Ülkemizin dertlerini dert eden, akademik akıl çerçevesinde bilim ve ilim denizinden katreleri okuyucularımıza ulaştırmayı hedefleyen, bizleri de bu geçmişten alıp geleceğe serme işinde göreve layık gören Akademik Akıl sahiplerini saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum. Yazılarımızın, insanlarımızda bilime verilen önemi arttırmasına vesile olmasını ve hem kişisel hem de ülkemiz sorunlarının çözümünde etkili olmasını canı gönülden diliyorum.
Kuran-ı Kerim’in diyanet tefsirine bakıldığında, 35. Sure olan Fâtır Suresi 28. Ayette “Kulları içinden ancak bilenler, Allah’ın büyüklüğü karşısında heyecan duyarlar. Şüphesiz Allah üstündür, çokça bağışlayıcıdır” denilmektedir. Bismillah, diyerek başladığım ilk yazımda balık tutmayı tasvir ederek ve günlük yaşamla ilgili, insanların kendilerine pay çıkarmalarını umacağım.
Rasgele reis! Balıkçılıkla uğraşanların birbirlerine iyi dilek ve temennilerde bulunmak için sıkça söyledikleri bir ifadedir. Çok büyük bir saha olan ve çeşitli özellikler gösteren su kaynaklarından balık tutmak için sayısız av araçları geliştirilmiş olup, genellikle sportif, bilimsel, ticari vb. maksatlarla avcılık yapılmaktadır. Biz bu yazımızda, sadece en eski avcılık şekillerinden birisi olarak kabul edilen olta balıkçılığını ele alarak, günlük hayatımızla olan benzerliklerini kısa ve öz olarak irdelemeye çalışacağız. Hemen belirtmekte fayda var. Olta balıkçılığı bu saydığımız avcılık metotlarından, eğer usulüne uygun yapılırsa, en adil olanı denilebilir. Basit bir şekilde tarif edecek olursak, yılın bir gününde belli bir zaman diliminde rasgele yapılan avcılıktır. Etik bakımdan muhakkak surette iğnenin ucunda yem olması gerekiyor. Yani aldatmaca, kandırmaca yok. Boş vaatler ile insanları etrafına toplayanların daha sonra nasıl baltayı taşa vurduklarının yorumunu kıymetli okuyucularıma bırakıyorum.
Avcılığa bir bakalım; öncelikle uygun bir yer arayıp buluyorsunuz. Oltanın ucuna yem takıp suya attıktan sonra beklemeye başlıyorsunuz. Fakat oltaya gelen balık yok ve hiçbir yerde balık bulamıyorsunuz. Düşünmeye işte o zaman başlanıyor, “Acaba neden balık tutamıyorum?” Sizinle aynı durumda olan tecrübeli kişilerin de balık tutamadığını görüyor ve teselli buluyorsunuz. Bu durumda olan binlerce insan, “Ne yapalım, bakın kelli felli insanlar da denedi, yapamadı”. Demek ki, normal mantığıyla mücadeleden vazgeçmek sizce ne kadar normal? Gerçekte eli boş dönmek teselliden sayılabilir mi? Ne yapılması gerekir? İşin püf noktası nedir? Gerekli bütün malzemeler olmasına rağmen başarı neden gelmedi? Zira, başarı ve başarısızlık arasında çok ince bir hat mevcuttur. Ya ıskalarsın ya da on ikiden vurursun. Ortası yoktur bazen. Grisi yoktur; ya siyah ya da beyazdır. Hayat böyledir işte! Kaldı ki, bazen balık gelir, yemi yer gider, ruhunuz bile duymaz; ne fırsatlar kaçar da farkında bile olmazsınız. Haberdar olmak, doğru zamanda doğru yerde olmak, donanımlı olmak, oyunu kuralına göre oynamak gerekli olan yüzlerce faktörden sadece birkaçıdır. İş başvurusu yapıp, pek çok şartı yerine getirip, bir tanesini ıskalayıp başa dönmemek için ne yapmak lazım? Gençlerimizi hangi kültürel ve etik değerlerimizden yoksun yetiştiriyoruz? Bunları iyice etüt edip, bilimin bütün dallarına verilen önemin arttırılması için formüller üretmeliyiz. Yüksek puanlı gençlerin her meslek ve her bilim dalına eşit seviyede ilgi göstermeleri için belirsizlikleri ortadan kaldıracak kısa, uzun ve orta vadeli toplum tarafından kabul görecek projeler başlatmalıyız. Geri kalmış ülkeleri örnek alıp geriden takip yerine, tüm dünyayı şaşırtacak yeni usuller geliştirip şapka çıkarılacak işler yapmalı ve gelecekte eli boş kalmamalıyız. Ne yapmalıyız?
Hazırlanmak lazım. Alet ve ekipmanların bakımını yapmak, doğru balığı yakalayabilmek için uygun yem materyalini seçmek lazım. Balık nerede; dipte mi, ortada mı, yüzeye yakın mı bilmek icap eder; bilenler kim onları bulmak lazım. Organizasyon çok önemli olduğundan üzerinde kafa yormak, en ince detaylarına inmek lazım. Bütün aletleriniz olsa dahi, uygun bir organizasyon yapamazsanız sonuçta eliniz yine boş dönersiniz. Tekrar sayısı, yani oltayı suya atma sayısı da av miktarını doğrudan etkiler. Kaliteli nesiller yetiştirmek lazım. Ağaçlıklı bir yere olta atıp oltayı kırmamak gerekir. Ne var ki, balıklar da gölgelikli yerleri daha çok severler. O nedenle, organizasyon yaparken tüm faktörleri göz önüne almak icap etmektedir. Son gelişen teknolojiler dikkate alındığında akıllı sitemler olan Toplum 5, Endüstri 4 gibi çağlara ayak uydurmak lazım. Rasgele reis devri kapanacak gibi görünmektedir. Günümüzde yeterli altyapıya sahip olmadan yapılan pek çok işin uzun vadede nasıl sonuçlar doğurduğunu, yine okuyucularımızın profesyonel muhakeme güçlerine bırakıyorum.
Velhasıl kelam, Allahü Zülcelal hazretleri yaratmış olduğu kâinatta kanunları sabit tutmuş, uygulama alanlarını ve işlerini beşeriyete bırakmıştır. Her şeye sahip olmak, başarılı olmak manasına gelmemektedir. Kâinat kurallarını bütün bilim dallarına uygulayarak, aslında var olanı bulup dünyada farkındalık oluşturmak dileklerimle saygılarımı sunuyorum.
6 yorum
Yeni yazınızın hayırlara vesile olması dilerim. İnşaallah kaleme alacağınız makalelerinizden çok istifade ederiz. Saygılarımla.
Yazmak muhakeme etmektir, aydınlanma ve aydınlatmadır. Güzel bir başlangıç. Hayırlı ve uğurlu olsun.
Hayırlı olsun Başarılar dilerim. Selamlarimla
Yazmak muhakeme etmektir, aydınlanma ve aydınlatmadır. Güzel bir başlangıç. Hayırlı ve uğurlu olsun gurbanım. Slm Hollanda’dan.
Özellikle verdiği mesajlarla anlam kazanan çok güzel bir yazı olmuş. Devamını heyecanla bekliyoruz…
Gayet güzel bir yazi. Düşündürücü. Elleriniize sağlık sayın hoocam.