Son yüzyılda insanlık muazzam bir yolculuk yaptı. İnanılmaz boyutta teknolojide, sanayide, bilimde büyük bir gelişim kayıt etti. Bunun doğal sonucu olarak onlarca yeni sanayi ve bilim dalları ortaya çıktı.
Son yüzyılda Kapitalist anlayışın tüm insanlığa egemen olması ile daha çok- daha çok- daha çok kazanma dönemi başladı. Nerde ise insanlığın tüm katma değerlerinin %99’u %1’lik kesimin eline geçti. Bu yüzde birlik kesim %99’ı yönetmeye başladı. Bununla birlikte gelir adaletsizliği toplumlar, ülkeler ve coğrafyalar arasında inanılmaz boyutta ulaştı. Bir yanda çöpte yemek arayanlar ile uzaya gidebilecek zenginlikteki insanlar aynı coğrafyanın hatta bölgenin içinde var olmaya başladılar.
Ana akım insanlık sonsuz bir açgözlülük ve hırsla doğaya tabiatta saldırmaya başladılar. Doğa ve tabiat tahrip edilirken kar amacı güden, gözleri para dışında başka hiçbir şeyi görmeyen bir güruh tüm dünyayı yok eder hale geldi. Üstüne üstlük de dünyayı yönetende aynı güruh.
Milyonlarca insanın yaşadığı devasa şehirler oluşmaya başladı. Bu şehirlerde beton, araç, sanayi atıkları vb. milyonlarca kimyasal madde habitatımızı büyük bir hızla yok etmeye başladı. Sağlıklı olmayan dev betonarme yapılar ile beraber nehirler, ormanlar doğadaki diğer tüm canlılar hunharca yok edildi. Milyonlarca hayvan türünün soyları tükendi veya yok olmanın eşiğine geldi.
Öte tarafta savaşlar, çatışmalar nedeni ile milyonlarca biyolojik, kimyasal silah atıkları yer altı ve yer üstü sularımızı, toprağımızı ve havamızı kirletir hale geldi. Doğal ortamından sadece uçak bombaları nedeni ile milyonlarca hayvan habitatını terk etmek zorunda kaldı. Atılan bu zehirleyici maddeler yüzlerce yıllık bir kirlilik yaratma potansiyelli taşıyor. Zira attığınız kurşun vb. maddeler doğada hemen çözünmüyor bulunduğu habitatı onlarca yıl kirletmeye devam ediyor.
Uhrevi anlayış, hukuk düzenleri, insanlığın ortak değerleri bugüne kadar ki tüm uygarlık bileşenleri bu düzeni, anlayışı ve yok oluşa gidişi durduramadı. Kurduğumuz medeniyetler bu korkunç açgözlülüğü sınırlandırma, belirli bir disiplin altına alma, doğa ve tabiatta uygun bir büyüme modelini hayatta geçiremedi.
2020 yılına kadar gezmeyi, seyahat etmeyi seven biri olarak tabiatta farklı bir canlı görmekten mutluluk duyan, heyecanlanan biri olarak söylüyorum görmek pek mümkün değildi.
2020 yılında patlak veren pandemiden yaklaşık 3-4 ay sonra ve evrensel boyutta insanoğlunun eve kapanmasından sonra yollarda hiç görmediğim kadar börtü böcek görmeye başladık. Uzun süre sonra yollarda kaplumbağaya, kurbağalara ve diğer farklı canlılara rastlar olduk. Denizlerde yunuslar ve farklı balık türleri ile beraber diğer birçok canlı türü görülmeye başlandı. Uçakların kalkmayışı ile uçan canlılar nispi bir rahatlamaya kavuştular. Velhasıl insanoğlu azıcıkta olsa elini evrenden çekince tüm canlılar tüm evren rahatladı. Rahat bir nefes aldı.
