Değerli dostlar, geçtiğimiz ay medyaya inanılmaz ve bir kısım medyaya göre de dehşet verici bir olay yansıdı. Hepimizin medyadan ve bilgisayar başından ister istemez bildiğimiz ünlü isim Bill Gates, 27 Haziran 2008 tarihinde Microsoft isimli devasa firmasını profesyonel yöneticilere terk ederek kendini Bill & Melinda Gates Vakfı isimli hayır kuruluşunda tam zamanlı çalışmaya verdi.
Bu vakıf için yapılan çalışmaların tanıtıldığı 4 Şubat 2009 tarihli TED2009 (Technology, Entertainment, Design- Ideas worth spreading) isimli toplantıda ise herkesi şaşırtan bir çıkış yaparak yaptığı işe istediği dikkati çekmeyi başarmakla kalmadı, dünya çapında büyük bir sansasyon yarattı.
Gates, kendi vakfı adına katıldığı bu konferansta Sıtma hastalığının dünyadaki önemini vurgulayacak konuşması sırasında, kürsüye bir kavanozla geldi ve bu kavanozu herkesin gözü önünde açtı. İlk başta kimse hiçbir şey anlamadı ve Gates o anda salona sadece şunları söyledi: “Bunu yalnızca fakir insanlar tecrübe etmemeli.” O anda salonda buz gibi bir hava esti. Tüm foto muhabirleri gözü önünde olan bu olayda kısa süre içinde anlaşıldı ki Gates o kavanozdan salona sivrisinekler bırakmış. Bu noktada dedikodu mekanizması çalışmaya başladı. Başta ünlü internet sitesi Facebook patronlarından Dave Morin olmak üzere birkaç kişinin çıkardığı bu haberlerde; Gates’in, aralarında Holywood yıldızlarının, milyarderlerin, teknoloji şirketleri patronlarının ve politikacılar gibi pek çok ünlü ismin olduğu bu konferansta salona bıraktığı yedi sivrisinekten birinin Sıtma hastalığının paraziti Plasmodium’u taşıdığı belirtildi.
Bu haberler bir çığ gibi salonu sardığında pek çok ünlü isim Gates’in yaptığı 20 dakikalık konuşmanın tamamlanmasını beklemeden salondan ayrılmayı tercih etmişlerdi. Salonu terk eden isimlerden belki de en ünlüsü ise E-bay isimli internet sitesinin kurucusu Pierre Omidyar olmuştu. Oysa Gates’in amacı başkaydı. Sıtma hastalığının dünyadaki önemine, belki de yüzlerce slayt veya belgeyle çekemeyeceği dikkati sadece yedi sivrisinekle çekebilmişti. Zaten konuşması içinde bu sivrisineklerin parazit taşımadıklarını ve sadece onları salona yoksul ülkelerde sıtmayla boğuşan yüz milyonlarca insanın derdini salondaki elit zümreye daha kolay anlatabilmek için getirdiğini de belirtmişti.
Bu yaptığı, insanları doğrudan etkenle karşı karşıya bırakarak korkutarak etkileme yoluydu. Bu bir tür kötü etkili reklamdı belki, ama çıkan dedikoduları ve yarattığı sansasyonuyla çok başarılı bir reklam olduğunu da belirtmek gerekir. Özellikle inovasyon konularının ağırlıkta olduğu TED konferansı için bu yaptığı büyük bir başarı oldu.
Gates, kendi adındaki vakfı ile sıtmaya karşı aşı geliştirme çalışmalarına bugüne kadar 169 milyon dolarlık bir destek sağladı ve sağlamaya devam ediyor. Sıtma günümüzde içinde ülkemizin de bulunduğu bir coğrafyada yılda 350-500 milyon kişiye bulaşıyor. Her yıl yaklaşık bir milyon kişinin bu hastalıktan öldüğü ise bilinen bir gerçek.
Bu hastalık ne yazık ki Gates’in de dikkat çektiği gibi yoksulların hastalığı, bu nedenle dev ilaç şirketleri bu hastalığa karşı çalışma yapmaktan fazla kar sağlayamayacaklarını düşünerek kaçınıyorlar. Oysa unutulmamalı ki dünyamız artık sadece büyük bir köy ve bir ucunda olan ister istemez artık tümünü etkiliyor. Bu tür maliyetli enfeksiyonlara derman olabilecek daha fazla vakıf ve sosyal kurumların var olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle, esen kalınız.