Bu “PERA TÜRK MÛSIKÎSİ AKADEMİSİ”nin isim babası benim. Bu ismi, yıllardan beri bu mekânda icra edilen Klasik Türk Musikisi Konserleri’nin gerek kalitesi gerekse akademik sunumları sebebiyle fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum.
Bilindiği üzere, bu “PERA KONSERLERİ” Türk musikisinin son dönem altın halkalarından biri olan muhterem hocamız Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça danışmanlığında, sevgili kardeşim Sinan Sipahi koordinatörlüğünde ve aziz dostum Osman Nuri Özpekel sunuculuğunda “Suna ve İnan Kıraç Vakfı, İSTANBUL PERA MÜZESİ”nde icra edilmektedir.
Genellikle benim de mütemadiyen katıldığım ve zaman zaman gerek güfte, beste gerekse bestekârlarla ilgili hususlarda kısa konuşmalarımla bilgilendirmeler yaptığım, bu sanat kalitesi çok yüksek olan ve her ayın son pazar günü icra edilen konserlere, her zaman bu alanda temayüz etmiş, özellikle Cumhurbaşkanlığı Türk Musikisi Korosu Sanatçıları’ndan sazendeler ve hanendeler davet edilmektedir.
Dinleyicilerinin bile çok özenle seçilip davet edildiği bu sanat ziyafetleri, yaklaşık yüz yıl evveline kadar bir kültür ve eğitim faaliyeti olarak, ilmî konferanslar eşliğinde icra edilen Türk Musikisi Konserleri’nin günümüzde yeniden canlandırılarak, milli kültürümüzün bekası için çok yoğun ve özverili gayretlerle milletimize ikram edilen müstesna bir nimettir.
Bu sanat ve kültür ziyafetleri için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan “Suna ve İnan Kıraç Vakfı” ve bu çerçevede başta bizleri hiç yalnız bırakmayan pek muhterem İnan Kıraç beyefendi olmak üzere, sevgili dostlarım Cengiz Solakoğlu ve M. Özalp Birol kardeşlerim en büyük teşekkürü fazlasıyla hak etmektedirler.
Ortalıkta “Sanatçısı” diye geçinen nota, makam, usul ve erkân bilmeyenler bir yana, yıllardır toplumca değer verilmiş ve “Sanatçı” olarak kabul görmüşlerin birçoğunun bile icraya cesaret edemedikleri eserlerin sunulduğu bu müstesna konserlerde, bazen hayatta olmayan bestekâr ve hanendelerin eski kayıtlardaki kendi seslerinden de icralar dinlemek lütfunda bulunulmaktadır.
Bu mekânda icra edilen diğer birçok sanatsal faaliyetlerin yanında, bir “Kültür ve Sanat Ziyafeti” tarzındaki bu konserlerle, bazen de asırlardır süregelen meşhur birçok klasik eserle ilgili olarak hatalı ve yanlış bir şekilde kayıtlara geçmiş, hatta icra edilmiş ve bu şekilde kuşaktan kuşağa aktarılmış olduğunu, özellikle Türk musikisi araştırmacısı ve hanende, bu sahada istikbal vadeden Hârun Korkmaz kardeşimin çalışmalarından öğrenmekteyiz.
Bu çerçevede bir misal vermek gerekirse, bir müddet önce icra edilen bir konserde, “Âmed Nesîmi Suph’u Dem…” ve Tût-i Mûcize Gûyem…” gibi bazı eserlerin bestekârlarının, bilinenin aksine sırasıyla Abdülkadir Merâgî’ye değil, Acemlere ve Itrî’ye değil Hafız Topal Osman’a ait olduğu hakikatini belgeleri ile birlikte öğrenmiş olduk.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki burada icra edilen konserlerin aynı standartta devamiyeti temennisi ile bir akademik faaliyet olarak telakki ediyor ve “PERA TÜRK MÛSIKÎSİ AKADEMİSİ” ismini hak ettiği kanaatimi kaarilerimle paylaşıyorum.
Konu ile mütenasip olarak, yine Cumhurbaşkanlığı Türk Mûsıkîsi Korosu Sanatçıları’ndan bestekâr ve hanende, sevgili kardeşim Bekir Ünlüataer tarafından “Kürdilihicazkâ Makamında Düyek Usulü” ile bestelenmiş, güftesi bana ait bir eserimizi buraya alıyorum.
Makam: Kürdilihicazkâr
Beste: Bekir Ünlüataer
Güfte: İsmail Hakkı Aydın
Usul: Düyek
Sanma bir gün bitecek bizim kutsal sevgimiz
Ebediyen sürecek bu ruhsal ahengimiz
Yıldızlar kadar yüce, ufuklar kadar geniş
Aşkla sürsün dilerim, bu beraberliğimiz