Doğa’daki hiçbir canlı ihtiyacının ötesinde bir talepte bulunmaz. İnsanoğlu hariç. Yukarıda da söz ettiğim gibi bazı insan prototipleri var, tüm dünyayı verseniz yine tatmin olmaz. Gezegenleri, uzayı elle geçirse yine de tatmin olamayacaktır.
Dünyanın tüm katma değerlerini elinde bulunduranlar daha fazla- daha fazla- daha fazla demeye devam ediyorlar.
Tüm bunların doğanın bir refleksinin sonucu olduğuna, genel dengenin bozulması sonucu oluştuğuna inanıyorum. Yani son yüzyılda insanlığın izlediği rotanın cezalandırmayı hak ettiği ve bunun sonucu olarak iklim değişikliklerinin, psikolojik rahatsızların ve pandemilerin artığına inanıyorum.
İnsanlık yeni bir yaşam tarzı ve felsefesini hayata geçirmeli. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sonuçlarını çok kısa sürede hepimiz görüyor ve yaşıyoruz. Yoksa geleceğimiz karanlık bir yöne doğru evrilmiş durumda ve yeni bir gezegen bulma ve yaratma şansımızın olmadığı da ortada.
Habitatımıza, dünyamıza ve diğer tüm canlılara insanoğlu bir hıyanet içinde gibi durmaktadır.
Sonuç olarak Covid-19 pandemisinden aldığım dersler:
1- Aile çok önemli. Huzurlu ve mutlu bir aileniz varsa her türlü zorluğu aşacak gücünüz olacaktır.
2- Onlarca sıkıntı, yaşanılan ve yaşatılan zorluklara rağmen hekimlik mesleği insanlığın en değerli ve en yüce mesleğidir. Hekimlik mesleğinden daha kutsal bir meslek yoktur.
3- Tüket, daha çok tüket, daha çok tüketin sonuna gelmemiz gerektiği,
4- Daha çok kazan, daha çok, daha çok kazan anlayışının sona ermesi gerektiği,
5- Doğayı, tabiatı, börtü böceği daha çok önemsememiz gerektiği, habitatlarına saygı duymamız gerektiği,
6- Doğa ve tabiatın eninde sonunda insanlığı belirli bir noktaya getireceği,
7- Dünyayı yönetenlerin ve egemenlerin bir sınırlarının olması gerektiği,
8- Aklın ve bilimin yolundan sapmamamız gerektiği,
9- Dünya’daki savaşların, sınırların anlamsız olduğu,
10- Tembelliğin iyi bir şey olduğunu dünyanın çok çalışan, çok bilim üreten, çok hırslı insanlara değil; doğaya, bir başkasına saygı duyan, azı ile yetinmeyi bilen mütevazı kişiliklere daha çok ihtiyacı olduğunu öğrendim.
Saygı ile…
88 yorum
Haklısınız. Güzel yerinde bir tespit
Kalemine saglik, değerli kardesim.
Tteşekkürler
Emeğine, yüreğine sağlık sevgili arkadaşım. Çok güzel, çok anlamlı hepsi. Hele 10.madde altın vuruş olmuş.
çok teşekkür ederim.
Çok güzel bir mekale .
Yazınızı okudum dün akşamki tekrarı ile izlediğim Mandıra filozofu aklıma geldi…bu sabah Diyarbakırdan silvana işe gelirken havanın yağmurlu halini ve bir derya gibi yemyeşil buğday tarlaları ile çiçek açmış badem ağaçları gördüm…kimsenin bu mühteşem doğaya karışma zarar verme hakkına sahip değil.Bu anlamda yaşam için hakikat doğadır.Farkındalık oluşturduğun için teşekkürler .
Elinize sağlık hocam
Depğerli yorumunuz için teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim. Sağ olunuz, var olunuz.
Kesinlikle katılıyorum çok güzel bir makale
Değerli Haydar Hocam,
Bilgi paylaştıkça artar,
Fikir paylaştıkça gelişir,
Hayat paylaştıkça güzelleşir.
