İnsan, bir örnek arayışında hep olmuştur ve olacak da. Model ihtiyacı fitrîdir. Doğru veya yanlış, iyi ya da güzel tüm alanlarda örneğin olması şarttır. Örnek alınan kişinin, düşünce ve yaşam tarzının tercih edilmesi temel esastır. Örnek kimsenin, söylediği sözün dikkate ve davranışının da esas alınması bir zorunluluktur. Bununla hedeflenen ise zamanla örnekle alışkanlık kazanmaktır. Allah, insanlara örnek olarak peygamberleri seçmiştir. Onlar insanlık için usve-i hasenedir. Pürüzsüz bir hayatın örnekleridir onlar. Mükemmel hayatlarıyla yaşamın ilham kaynaklarıdır risaletin önderleri. Bu sıradan bir örneklik değildir elbette. Bu örneklik, tasavvuru şekillendiren ve zihnî inşa eden bir örnekliktir. Kimliğimiz, örneğimizde saklıdır. Örnek alınan sevilir, sevilen ise sevdiğine boyasını verir. Siret sûrete dönüşür. Kısaca seven örneği ile bütünleşir. Sevginin ilk adımı, önderi/rehberi tanımaktır. Tanımak için okumak, okumak için de irade şarttır. Okumak tek başına yeterli değildir elbette. Anlamak masraflı da olsa elzemdir. Bu ulvi yolculuk, sorumluluk gerektirir. Ölçüsüz sevgi ihya değil ölümle sonuçlanır. Hz. Peygamber’in Hristiyanların düştüğü tehlikeyi görüp uyarıda bulunmasını bu kabilden değerlendirmek gerekir. Örneklik bedel ister. Bu bedel, pazarlıksız bir şekilde tâbi olmayı emreder. “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana (Hz. Peygamber’e) tâbi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Âl-i İmrân, 3/31) Müslümanlar için tek ve biricik örnek Hz. Muhammed’dir. Tüm örnekler ondan neşet ettiği ölçüde meşru ve muteberdir. Ona dayanmayan örnekler eksik ve bereketsizdir. Kur’an, “Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı ümit edenler ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örneklik sadece ve sadece Allah’ın Resulündedir.” (Ahzab, 21) İfadesiyle bu hakikatin altını çizmiştir. O’nu ashabı gibi sevmek imanın gereğidir. Zira O’nun içinde yer almadığı hayat, hayat değildir. Tıpkı Necip Fazıl’ın da belirttiği gibi “Müjdecim, kurtarıcım, Efendim, Peygamberim; sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!..”. Müslümanların özellikle gençlerin, O’nun tebliğ ve davetteki gayretini; ibadetteki ihlâsını; aile içindeki sıcaklığını; yönetimdeki adalet anlayışını; uluslararası ilişkilerde stratejik düşüncesini ve hayattaki ilkeli duruşunu örnek almaları gerekir. Tarih boyunca Hz. Peygamber’in örnek hayatını esas alanlar çıkarttıkları örneklerle tarihi misyonu icra etmişlerdir. Sahabe içinde nice yıldızlar vardır. Örneğin doğruluk ve samimiyette Ebû Bekir, adalette Ömer, hayâ ve akrabaya iyilikte Osman ve cesarette Aliler olmuştur. Abdurrahmanlar ve daha niceleri insanlara takdim edilen güzel hikâyelerdir. Bu nedenle öğretmenler rehber olarak Mus‘ab b. Umeyr’i, genç kadınlar örnek olarak Hz. Aişe’yi, zalime ve zulme karşı direnişin ve duruşun sembol ismi Hz Hüseyin’i, Müslümanların kanı dökülmesin diye fedakârlıkta bulunan adanmışlık örneği Hz. Hasan’ı ve daha nice örnek şahsiyetleri rehber edinmelidirler. Örnek şahsiyetler sadece sahabe nesliyle sınırlı olduğu zannedilmesin. Tabiun nesli içinde de nice isimleri saymak mümkündür: Said b. Cübeyrler, Said b. Müseyyebler ve vd. Sonraki kuşak içindeyse ameli olarak takip edilen şu dört isme bakmak yeterli olacaktır. Sahi literatürde bunlara “İmam” denilmektedir. İmam Ebû Hanife: Zulmün karşısında duran, mazlumdan yana tavır takınan yiğit imam ve örnek insandır. İmam Malik: Hicret yurdunun imamı, sünnetin yılmaz takipçisi, zalimin kınamasına aldırış etmeyen, nebevî sünneti bir başka ifadeyle nebevî hayatı insanlığa takdim eden imamdır. Şafiî, mahkemede ehl-i beyti sevmek rafizilik ise tüm insanlar şahit olsun ki “Ben Rafiziyim!” diyecek kadar cesaret örneği sergilemiştir. Ahmed b. Hanbel, ‘Halku’l-Kur’an’ meselesinde bildiğini söylemekten imtina etmeyen örnek insandır. O bir ilim adamıdır, her türlü zulme göğüs geren ancak ağzından yanlış bir cümlenin çıkmasına izin vermeyen imamın adıdır: Ahmed b. Hanbel. Direniş ve diriliş imamına Cuma namazına gitmesine izin bile verilmemişti. Sünnî dünyasının esas aldığı altı hadis imamı tam da aranan örnek şahsiyetlerdir. İmam Buhârî, devlet ricaliyle arasına mesafe koyan muhaddistir. O, halkla arasındaki tüm mesafeleriyle kaldırmıştır. Yani halkın adamıdır Buhârî. Müslim, hocası Buhârî’ye yapılan haksızlıklara karşı tesanüd örneğini göstermiş önemli bir muhaddistir. Riyakârlık ve ehliyetsizliğin hüküm sürdüğü bir dünyada Müslim’den öğrenecek çok şey var. Ebû Dâvûd Bağdat’ta ailesine özel ders teklifinde bulunan dönemin valisine ilmin izzeti ile bağdaşmaz diyerek teklifi reddeder. Kamuya ait olan olanaklardan yararlanmayı ve ikbalini kurtarmayı düşünmemişti bile. Özellikle günümüzde örnek şahsiyetlerden birkaçının ismine, öne çıktıkları özellikleri ile birlikte yer vermek istiyorum: Özgürlük meşalesini yakan Şeyh Şamil, Hindistan’da ilmin kaynağı ve âlimlerin müracaatı haline gelen Şah Veliyullah ed-Dihlevî, kıyamcı âlim Muhammed Ali es-Senusî, münevver kişiliği ile Sait Halim Paşa, doğu ile batı arasında köprü görevini gören Muhammed İkbal, şiirleri ile insanlığa hizmet eden M. Akif, İslam’ın batıdaki sesi olan Malcolm X, İslam kardeşliğini dava edinen dertli öğretmen Hasan el-Bennâ, bir direniş abidesi olan İzzettin el-Kassam, meflûç bedeniyle siyonist çeteye korku salan Şeyh Ahmed Yasin, tevhidi merkeze alan düşünür İsmail Raci Faruki, Kur’an’a adanmış bir yaşam Şehid Seyyid Kutub, bitmeyen mücadelenin azmi Mevdudi, zihinsel işgale karşı duruş sergileyen Hasan et-Turabi ve daha niceleri. Günümüz insanlarının, bu sıfatlara haiz şahsiyetlere ihtiyaçlarının olduğunu söylemek ziyade-i kelamdan olduğu kanaatindeyim. Selam ve dua ile.
305