragraftaki araştırma ABD ile sınırlı olduğu için genelleme yapamam ama sonuçta bilimsel veridir.
Yukarıda sosyal medya araçlarının kullanımına ilişkin sayısal verileri verdikten sonra bunun olumlu ve olumsuz yönlerini SWOT analiz dediğimiz tekniğin sözel yönüyle analiz etmek isterim. Sosyal medya kullanımını kısaca olumlu yönleri:
1. İletişim, ticaret ve eğitim gibi konularda zaman ve emek kaybının azalması yönüyle internet ve buna bağlı sosyal medya kullanımı normal hayatın olağan akışına uygundur.
2. İş ve ürün pazarlama, reklam, üretici tüketici ilişkilerinde hızlanmayı sağlamaktadır.
3. Eğitim, e- devlet, e-sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinde hızlılık sağlamaktadır.
4. Adli işlemlerde e-tebligat, Segbis ve e-duruşma sayesinde adaletin hızlanması sağlanmaktadır.
5. Eğitim sektöründe eğitim öğretim zamanın şartlarına göre daha hızlı olmaktadır.
6. Bir kısım arşiv belgeleri, devlet arşivleri gibi kurumlara abonelik sayesinde araştırmacılara kolaylıklar sunmaktadır.
7. Bankacılık, e-fatura gibi işlemlerde insanlara zaman tasarrufu sağlamaktadır. Daha fazla örnek vermek mümkün olmakla birlikte olumlu kontrol edilebilir olduğu müddetçe internet ve bunun aparatları olan sosyal medyanın faydaları çoktur. Uzaktan eğitim, pazarlama, sivil katılım, çevreci öğrenmeyi de örneklere ek olarak sayabiliriz.
Burada önemli olan sosyal medyanın olumsuz yönleri ve gençlerimizi nasıl koruyacağımızdır:
1. Genç yaş gruplarının sosyal medyada rol model olarak aldıkları kişiler kötü örnek olabilir. Filmlerdeki kahraman tipolojileri gibi. Belki veliler bunu önleyemeyiz hocam diyebilirler ama o zaman yerli yazılım ve programlardan oluşanları tercih etme hakları vardır.
2. Sosyal medyayı çok kullananların, özellikle gençlerin, zihinsel sağlığının etkilendiğine ilişkin onlarca araştırma bulguları vardır. Yani bu sosyal medya kullanımının zararını da bilerek zamanı verimli kullanmayı tavsiye etmeliyiz.
3. Zihinsel sağlık ve polarizasyon yanında dezenformasyonun yoğun olduğu bu araçları kullananların yanlış bilgi ve ajite edici bilgiye kolay ve hızlı bir şekilde ulaşmaktadırlar, bunun olası psikolojik ve zihinsel etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Daha büyük pişmanlık duymamak için az kullanmakta fayda vardır.
4. Saldırgan gönderiler, hayali kahramanlar, sanal kumar, bahis gibi sosyal medyada gençlere ulaşan kanalları veliler engellemelidir. Burada bazı veliler kişisel veriler vs. gibi kavramlara takılmamalıdır. Çünkü reşit olmayan birinin velisi vasi olarak çocuğunun davranışını kontrol etmek doğal görevidir.
5. Gerçek ve sanal ayrımının yapılamaması, zaman israfı, marka merakı, bağımlılık boşluk imajı sosyal medya kullanımının olası zararları arasındadır.
6. Siber zorbalık en büyük zararlar arasındadır, gençlerin bundan da korunması gerekir.
7. Burada velilerin yapması gereken çocuklarının sosyal medya kullanımlarını makul süreyle sınırlandırmak ve belirli aralıklarla çocuklarını kontrol etmek olmalıdır.
Burada sosyal medyada kullanılan yani WhatsApp, mail, sms gibi aparatlarla bir başkasına uzaktan veya yakından yazılanlar arasında hakaret ve tehdit olursa bunun Türk Ceza Kanunu’nun 125-1 ve 2 maddelerine göre suç olduğu bilinmelidir. Bu tür gönderiler içeriğe, kişiye, statüsüne ve aralarında geçen konuşmaya göre değişse de vaki şikâyet halinde savcılık bunu 125. madde bağlamında değerlendirirse bu, 3 aydan 2 yıla kadar cezayı gerektiren bir suçtur. Uzlaştırma kapsamında olsa da açılan dosyanın tekemmülü gerekir bu da kişileri ve aileleri ve yargıyı meşgul eder. Bunun da veliler tarafından yakından bilinilmesi ve önlenmesine yardımcı olmalarını tavsiye ederim.
Bu tür www ve sosyal medya kullanımının ve bunların verdiği imkânlar sayesinde insanlar ücretsiz bir şekilde bu mecraları kullanırlar ama bunun bir maliyeti vardır. Keynes’in tabiriyle bedava öğle yemeği yoktur. Firmalar bunun bedelini alırlar bu verilen hizmetin parasal karşılığı olarak meşrudur. Ama, bunların özellikle yazılımların yerli ve milli olması bağlamında önemini aşağıdaki rakamlarla kanıtlamak isterim.