Mütevazi ve Paylaşmak anahtar kelimeler.
Yüreğine sağlık.
Çok değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Sizin gibi değerli dostlar ilham kaynaklarımızsınız.
Çok teşekkür ederim.
Daha güzel anlatılamazdı o kadar güzel tespit etmişsiniz ki insan oğlu biran önce bu aç gözlülüğe son vermeli dilerim yakın zamanda bu covid 19 illerinden kurtuluruz sevgi saygı ile teşekkür ederim .
Çok teşekkür ederim katılımız için..
Paraya sahip olanların daha fazla para ve güç için gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakmama politikası kaleminize sağlık .Umarım duyarlılığa katkısı olur.
Yorumlarınız bizi güçlendirir. Teşekkürler
Acı sonuçlar doğuran ve ancak ortak akilla aşilabilecek olan bir felaket donemini, Insan – insan ve Insan – doga celişkisi dogrultusunda samimi ve etkin ibir sekilde temellendirmişsiniz. Düşüncenize bereket..
Tebrikler güzel bir makale.
Felsefik yaklaşımınız için teşekkür ederim. Çok kıymetli.
Herkesin herseyin bir siniri oldugunu bilmek
supersiniz hocam emeginize saglik
teşekkür ederim.
Çok doğru tespitler

Teşekkürler
Eline, kalemine sağlık. Mükemmel tesbitler ve doğru. Sürdürülebilir bir hayat için, doğayı korumak ŞART. Selâmlar.
Çok teşekkür ederim sevgili hocam.
Açgözlülüğün aşılamaya egosu insanlık için büyük tehdit. Bu noktaya dikkat çekmeniz değerliydi. Elinize ve kaleminize sağlık.
Tartışma kültürüne yaptığınız katkı için çok teşekkür ederim sevgili hocam.
Yüreğinize sağlık,cokkkk güzel tespitler..harika bir makale,

Çok teşekkür ederim
Güzel bir makale;çoğu bölümlerine gönülden katılmakla birlikte,covit-19 pandemisinden aldığınız derslerin 8.ve 10.maddelerinde belirttiğiniz konulara katılamıyorum. Elinize yüreğinize sağlık.
Çok teşekkür ederim. 8. maddeyi düzeltim. 10 maddede atom bombasının yaratıcısı tarihin en büyük bilim insanlarından Julius Robert Oppenheimer kasten; Nagazaki ve Hiroşima’ya atfen. Saygılarımla
Haydar bey ;
Emeğinize , yüreğinize sağlık.
Teşekkürler
Hocam emeğinize sağlık
Teşekkürler
Tebrimler hocam çok güzel ve yerinde tespitler başarılar .
çok teşekkür ederim
Çok güzel tesbitler, okuyanların, daha doğrusu herkesin alacağı çok dersler var. Ellerinize sağlık,
Çok teşekkür ederim hocam. ilginiz beni mutlu ediyor. Sağ olun, var olunuz.
Hocam doğadaki değişim ve dönüşümü mükemmel bir şekilde yorumlamışsınız…umarım insanoğlunun aklı başına gelir ve uzayda yaşanılacak bir yer arayacağına mevcut evini muhafaza etmeyi aklına getirir…saygılar
Çok teşekkür ederim. Yorum ve katkılarınız için.
Fazla tevazu gösterme gerçek sanırlar!
