Geçen ay yazdığımız “Psikiyatrist kim, psikolog kim, Sağlık Bakanı nerede?” başlıklı yazı okuyucuların ilgisini çekti. Ayrıca 2 bin 300’e yakın üyesi bulunan psikiyatri@yahoogroups.com e-mektup listesindeki psikiyatristler de yazıdan bir meslektaşımızın duyurması uzerine haberdar oldular. Bir kısmı da yazıyı okuyup teşekkürlerini ilettiler. Doğal olarak az bir kısmı da eleştirilerini…
Bugün ben bu konuda halkın bir ayrım yapıp yapamadığı üzerine Gaziantep’de yaptığımız ve 2006 yılında (şimdi SCI-E’de yer alan) Anadolu Psikiyatri dergisinde yayınlanan araştırmamızdan söz etmek istiyorum (1). Yazı boyunca bu makaleden alıntılar yapacağım, fakat her alıntının kaynağını göstermeye yerimiz yetmeyeceği için makalemin kaynaklarına işaret etmekle yetiniyorum. Araştırma burada alıntıladığım konular haricindeki sorularla da ilgilenmiştir. Burada sözünü edeceklerimiz sadece bir bölümüdür.
Psikolog ve psikiyatrist ayrımı ve işlev farkları uzunca bir süredir ruh sağlığı alanında çalışanların tartıştığı bir konudur. Mazhar Osman, Kraepelin’in öğrencisi olmasına karşın, o sırada akliyecilerin (kendisinin de katıldığı bir görüşle) psikolojiyi edebiyat fakültelerinde okutulan edebi bir konu saydıklarını ve tıbbın içine sokmadıklarını belirtmektedir. Ayrıca, bu meslek alanlarına ilişkin gözlemleri olan diğer disiplinlerden bilim adamlarının da “Psikologların bir bölümünün, kendilerini hekimlerin yerine geçip ‘işleri düzeltecek’ insanlar olarak düşünme eğiliminde oldukları” şeklindeki gözlemlerine rastlanmaktadır.
Açıklamalı psikiyatri sözlüğünde ‘psikiyatrist zihinsel ve duygulanım bozukluklarının tanı, tedavisi ve önlenmesinde uzmanlaşmış doktor’ olarak tanımlanırken, Türk Psikologlar Derneği psikolog terimini ‘bir üniversitenin psikoloji bölümünde en az dört yıllık bir lisans programından mezun olan kişi’ olarak tanımlamaktadır. Psikologların sağlık alanında çalışabilmesi için ise ‘Sağlık Bakanlığı tarafından verilen lisanslı klinik psikolog unvanına sahip olmaları gereklidir ve bu unvan üç yıllık süpervizyonlu uygulama gerektirir’ diye belirtmektedir. Bu konu profesyoneller arasında tartışılırken acaba halk ne oranda ayrım yapabilmekte ve yardım almak için “doğru adrese” gidebilmektedir?
Psikiyatrik rahatsızlıkların tanınması ve tedavisi amacına katkıda bulunan tutum çalışmaları sağlık inançları modeline göre tedaviye uyumda önemli rol oynamaktadır. Bu modele göre psikiyatrik rahatsızlıkların tanımı, etiyolojisi ve tedavisi hakkında halkın görüş ve yargılarının birçok açıdan önemli olduğu sonucu çıkartılmaktadır.
Psikiyatrik rahatsızlıkların farklı boyutları ile doğru tanınması, tedavide “doğru adres”in bulunması için gereklidir. Örneğin; hasta ve içinde bulunduğu çevre şizofreniyi “sadece konuşma yoluyla tedavi edilebilir” olarak düşünüyorsa, hasta, yakın arkadaşına ya da psikoloğa götürülebilmektedir.
Gaziantep’te hemşireler üzerinde yaptığımız daha önceki iki tutum çalışmasında psikiyatrik hastalıklara ilişkin bilginin eğitimle arttığı saptanmıştır. Halktan katılımcılarla yaptığımız bu üçüncü çalışmada ise Gaziantep şehir merkezinden bir örneklemde halkın psikiyatrik hastalıklar, psikiyatri meslek alanı ve işlevine ilişkin bilgi ve tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
“Sizce psikiyatrist kimdir?” sorusuna deneklerin yüzde 74.2’si “Ruh ve sinir hastalıklarının tanı ve tedavi sürecinde çalışan tıp fakültesi mezunu, uzmanlık eğitimi almış doktordur.”, yüzde 25.8’i ise “Ruh ve sinir hastalıklarının tanı ve tedavi sürecinde çalışan fen-edebiyat fakültesi psikoloji bölümü mezunu” yanıtını vermiştir.
