Medimagazin’in 26 Nisan tarihli sayısında Prof. Dr. Şahin Aksoy’un Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) branşı ile ilgili etik kurallara aykırı denilebilecek bir yazısı yayınlandı. Mevlana "Bilgisiz kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol" demişse de, Luther King’in "Bu dünyada hiçbir şey bilinçli cehaletten daha tehlikeli değildir" sözüne karşılık yazma gereksinimi hissettim.
Öncelikle; bir Deontoloji ve Tıp Tarihi hocasının FTR Biliminin ayrıntılarını kolayca bilemeyeceğini belirtmeliyim. Ayrıca Sayın Aksoy, bu millete hizmet etmeye çalışan FTR hekimleri hakkında böylesine gerçeklere uymayan bir yazıyı kaleme alma hakkını nereden buluyor? Böyle bir aymazlığa yine ancak büyük filozof Mevlâna’nın bir sözü ile vurgu yapılabilir: "Ağzından soğan kokusu gelmekte, sen misk anlatmaktasın." Yaşamadan, bilmeden ahkâm kesmeye veya kasıtlı saptırma yapanlara karşı söylenebilecek en güzel sözlerden birisidir bu.
Burada FTR’yi anlatacak değilim. Ancak Sayın Aksoy’un iyi öğrenmemişliği açıkken veya daha kötüsü bilinçli spekülasyon niyeti olabileceğinden kısaca aşağıdakileri söylemeliyim.
FTR branşı öylesine geniş konulardan oluşur ki, terapistlerin ekip içinde önemleri elbette büyüktür, ancak sınırları belirli konular üzerindeki yaptıkları çalışmalardır. FTR hekimleri, branşlarının çok geniş konuları ile ilgili olan hekimlik görevlerini, tıpkı diğer branşlardaki hekimler gibi icra ederler. Ayrıca asal olarak başka branşta bulunmayan terapi konusunda da planlayıcı ve sorumludurlar ki, bu toplam FTR konularının sadece bir bölümüdür.
Öte yandan TUS’ta FTR branşını kazanmak hiç de kolay iş değildir. Yüksek puanlarla girilebilen bu branştan uzmanlığını alan fiziyatristler her geçen gün çoğalan "olumlu hırs"larla çalışarak FTR branşını çok önemli yerlere taşımaktadırlar. Bu konuda ise önlerine çıkan her türlü engelleme girişimleri, kıskançlık ve art niyetle de mücadele etmektedirler.
Milletimizin en büyük zaaflarından biri "Her şeyi bilirim" sanrısıdır. Gelin öncelikle kendi işimizi bilelim ve bunu doğru düzgün yapmaya çalışalım; ürettiklerimizle bu topluma katkı sağlayalım. Kimseye faydası olmayacak "boş laf" üretmekten uzakta kalalım. Bilemeyeceğimiz işlere burnumuzu sokmayalım ve etik dışı davranmayalım.
Bu hafta yazdığım konuya ayırdığım zaman aslında bir vakit kaybıdır! Yapılmış sataşma ve iftiralar kendimle ilgili olsa asla böyle bir savurganlık yapmaz ve basitliğe güler geçerdim, ancak mensubu olduğum branş hakkındaki cahilliğe ve mesnetsizliğe sadece bir kerelik sessiz kalmak istemedim