Genel hatlarıyla güzel bir makale.Lakin içselleştirilmiş bir bencillik olmasaydı çok daha samimi olurdu.Kimimiz güzel sözler ile anlatır yaşatamaz kimimiz güzel sözler kullanamaz bilakis gayet güzel yaşatır.Bence en kutsal olanı ne olursan ol insani vasıflara sahip olmaktır.Hastalarını gören hekimleri ayrı tutarak ,ayrıca mesleğini layıkı ile yapan her meslek erbabınında aşığı olduğumü belirterek şöyle de bir ifade de bulunmakistiyorum.Asistanların,intörnlerin ve hemşirelerin can çekiştiğini ve diğer meslek gruplarını saymadım bile,göremeyen yahutta görmeyen belki de bir yukarıdan bakış ve ye kürküm ye yiyiciliğinin kölesi olan biri bize ne anlatmaya çalışıyor olabilir.Birazda halka covit hastalarını bırakın bakmayı görmeden alınan binlerce liralardan bahsedin.Odalardan çıkmadan hem de.Baskı altına alınan mecbur bırakılan asistanların hemşirelerin tükenmişliğinden bahsedin.Affedersiniz ama artan gelirler ile azalan ilim verimliliği iyice artmış olmalı ki aşılarımız Çinden geliyor!
Yorum ve değerlendirmeniz için teşekkür ederim. Ancak bir kaç şeyi -polemik konusu yapmadan- saptama yapmak lazım.
1-Çalıştığım üniversitede şu anda aktif çalışan intörn doktor yok. Sadece 1.sınıf öğrencileri mevcut.
2-Asistan doktorlarımız ile bire bir ilgileniyorum. İş yüklerini azaltmak için elimden gelen çabayı harcıyorum.
3-pandemi çıktığından bu yana bir Kalp Damar Cerrahı uzmanı olarak bir ay Covid polk. yaptım. aktif olarak. Bir ayda covid yoğun bakım nöbeti tutum. Üstelik hekim eşi Covid’e yakalanan ve 2 küçük çocuk babası olarak.
4-Hemşirelerimiz tüm meslek hayatım boyunca ekibin çok önemli bir parçası olarak gördüm. Elimden geldiği kadar hak ettikleri değeri vermeye çalıştım.
4- Bilim üretmek için üniversite ile alakalı makalemi okumanızı öneririm. Yıllarca deneysel cerrahi yapmış ve dünyanın sayılı dergilerinde bilimsel çalışmaları yayınlanmış bir hekimim. saygılarımla
Ben de size yorumunuz için teşekkür ederim.Polemik konusu yaptığım yahutta yapmaya çalıştığım hiç bir şey yok buna emin olunuz yazdıklarım gördüğüm hakikatlerin o kadar azını dile getiriyor ki eminim bunu siz de en az benim kadar iyi biliyorsunuz.Bu sebeple de kendinizin bu işi layıkı ile yerine getirdiğini söylemişsiniz.Buna çok sevindim zira kelebek etkisine çok inanırım.Umarım tüm meslek erbablarında anlattığınız siz gibi işinin hakkını veren etik insanlar çoğalïr umudu ile yarınlarınızda başarılar ve esenlikler dilerim.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. UMARIM ETİK VE AHLAKİ DURUŞ TÜM HABİTATIMIZA EGEMEN OLUR.
Bu çağın en önemli durumudur zengini zengin fakiri daha fakir olacağı yönde.. Dini açıdan baktığımızda ahir zaman gercegidir. Bu konuyu iyi gözlemleyip dile getirebilmek çok güzel bişey oturaklı bir yazı olmuş Tebrikler..
Çok teşekkür ederim.
Haydar hocam eline , kalemine sağlık….
Çok teşekkür ederim sevgili dostum..
Kalemine sağlık haydarcim. İnsanoğlu aklını başına almalı artık..
Çok teşekkürler. Yorumlarınız yazma motivasyonumu artırıyor.
Çok değerli Haydar hocam ,farkındalık yaratan ,insanoğlunun hırslarına ,talanına artık bir dur demesi gerektiğini çok güzel özetleyen yazınız için teşekkürler ediyorum ,kaleminize sağlık….
“Doğa verdiğini alıyor” Bu değişmeyen kural sanırım…
Saygı ve Sevgilerimle
Yorumunuz ve katkınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK DEĞERLİ HOCAM.
