Pandemi döneminde çokça konuşulan konulardan biri kilo fazlalığı oldu. Covid-19 infeksiyonu ile ilgili bilgiler derlenmeye başlandığında hastalık için bazı risk faktörleri ön plana çıkmaya başladı. Bunlar arasında erkek cinsiyet, kilo fazlalığı, diyabet, hipertansiyon, kalp, böbrek, karaciğer yetmezliği, immün sistemin baskılanmış olması, kanser, kronik obstruktif akciğer hastalığı gibi risk faktörleriydi. Bunların hepsi bir ya da birkaç açıdan bağışıklık sistemini ve veya solunum sistemini olumsuz etkileyen risk faktörleriydi.
Peki, kilo fazlalığı nasıl oluyor da Covid-19 infeksiyonu kliniğini ve sonlanmaları olumsuz olarak etkiliyor? Öncelikle, kilo fazlalığı metabolik sendromun bir ayağını oluşturmaktadır, yani hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi gibi zaten Covid-19 için risk oluşturan faktörler ile birliktelik gösteriyor.
Obez olan kişilerde ACE2 reseptörleri sayısının daha fazla olduğu gösterildi. ACE2 reseptörleri, Covid-19 virusunun M spike proteinlerinin bağlandığı ve hücre içine giriş yaptığı yer olduğu bilim adamları tarafından kanıtlandı. Bu yönüyle reseptör sayısı ne kadar fazla ise hücre içine o kadar fazla virüs gireceği hipotetik olarak kabul edilir.
Yağ dokusunun aslında bir endokrin organ gibi davrandığı ve bazı hormonlar ile sitokinleri salgıları ortaya kondu. Obez hastalarda ılımlı bir CRP yüksekliği genellikle vardır; bu da obezitenin aslında kronik bir inflamatuar durum olduğunu desteklemektedir. Covid-19 hastalarındaki inflamatuar sürece olumsuz yönde katkı sağladığı düşünülmektedir.
Başlıca yağ dokusundan salgılanmakta olan ve iskelet kasındaki, karaciğerdeki ve pankreasın beta hücrelerindeki hücre içi lipid düzeyini, insülin sensitivitesini artırarak düşüren leptin hormonu aynı zamanda lenfositlerin apopitozunu, yani programlı ölümünü korur. Lenfosit sayısının fazla olması Covid infeksiyonunda arzu edilen bir durumdur. Obez kişilerde leptin hormonunun ya seviyesinin düşük olduğu ya da etkisinin optimal olmadığı gösterilmiştir. Lenfosit sayısını olumsuz etkileyen bu durum Covid-19 için risk oluşturmaktadır.
Kilo fazlalığı olan kişilerde, uyku apne sendromu gibi uyku düzensizliklerinin daha fazla olduğu bilinmektedir. Uyku düzensizliği, uyku deprivasyonu gibi durumlar bağışıklık sistemini olumsuz etkilemektedir. İyi, kaliteli bir uyku ile lenfosit proliferasyonu, lökositlerin kemotaksisi gibi fonksiyonlar iyileşmekte, virüs öldürme kapasitesi artmaktadır.
Kilo fazlalığında özellikle abdominal obezitede diyafragmanın ventilasyona, yani solunum pompasına katkısı sınırlanmakta, azalmaktadır. Halbuki, solunum sıkıntısı ile seyreden Covid-19 olgularında ventilasyonun yeterli olması çok önemlidir. Ventilasyon dinamiğinin daha optimal olması için prone pozisyonu covid hastalarında oksijenizasyonu iyileştiren bir uygulama olarak kabul edilmiştir. Kilo verme ile diyafragma solunum mekanizmasına daha fazla katkı sağlayacaktır.
Her çeşit obezitenin aynı sonuçları doğurduğunu söylemek zordur. Karın bölgesi yağlanması, bütün bu anlatılan olumsuz sonuçlar için en büyük riski oluşturmaktadır; bu tip yağlanmaya android yağlanma, elma tipi yağlanma denmektedir. Elma tipi yağlanma için tanı kriteri, vücut kitle indeksinin 30’un üstünde olmasıyla birlikte karın çevresinin erkeklerde 102 santimetre, kadınlarda 88 santimetreden fazla olmasıdır. Karın çevresinin ölçülmesi göbek deliği üzerinden geçen yatay hat üzerinde yapılan ölçümdür. Basen bölgelerinde olan yağlanma için mekanik ve estetik riskler olduğu aşikardır ancak kardiyovasküler ve immünite ile ilgili risk artışı gösterilmemiştir. Bu tip yağlanmaya da jinekoid yağlanma, yani armut tipi yağlanma denmektedir.
Kilo kaybının sağlanması durumunda bu risklerin geri dönüşümlü olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle pandemi döneminde kilo verme ile ilgili aşırı protein ve kalori kısıtlaması içeren ve ayda 4-5 kilodan fazla kilo kaybına yol açan diyetler uygulamamak gerekir. İmmün sistem bunu yetersiz beslenme olarak algılar ve lenfosit sayısı azalır. Pandemi döneminde yapılan bir araştırmada, vücut ağırlığının %5’inden daha fazla olması durumunda iyileşme döneminin daha uzun sürdüğü, inflamasyonun daha yüksek seyrettiği gösterilmiştir. Hızlı kilo kayıpları, albümin ve lenfosit sayısı düşüklüğüne, vitamin ve minerallerde azalmaya yol açabilir. Ancak pandemi dönemi dışında hekim kontrolü ile daha iddialı kayıp verme programları uygulanabilir.
Özet olarak, pandemi döneminde hem kilo almak hem de hedeflenenden fazla kilo vermek Covid-19 ile mücadele sürecini olumsuz etkileyen durumlardır.