“Sizce psikolog kimdir?” sorusuna deneklerin yüzde 50.2’si “Ruh ve sinir hastalıklarının tanı ve tedavi sürecinde çalışan fen-edebiyat fakültesi psikoloji bölümü mezunu.”, yüzde 49.8’i ise “Ruh ve sinir hastalıklarının tanı ve tedavi sürecinde çalışan tıp fakültesi mezunu, uzmanlık eğitimi almış doktordur.” yanıtını vermiştir.
“Sizce psikolog ile psikiyatrist arasıdaki fark nedir?” sorusuna deneklerin yüzde 56.6’sı “Psikolog konuşma yoluyla, psikiyatrist ilaçla tedavi eden kimsedir.”, yüzde 18.8’i “Psikiyatristler ilaçla ve konuşma yöntemi ile tedavi eden doktorlardır; psikologlar, psikiyatri hemşireleri gibi psikiyatristin tanı veya tedavi süreçlerine katkıda bulunan kişilerdir.”, yüzde 12.6’sı “Psikolog ve psikiyatristin ikisi de ilaç ve konuşma ile tedavi eden kişilerdir.”, yüzde 12’si ise “Psikolog ilaçla, psikiyatrist konuşma yoluyla tedavi eder.” yanıtı vermiştir.
“Ruh ve sinir hastalığı olan biri sizce kime gitmelidir?” sorusuna deneklerin yüzde 57.6’sı “psikiyatri doktoruna”, yüzde 36.4’ü “psikoloğa”, yüzde 4’ü “nöroloji doktoruna”, yüzde 1.4’ü “din adamlarına (şeyh, şıh, cinci, büyücü, cami hocası)”, yüzde 0.6’sı “iç hastalıkları doktoruna gitmelidir” yanıtını vermiştir. Yüksekokul mezunu olanların psikiyatrist-psikolog ayrımını anlamlı düzeyde daha doğru yaptıkları görülmüştür.
Görüldüğü üzere “psikiyatrist” kavramı daha doğru bilinmekte “psikolog” kavramında ise daha fazla bir “kafa karışıklığı” yaşandığı görülmektedir. Diğer yandan “ilaçla tedavi”, “konuşarak tedavi” gibi kavramlar da her iki mesleği halk nezdinde “ayırt eden” bir nitelik gibi gözükmektedir… Bu konuda halkın bilgilendirilmesi ve psikolog ile psikiyatrist arasındaki ayrımın daha net anlatılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Psikiyatrik hastalıkların tanıtılması kadar, hastaların nereye başvuracakları konusunda da ruh sağlığı çalışanlarına önemli görevler düşmektedir.
Bu arada bu araştırmadan sonra bir sene kadar önce YÖK’ten gelen bir yazı ile ana bilim dallarımızın isimleri “psikiyatri” yerine “ruh sağlığı ve hastalıkları” şeklinde daha Türkçe ve nisbeten daha anlaşılır bir şekle girmiştir. Belki böylece “psikiyatrist ve psikolog” kavramlarının karışıklığı bir miktar azalacaktır. “ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı” herhalde “hekimliğe ait bir alan” vurgusunu artıracaktır. Sağlık Bakanlığının da benzer bir biçimde “psikiyatri kliniği” ifadesi yerine “ruh sağlığı ve hastalıkları kliniği” şeklinde ifadeler kullanması daha doğru olacaktır.
Kaynak:
1-Haluk Savaş, Mehmet Yumru, Leyla Göral, Murat Eren Özen. Türkiye’nin güneydoğusunda psikiyatrik hastalıklar bağlamında psikiyatri ve psikoloji ile ilişkili bilgi ve tutumlar: Gaziantep şehrinden bir kesit, Anadolu Psikiyatri Dergisi 2006;7:140-9.