Sizi takip ediyorum Haydar Bey.Seçtiğiniz konu başlıklarının güncel olması nedeniyle yazılarınız ilgimi çekiyor. İlişkilerin,seyahatlerin ve gözlemlerin kopuk olduğu şu sıralardaki pozitif ve negatif dengeleri önümüze sermeniz ne hoş.Sizin bu değerli görüşlerinizi keşfedip bize ulaşmasına vesile olan bu platforma da ayrıca teşekkür ediyorum.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. YORUMUNUZ DEĞERLİ.
Sevgili Arkadaşım
Makaleni keyifle okudum. Çıkardığın derslerden 10. maddeye kısmen katılıyorum diğerlerinin altına imzamı atarım. Pandemi dönemini bahçeli müstakil bir evde geçiriyorum umarım insanoğlu son ırmak kurumadan , son ağaç yok olmadan bazı şeylerin farkına varır.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ÇOK İYİ BİR TERCİH.
Tüm yazının özeti son cümlelerde toplu olarak can bulmuş hali,
Saygı değer hekiminiz değerli aile büyüğüm, bu farkındalık yaratacak paylaşımlarının devamını diliyorum.
Saygılarımla
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. Katılımınız ve katkınız önemli.
Kalemine ve yüreğine sağlık arkadaşım

tespitlerine yürekten katılıyorum ,ben de pandeminin başında insanlığın bunlardan ders alacağını düşünmüştüm ancak yüzyılımızda insanlar çok kötü evrilmiş;şaşkınlıkla seyrediyorum hala nasıl böyle bir salgında bile bencil,kazanma peşinde olan insan sayısı bu kadar fazla.
Ben insanlığa olan inancımı yitirdim,umarım gençler aksini ispat eder ancak bilime ve mesleğime daha çok tutundum.
İnsanlığın ve dünyanın daha güzel günler görmesi dileğiyle tekrar kutluyorum seni Haydarcığım bu güzel duyguları kaleme aldığın için…
Çok güzel betimlemişsin. Teşekkürler
Sınıfsal bir açıdan günümüzün çok önemli bir konusunu dile getirdiğiniz için çok değerli buluyorum. Doğru bir yaklaşım, güzel bir anlatım.
Tebrikler. Kaleminize sağlık.
Çok teşekkür ederim. İlginize ve yorumunuza..
Kaleminize, gönlünüze sağlık Hocam. Yazılarınızı ilgiyle bekliyoruz. İkinci maddeye istinaden “Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum. Diyojen” Sizin hem Hoca hemde Hekim olma yönünüzün olması ayrı bir güzellik.
Tabiki öğretmenlik muazzam bir meslek. Ailem, geçmişim öğretmenlikten geliyor. Hekimlik mesleğinden Covid’ pandemisi nedeni ile hayatını kaybeden MESLEKTAŞLARIMI saygı ve minnetle..Bu vesile ile..Çok teşekkür ederim katkılarınız için..
mehmetsahyilmaz@gmail.com
Hocam yöreğinize sağlık
İnsan -doğa münasebetinde doğa dengesini çıkarları için bozan insan ve insanın yarattığı bu üretim -tüketim ilişkisi gezegenimizin dengesini bozmaya başladı. Doğa dengesini korumak için gerekirse bizi yok eder.O insansız da yaşayabilir ama insan onsuz yaşayamaz.İnsanlar ve devletler pandeminin bir an önce bitmesini kendi üretim -tüketim alışkanlıklarına bir an önce dönsünler diye çok istiyor.Ders alınmadığı belli…Doğa dengesini korumak için daha çok öldürücü virüs üretmeye devam etmek zorunda kalabilir…Yaşamsal bir konuyu gündeme getirmişsiniz.Kaleminize sağlık.
Çok teşekkür ederim. Nezih ve derinlikli yorumunuz için..
İnsanoğlu olarak nereden nereye geldiğimizi ve Dünya’ya yaptıklarımızı okuyunca tüketen bir tür olduğumuzu daha iyi anladım. Pandeminin yorgunluğundan sonra aslında iyi taraflarının da olduğunu göstermişsin.