Mark Zuckerberg’in geliştirdiği ve sahibi olduğu Facebook şirketinin piyasa değeri 670 milyar dolardır. Bu da dünyanın yaklaşık 50 ülkesinin GSMH hasılasından fazladır. Süper Bowl organizasyonunda saniyelik reklam göstermenin maliyeti bir yılda 5.6 milyar dolardır. Instagram şirketinin piyasa değeri ise 200 milyar dolardır.
Değerli okurlarım burada bir şirketin net kasasındaki ve kayıtlı mal varlığının değeriyle piyasa değeri arasında fark vardır. Piyasa değerinin fazla olması brand value denen kavramla izah edilmektedir farklı olduğu için burada değinmeyeceğim ama bu sosyal medya şirketlerinin varlıkları gerçekten çoğu ülkelerin toplam yıllık bütçelerinden fazladır, bu konunun önemi açısından ilginçtir.
Bunun ikinci kanıtı ise 2019 yılında dünyanın en büyük 10 firmasının 7’sinin elektronik firmalar olduğu gerçeğidir. Çünkü insanlar zaman mekân kolaylıkları açısından www ve sosyal medyayı tercih etmektedir doğal olarak da bu alana yapılan yatırımlar artmaktadır.
2019 yılı itibariyle;
Apple: 1.38 trilyon dolar
Microsoft: 1.27 trilyon dolar
Alphabet: 1 trilyon dolar
Amazon: 931 milyar dolar
Facebook: 632 milyar dolar serveti vardır.
Firma Kuruluş tarihi Çalışanı Piyasa değeri (2018 verilerine göre)
Apple 1976 80000 924 milyar dolar
Microsoft 1975 131300 753 milyar dolar
Facebook 2004 33606 538 milyar dolar
Google 1998 94372 739 milyar dolar
Bu sosyal medya araçlarının kullanımı doğal olarak ekonomik durum, cinsiyet yaş, eğitim, seviyesi, bulunduğu sosyal çevre, çalıştığı sektör hizmet ettiği sektörlere göre de değişiklik göstermektedir. Örneğin, kimya petrol sektöründe LinkedIn ve Youtube kullanım oranı fazla iken; uluslararası haberlerde Instagram fazla kullanılmaktadır. Bu normal bir davranış olmakla birlikte bizi ilgilendiren bahsedilen zararları dikkate alarak gençleri korumaktır.
Velilerin, eğitimcilerin ve entelektüellerin hassasiyetleri yerli milli yazılım yapmayı kullanmayı zorlayacaktır. Çünkü gençler sms kullanırken selam yazacağına slm gibi kısaltmalarla Türk diline zarar vermektedir. Kırk yıllık bir akademisyen olarak tecrübelerim Türk dilini kullanma ve özellikle yazma alışkanlıklarının giderek bozulduğu yönündedir. Bunun en tabii çözümü kitapla, kalemle, okumayla hemhal olmaktan geçer. Bunun, işin temeli olduğunu gençlerimizin bilmeleri elzemdir.
Bir kitaba, makaleye ve veriye sosyal medya aracılığıyla ulaşmak başkadır. Ama onun aslını alıp okuyup analiz etmek başkadır. 1.4 milyar Çinlinin, 1.3 milyar Hintli’nin, 1.8 milyar Müslümanın yaşadığı dünyada Facebook 2.35 milyar abone sayısına ulaşmaktadır. Bu sosyal medyanın saniyelik vereceği mesajların, reklam ve sübliminal mesajlar da dâhil olmak üzere etkisini siz okurlarımın takdirine bırakmak isterim.
Stres, endişe, uykusuzluk, fobik davranışlar, hedonik beslenme teşviki, iletişimde kullanılan kelime sayısının azalması, sosyal iletişim bozukluğu ve eksikliği adolesan çağındaki çocuklarımızın psikolojik kaygı depresyon, izolasyon ve özellikle fomo yani kaybetme korkusu, bireylerden kaçınma korkusu, siber zorbalık velilerin unutmaması ve karşılaşabilecekleri/önlemeleri gereken davranış kalıplarıdır diyebilirim.
Bu tavsiyelerimin ve tespitlerimin doğruluğunu teyit etmek için ABD’de dünyanın meşhur sağlık birimlerinden Mayo Clinic Pew araştırma merkezinin 13-17 yaş gurubu üzerinde yaptığı araştırmaya göz atmakta fayda vardır. Bu araştırma sonuçlarına göre sorunlu araştırma gurubundaki kişilerin % 45’inin sürekli çevrimiçi hesap kullandıkları, %97’sinin Youtube, Instagram, Facebook, Snapchat kullanıcısı oldukları tespit edilmiştir. Yine bunu doğrulayan araştırmalarda 12-15 yaş gurubunda 6500 kişi üzerinde yapılan çalışmada 3 saatten fazla sosyal medya kullanımlarında bazı semptomlar görülmüştür. İngiltere’de ise 13-16 yaş gurubunda 2000 kişi üzerinde yapılan araştırmada anksiyete bozukluğu, zihinsel yorgunluk, agresif davranış sosyal medya portallarında fazla zaman geçirenlerde görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) beş yaş altı çocuklara ekran karşısında bir saatten fazla zaman geçirmemelerini tavsiye etmektedir. Commonsense Media ise 2020 yılında yaptığı bir araştırmada gençlerin sosyal medya kullanım süresinin artmasıyla depresyon arasında doğrudan bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.
