Yeni rektörlerimiz seçildi ve atandı.
Hayırlı olsun.
Yeni göreve başlayanları tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Ben de Ankara Üniversitesi Rektörlük seçimlerine katıldım. Üniversitelerde eksik gördüğüm ve önemsediğim konuları öğretim üyesi arkadaşlarımızla paylaştım.
Okuyucularımla da paylaşmak istiyorum:
YÖK Yasası değişmelidir.
YÖK Yasası’nın değişebilmesi için, 12 Eylül 1980 darbesinin örgülediği Anayasa’nın 130 ve 131. maddeleri değişmelidir.
Rektörler “tek adam” yönetimi psikolojisinden üniversiteyi kurtarmak için, koordinasyon, takip ve denetim fonksiyonlarına ağırlık vermelidirler.
“Ortak akıl” olmazsa olmaz yönetim felsefesi olmalıdır.
Eğitim; birinci sınıf öğrencisinden doktora öğrencisine kadar “yaparak öğrenme, yaptırarak öğretme” yöntemini esas alarak programlanmalıdır.
Toplumun çağdaş anlamda önünü açmak için sosyal bilimlere öncelik verilmelidir.
Bilimsel araştırmalara açılım getirebilmek için temel bilimler güçlendirilmelidir.
Bilimi kurumsallaştırmak için yan dalların artırılması ve güçlendirilmesi gereklidir.
Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde mevcut büyük üniversitelerin özellikle tıp fakültelerinin iki ayrı tıp fakültesine dönüştürülmeli ve kontenjanları arttırılarak geliştirilmesi önemsenmelidir.
Meslek yüksek okulları ve meslek okulları, ara eleman ve meslek insanı açığının ivedilikle kapatılabilmesi için, artırılmalı ve desteklenmelidir.
Eğitim sürecinde “bilim felsefesi” ve “etik felsefe” her aşamada içselleştirilmelidir.
Çağımızda laboratuvarsız bilim üretmenin mümkün olmadığı anlaşılmalıdır.
Yönetim süreçleri her fakültenin bilim ve anabilim dallarından başlamalıdır.
Üniversiteler 24 saat açık olmalıdır.
Bilim insanının ancak “özerk üniversite” varlığında yetiştirilebileceği algılanmalıdır.
Bilim felsefesiyle, sanat felsefesiyle, din felsefesiyle yoğrulmayan yaklaşımlarla medeniyete katkı yapılamayacağı bilinmelidir.
Akademik yönetimle ekonomik yönetimin ayrı ayrı profesyonellerle yönetilebileceğinin kaçınılmazlığı gündeme alınmalıdır.
İnsanları üretim yeteneklerine göre istihdam etmenin önemi, altı çizilmesi gereken bir yaklaşım olmalıdır.
Rektörlük seçimlerinin tüm üniversite kadrolu personelinin katılımıyla gerçekleşmesinin daha adaletli olabileceğinin gerektiği vurgulanmalıdır.
Atatürk’ün, felsefesiyle birlikte algılanması gereken bir değer olduğu anlaşılmalıdır.
Bilim ve akıl ancak “özgür ortamlarda hayat bulur” felsefesine içtenlikle inanılmalıdır.
Selam ve saygılar.