Kalemine, gönlüne ve bakışına sağlık. Makalelerini merakla bekliyorum.
Çok teşekkür ederim Sevgili -ebedi- arkadaşım. Motive edicisiniz. Teşekkürler
Bize herşeyi sunan bu güzel doğayı koruyamayişimizin bir cezasıdir bu pandemi. Gözü doymayan ilim ve bilimde habersiz bu %1 lik kesimin , bir gün bu doğa ve %99 luk kesimin sayesinde yaşam ve saltanat sürdürdüklernin farkına varması
dileğiyle.Mesleğinizde üstün başarılar, kaleminize sağlik sayın hocam.
Çok teşekkür ederim. Memleketime ulaşabilmek bana sonsuz bir mutluluk veriyor..
Zevkle okudum. Aydinleyici bir yazı. Tebrikler.
Çok teşekkür ederim.
Hocam öncelikle dikkat çektiğiniz konunun önemini bilen biri olarak teşekkür ederim.
Hakikaten insanlar aklını yitirmişcesine bir bencillik içindeler. Geldiğimiz nokta, doğaya yapılan bu vurdumduymazlığın etkileri nezdinde daha bir başlangıçtır. Çünkü evren evrilmesini en acımasız biçimde gerçekleştirecektir. Kadim tarihte bunun örneklerini gördük. Meydana gelebilecek vahim sonuçları düşünmeden, bilmeden yaşamaya devam ettiğimiz sürece yok oluşumuza da, mutsuzluğumuza da davetiye çıkartıyoruz.
Doğa kanunları evrende her yerde, bedenimizin içinde dahi geçerlidir. Çoğumuzun zannettiğinin aksine his ve duygularımız bile doğanın yarattığı maddenin hal ve yapılarının erozyonu/dönüşmesi sayesinde fonksiyonlarını yitiriyor.
Bernard Russel’ın dediği gibi “çok önemli işler yaptığımızı düşündüğünüzde bir tatile ihtiyacınız var demektir” İnsan buna akıl edemeyince ne kadar güçsüz olduğunu doğa ona hatırlatacaktır.
Sevgilerimle.
Muazzam bir yorum. Çok teşekkür ederim..
Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Oncekilke siraladiginiz 10 maddedeki tespitler, insanligin ve tabiatin adeta manifestosu sayilmali ve “Insanim” diyen herkesin bunun attina imza atmasi gerekiyor.
3.9 milyar yillik canli olusumundan,
4 milyon yillik Australopithecusla ortaya cikan 2 ayagi uzerine basabilen ilk insansi varliklar dahil tamami gerek yasam alanlarinin degisimi gerekse cevresel yasam kosullarinin tamamen ortadan kalmasiyla yok olmuslardir. Oysa Sopens kendi turunu kendi eliyle yokedecek ilk canli turu olacak.
Yeryuzunde halihazirda tespit edilen 8.700.000 canli turu var. Her yil dunyada binlerce yeni tur ortaya cikarken binlercesi de yok oluyor. Yapilan arastirmada sadece insanlardan etkilenerek yok olma tehlikesi geciren canli turu 103.000 den 108.000 e cikmistir.
Oxford Universitesi felsefisti Toby Ord soyle diyor. Yirminci yuzyilin sonlarina dogru insanligin yok olma tehlikesi yuzde birken simdi altida bire yukseldi diyor…
Zevkle okudum. Aydinlatici ve rehber niteliginde olan yazilarinizi sabirsizlikla bekliyorum
Çok derinlikli bir yorum. Çok teşekkür ederim.
Değerli Hocam tespitlerinize katılıyorum çok yerinde güzel bir makale tebrik ederim
çok teşekkür ederim.
Kalemine sağlık arkadaşım.
teşekkür ederim dostum.
Kalemine sağlık Haydarcım. Çok güzel samimi edebi bir makale olmuş.