Ülkemizde de faaliyet gösteren Commencis şirketinin verileri ise, sosyal medyanın kullanıma açılma yılının 1997 olduğunu söylemektedir. Sosyal medya kullanımı sixdegrees.com tarafından denemeye başlandı. 2021 yılı itibariyle sosyal medya kanalları 4.66 milyar kullanıcıya yani nüfusun %57.6 sına ulaşmıştır denmektedir. 2004-2020 yılları arası Facebook kullanıcıları 2.5 milyara, Youtube ve WhatsApp kullanıcıları 2 milyara, Wechat, Instagram ve Tiktok kullanıcıları 1.5 milyara, Reddit ve Twitter kullanıcı sayısının ise 500 milyona çıktığını yazmıştır.
Consumer.com ve Our World in Data istatiski verilerine göre ise, 4.20 milyar sosyal medyanın aktif kullanıcısı, %53.6 sosyal medya aktif kullanıcısının dünya nüfusuna oranını vermektedir. Cep telefonlarından erişenlerin sayısı ise 4.15 milyar kişidir. Hootsuite verilerine göre ise şirketlerin %60’ı Instagram, %46’sı Facebook, %14’ü Tiktok’tan pazarlama bütçesini artırmayı planlamaktadır.
Sosyal medyada kalma süresi, 2012lerde 90 dakika iken 2020lerde 145 dakikaya çıkmıştır. Forrester raporu ABD’de sosyal medya harcamalarının 2014 yılında 8.2 milyar dolardan beş yılda %17 artarak 18.7 milyar dolara çıktığını belirtmiştir (Özevin, 2021, s.5).
Ülkemizde sosyal medya kullanımı Ocak 2019 verileri ise global.org data 2019 verilerine göre:
Nüfus 82.2 milyon kişi, 76.3 milyon mobil cihaz kullanmakta, bunun nüfustaki yüzdesi ise %93’tür. İnternet kullanıcısı 59.3 milyon, toplam nüfusa oranı ise %72’dir. Sosyal medya kullanıcısı 52 milyon, nüfusa oranı %63’tür.
Sonuç olarak, sosyal medya ve türevleri günümüzde bir zorunluluk hatta hayatın bir parçası haline gelmiştir. Bir sosyal medya kullanıcısının Tayland diliyle yazılmış mesajdan etkilenme şansı azdır. Ama bu tüketime yönelik, reklama yönelik bir mesajsa doğal olarak kullanıcı etkilenmektedir. Sosyal medyayı internet kullanımından ayırmamız gerekmektedir. İnternetin resmi, kayıtlı, depolanabilir ve test edilebilir yönleri vardır. Sosyal medyanın da reklam, eğitim, tüketim, harcama, bankacılık, vergi işlemleri gibi konularda getirdiği kolaylıklar tartışılmaz. Konunun önemli yönü gençlerimizin zamanını çok harcaması, bunun yanında okuma, sosyal iletişim, kelime kullanımı gibi konularda sosyal medyanın gençleri olumsuz etkilemesidir.
Gençlerin sosyal medyada rol model olarak başkalarını taklidi, tüketim kültürü, şans, kumar, bahis oyunları gibi konular yanında sosyal medyanın yanlış kullanımı anksiyete, stres ve davranış bozukluklarına yol açabilmektedir. Ailelerin özellikle gelişme çağındaki çocuklarına zaman kullanımı, ilişki biçimi yasak olan kanun maddeleri gibi konuları hatırlatarak gençlerin sosyal medyayı iyi/faydalı amaçlarla kullanımını sağlamalarını tavsiye ederiz.
Devlet görevlilerini ise milli ve yerli, Türkiye’nin öznel koşullarına uygun sosyal, ekonomik ve kültürel geçmişi de gözeterek yazılım yapmalarını teşviği öneririz. Son olarak takipçi sayısıyla rekabet-kişilik ilişkisi, güç vs de önemli konulardır. Bu sayede zaman emek sanal güç edilmeye çalışılmamalıdır. Ayrıca Youtube kanallarında tıklanma oranlarıyla ilgili şirketten belli bir ücret alınması eğitim öğretime ve gerçekten izlenme oranıyla paralel ücret alıyorsa emek karşılığıdır. Ama bazı dini, milli kavramları kullanarak bunu promosyon malzemesi yapıp parasal promosyona dönüştürenlere karşı da dikkatli olmasını tavsiye ederiz.
Not: Sosyal medya kullanıcısı ve hesabı olmayan biri olduğum için bilgim, görgüm ve elimdeki verilerle/belgelerle bazı kanaatlere vardım. Gençlerimiz ve geleceğimizi korumalıyız, ailelere travmalar yaşatmamalıyız. Ateşin yemek pişirmede faydalı olması ama evi yakmada zararlı olması gibi.
Selam ve dua ile.