Yahudi – Musevi halkının hikâyesi geleneksel olarak yaklaşık M.Ö. 1.800 yılında, tüm evrenin tek bir Yaratıcı tarafından oluşturulduğunu kavrayan İbrahim’in (başlangıçta adı Abram olan) doğumuyla başlar. Sonra “… Abram’ın aydınlanarak kavradığı ve inandığı tek gerçek Yaratıcı ona seslendi : Eğer Abram evini ve çok tanrıya inanan ailesini belirli bir süre terk ederse, Tanrı onu büyük bir ulus yapacak ve onu kutsayacaktır. Abram bu teklifi kabul etti ve Tanrı ile Yahudi halkı arasında b’rit (antlaşma) kuruldu. (Yaratılış 12). İbranice İncil’de İsrailoğullarına hangi emirlerin Tanrı tarafından verildiği, kaç tane oldukları, bunları nereden ve ne zaman aldıkları konusunda çelişkili açıklamalar vardır. Bu nedenle emirleri o yılların ve günümüzün birbirine özde benzeyen dünyevi ekonomik süreçleri ile yorumlamak daha anlaşılır olmasını sağlayabilmektedir. Bu bağlamda KÖLELİK YOLU (The Road to Serfdom) HAYEK bakış açısı aracılığıyla ekonomi ile ilişkili emirler ele alınacaktır.
- Özel Mülkiyetin Korunması
Yahudi – Musevi ekonomi teorisinin emiri, özel mülkiyet haklarının esas olduğu ve korunması gerektiğidir. İnsana yaratma potansiyeli verilmiştir, ancak Yahudi bilgeler, insanın yalnızca maddi dünyaya hâkim olacağını ve eğer kişinin emeğinin meyvelerini kendine mal etme yeteneği varsa çalışacağını ve yenilik yapacağını açıkça kabul etmişlerdir. İnsanı, yaratma eylemine katılma emrini yerine getirmeye motive etmek için, özel mülkiyetin tanınması ve tavizsiz bir şekilde korunmasının gerekli olduğu kabul edildi.
On Emir’den ikisinin doğrudan özel mülkiyetin korunmasıyla ilgili olduğuna dikkat edelim lütfen:
“Çalmayacaksın” ve “komşunun olan hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.” Hırsızlığa karşı yasak, doğrudan soygunun yanı sıra, bir işlemde sahte ağırlıkların kullanılması gibi aldatma yoluyla yapılan çeşitli hırsızlık biçimlerini ve etik olmayan iş uygulamalarını da içermektedir.
İkinci yasak ise daha da ileri giderek, hukuka aykırı bir mülk edinimi söz konusu olmasa bile, başkalarının mallarına göz dikmesini yasaklıyor. Emirlerin ihlalinin cezası oldukça sert olup, Söz konusu gelenekte özel mülkiyetin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Aslında Nuh zamanındaki tufan, hahamlar tarafından özel mülkiyete karşı işlenen günahların cezası olarak anlaşılmaktadır.
Birbirinizi incitmeyin ve dünyayı altı günde yaratan Tanrı olduğum gerçeğini inkâr etmeyin. Şabat (Cumartesi) Günü çalışmaktan, cinayetten, zinadan, hırsızlıktan, mahkemede yalan tanıklıktan ve başkalarının mallarına karşı açgözlü bir tutumdan kaçınabilir.
Çaba ve harcama gerektiren tek emir ve toplumun nasıl olması gerektiğine dair belirli bir pozitif görüşe işaret eden tek emir, kişinin ebeveynlerine hürmet etmesi emridir.