Sayın okurlar, bugün biraz doktorların verdiği sahte raporlar üzerinde konuşmak istiyorum.
Geçen gün sayın Emin Çölaşan köşesinde lise son sınıf öğrencilerinin senenin son 1.5-2 ayında sahte rapor alarak okula gitmediklerini yazmıştı. Birkaç gün sonra bir başka köşe yazarı da aynı konuyu işledi.
Bu çocuklar hasta olmadıkları halde, ÖSYM sınavlarına hazırlanmak için son 2 ayda doktordan rapor götürüyorlarmış, okul idaresi de durumu biliyormuş, rapor gitmese dahi idare bu çocukların karnelerine "raporlu" diye not düşüyormuş.
Ne feci bir durum değil mi?
Çünkü çocuklar sahte raporla okula gitmiyorlar; yani henüz yeni hayata atılacak bir çocuk sahtecilikle işe başlıyor. Yaşamının daha ileri yıllarda da ben eminim ki aynı yollara baş vuracaktır. Bu durumu okul biliyor, rapor veren doktor biliyor, çocuk biliyor, aile biliyor. Biz çocuklarımıza sahtecilik öğretiyoruz. Sonra da onların dürüst insanlar olmalarını bekliyoruz. Acaba bizler bu beklentilerimizde haklı mıyız? Demek ki ileride sahteciliklerinde onlara sahip çıkacağız.
Alınan (verilen) rapor iki aylık. Yani heyet raporu. Birden fazla doktor sahtecilik yapıyor. İki aylık rapor ancak çok ciddi durumlar için verilir. O raporla acaba tanı olarak ne uyduruyorlar, doğrusu ben merak ediyorum. Burada esas hatalı olan bence doktorlardır. Milleti sahte rapor almaya iten nedenler, doktorların bazen hatır almak için bazen de para karşılığı, deyim yerinde ise, kendi imzalarını satmalarıdır. Aslında sahte rapor vermek, cezayı gerektiren bir suçtur. Bunun bile bile doktorların neden sahte rapor verdiklerini anlamam mümkün değil. Bazen duyuyorum, kişi diyor ki "doktordan rapor alıp……." Bu sözler doktorlar için ne kadar aşağılayıcı; ben duyduğum zaman tüylerim diken diken oluyor. Demek ki biz bu konuşmalara yol açıyoruz. Asıl suçlu bizleriz. Milleti sahteciliğe biz itiyoruz. Oysa ki doktorluk saygın bir meslektir; saygınlığımızı neden kaybettiğimizin sebeplerinden biri de sahte hastalık raporu vermemiz. Birkaç sene önce arkadaşım olan bir avukat hanım benden bir haftalık bir rapor istedi. Nedenini sorduğumda, evini badana ettireceğini, bunun için senelik izinden kullanmak istemediğini söyledi. Ben de ona bunun mümkün olmadığını, benim gerekmedikçe rapor vermediğimi, bir başkasından rapor almasını söyledim ve sahte rapor vermenin suç olup olmadığını sordum; "suçtur" dedi. "O halde?" diye sordum.
Benim sözlerime itiraz edenler, "ne olacak canım insanlara yardımcı olsan ne kaybedersin" diyenler olabilir. Ben öyle düşünmüyorum. Sahte rapor vermek
a) suçtur
b) vatana ihanettir
c) kendi kendimizin sahteci olduğumuzu kabul etmektir (ki sahteci olan birisinden ben başka konularda da sahtecilik beklerim ve ona güvenim kaybederim; pek çok kişi de benim gibi düşünüyor diye umarım.)
Beni tanımayan yani tanıştığım kişilere punduna getirip bana gereksiz yere rapor için gelinmemesini açık açık üstüne basarak söylerim. Herkes işini rapor almadan görmeye yönlendirilmelidir. Elbette ki gerektiğinde raporu esirgemem veririm. Ama sahte rapor, asla. Meslek hayatında 38 yılı bitiriyorum ve hiç sahte rapor vermedim. Bununla da övünüyor falan değilim, doğrusu budur.
Saygılarımla.