Maddi ve maddi olmayan varlıklarla bağlantı duygusuna sahip olmak, çoğu insan için doğuştan gelen bir eğilimdir. Bu noktada, psikolojik sahiplenme, örgütsel ortamlarda insan davranışının bir yordayıcısı olarak hareket eder. Hedefe yönelik psikolojik sahiplenme duyguları çoğunlukla aidiyet, öz yeterlilik ve öz kimlik kavramlarından beslenir. Psikolojik sahiplenme doğuştan gelen bir eğilimdir ve organizasyon üyelerinin organizasyonlarını kendi genişletilmiş benliklerinin bir parçası olarak görmelerini sağlar. Psikolojik sahiplenme duygusuna sahip olmak, genellikle sahiplenme hedeflerine ilişkin olarak son derece ilgili, koruyucu ve besleyici olmakla sonuçlanır.
Pierce ve Rodgers (2004) psikolojik sahiplenme duygusunun doğuştan gelen bir eğilim olduğunu, her türlü hedefe doğru ortaya çıkabileceğini ve bu duygunun bu duyguları yaşayan kişilerde önemli tutum, duygusal ve davranışsal sonuçları olduğunu iddia etmektedirler. Bir sosyal grup veya varlık için psikolojik sahiplik hissetmek, bireyleri o sosyal grup veya birime karşı vatandaşlık davranışlarında bulunmaya zorlar. Örneğin; Bireyler örgütlerine karşı aidiyet hissettiklerinde örgütsel vatandaşlık davranışlarına girerler. Ayrıca yüksek düzeyde psikolojik sahiplenme hisseden kişiler, riskli durumları daha kolay yükleme eğilimi gösterirler ve bir sosyal grup adına ekstra rol fedakarlıkları yapmaya daha istekli olurlar (Pierce, Kostova ve Dirks, 2003).
Mayhew vd.’ne (2007) göre psikolojik sahiplik ayrıca hem işe dayalı psikolojik hem de örgütsel temelli psikolojik sahipliği içerir. Yani insanlar kendi alanlarında olduğu gibi işlerine, örgütlerine ve işyerlerine ilişkin de sahiplenme duygusu yaşarlar. Örgütsel ortamlarda, resmi veya yasal sahiplik ile psikolojik sahiplik arasındaki ilişki biraz karmaşıktır. Örgütün genelinde deneyimlenen sahiplik duygusu kolektif sahiplik olarak tanımlanmaktadır. Pierce vd. (2010) göre kolektif psikolojik sahiplik, bir grubun üyeleri arasında, bir bütün olarak gruba ait olan bir sahiplenme hedefine yönelik kolektif olarak sahiplenilme duygusu olarak tanımlanabilir. Pierce vd. (2010) kolektif sahiplenmenin, yaşamdaki deneyimlere anlam kazandırması ve kolektif varlıklar olarak bireylerin eylemlerini yönlendirmesi nedeniyle motivasyon arttırmada önemli bir role sahip olduğunun altını çizmektedir.
Psikolojik sahiplenme duygusunun kolektif versiyonu aile işletmelerinde de görülebilen versiyonudur. Aile şirketlerinde, şirkete karşı hissedilen kolektif psikolojik sahiplenme, işletme hakkında olumlu bilişsel değerlendirmeler ve olumlu duygular yaratmakta ve üyeleri işletme için daha istekli çalışmaya, hedeflerine ve başarısına katkıda bulunmaya teşvik etmektedir. Aile şirketlerinde, aile ve şirket bir araya geldiğinde sınırlar bulanıklaşır (Rantanen ve Jussila, 2011). Aile şirketlerinde, aile ilişkilerinin gayri resmi doğası sıklıkla firmaya taşınır, bağlılığı ve kurucuyla özdeşleşme duygusunu beslemeye hizmet eder. Aile şirketlerinde zaman geçtikçe üyeler birbirini, sahip olma hedefinin bağlı olduğu ortak bir hedefte birbirine bağlı bir ekip olarak görürler, böylece zamanla biz kavramı ortaya çıkar ve aile kendini bir grup ve aile üyeleri olarak görmeye başlar.
Yüksek performanslı aile şirketleri genellikle finansal ve finansal olmayan hedeflerin bir kombinasyonunu gerçekleştirir (Olson vd., 2003). Sharma (2004), gelecek neslin hazırlık düzeyinin ve firma sahipliğine yönelik psikolojik tutumunun, gelecek neslin performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu iddia etmektedir. Amerikan Aile Şirketleri Araştırması (1997) da, şirketin geleceği hakkında daha olumlu düşünen ve bu organizasyonun bir parçası olmaktan mutlu olan yeni nesil aile çalışanlarının, sürdürülebilirliği ve uzun süreli yaşamı sürdürmeye daha bağlı olduklarını desteklemektedir. Böylece örgütün sahibi gibi hisseden ve davranan çalışan ve aile üyeleri, örgütlerini etkileyen kişisel risklerin, eylemlerin ve kararların sorumluluğunu alacak (Md-Sidin vd., 2010) ve görevlerini yerine getirmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır.
KAYNAKLAR
Mayhew, M. G., Ashkanasy, N. M., Bramble, T., & Gardner, J. (2007). A study of the antecedents and consequences of psychological ownership in organizational settings. The Journal of social psychology, 147(5), 477-500.
Md-Sidin, S., Sambasivan, M., & Muniandy, N. (2009). Impact of psychological ownership on the performance of business school lecturers.Journal of Education for Business, 85(1), 50-56.
Olson, P. D., Zuiker, V. S., Danes, S. M., Stafford, K., Heck, R. K., & Duncan, K. A. (2003). The impact of the family and the business on family business sustainability. Journal of business venturing, 18(5), 639-666.
Pierce, J. and Rodgers, L. (2004). The Psychology of Ownership and Worker-Owner Productivity. Group & Organization Management, 29(5), pp.588-613.
Pierce, J. L., Jussila, I., & Li, D. (2010). A tool for the measurement of collective psychological ownership and construct validation evidence. University of Minne- sota Duluth, Labovitz School of Business and Economics Working Paper.
Pierce, J. L., Kostova, T., & Dirks, K. T. (2003). The state of psychological ownership: Integrating and extending a century of research. Review of general psychology, 7(1), 84.
Rantanen, N., & Jussila, I. (2011). F-CPO: A collective psychological ownership approach to capturing realized family influence on business. Journal of Family Business Strategy, 2(3), 139-150.
Sharma, P. (2004). An overview of the field of family business studies: Current status and directions for the future. Family business review, 17(1), 1-36.