Renklerin üzerimizdeki etkisinin tam olarak farkında olmasak da ruh halimiz, davranışlarımız ve duygularımız üzerindeki etkisini bilen sanatçılar, tasarımcılar ve tekstilciler, ürünlerinde renk seçimini bilinçli olarak yapmaktadırlar. Aslında bizler doğar doğmaz gözlerimizi, tüm renklerin hatta tüm ara renklerin bulunduğu bir dünyaya açarız. Bir tesadüf olmadıkça bunu olduğu gibi kabul eder ve onlarla yaşar gideriz…Önümüzde renklerle ilgili bir kapı aralanıncaya kadar bu böyle gider.
Aslında renklere karşı ilgi; umulduğundan çok önceleri başlamış, yaklaşık 40.000 yıl önce toprak, hayvansal yağ, kömür ve kireç gibi doğal maddeler kullanılarak elde edilen boyalarla 5 renkli bir renk paleti hazırlanmış. İngiliz fizikçi Newton ise 1670 yılında güneş ışığını elmas bir prizmadan geçirerek renkleri ayırt etmeyi başarmış. Bu çalışmalar sonucunda renk bilimi bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir. Howard Sun, 1984 yılında renklerle ilgili olarak yaptığı araştırmalarla “Canlı renkler organizasyonu kurucusu” unvanını kazanmıştır. Çalışmalarıyla, her insanın ruhsal özelliklerini ve hayatını temsil eden bir renk olduğu görüşüne ulaşmış olan Sun, İngiltere’de büyük ilgi görmüştür.
Güçlü bir iletişim aracı olduğuna inanılan renkler, pek çok alanda ruhsal durumumuzu etkileme ve psikolojik reaksiyon yaratmada da kullanılmakta ve karşımızdakilere hakkımızda bazı mesajlar vermektedir. Renkler hakkındaki duygularımız, aynı zamanda geldiğiniz kültürdeki edinimlerimizle de bağlantılıdır.
Renklerin algılanışı aslında kişilere göre değişse de bazı renklerin evrensel etkilere sahip olduğuna inanılır. Örneğin spektrumda sıcak renkler olarak gruplandırılmış olan kırmızı, turuncu ve sarı nefretten- sevgiye, samimiyetten- öfkeye pek çok duyguyu harekete geçirmektedir. Spektrumun mavi bölümündeki mavi, mor ve yeşil ise çoğunlukla huzuru çağrıştırsa da bu renklerin üzüntü ve duyarsızlık ya da soğuk kanlılıkla ilgili duyguları çağrıştırdıkları söylenir.
Pek çok eski kültürde kromotherapy adı verilen renk tedavisi, insanların iyileştirilmesinde kullanılmıştır. Kromotherapy günümüzde de alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemde kırmızının, bedeni ve zihni uyardığı ve dolaşımı hızlandırdığı, sarının, sinirleri uyardığı ve bedeni arıtmaya yaradığı düşünülmektedir. Turuncu ise akciğerlerin tedavisinde ve enerji düzeyinin yükseltilmesinde kullanılmaktadır.
Hayatımızı yönlendiren renkler ve etkileri:
Beyaz temizliği, masumiyeti ve saflığı ifade eder. Japonya’da beyaz ölümü temsil eder. Bazı doğu ülkelerinde ise matemin sembolü olarak kabul edilir. İş görüşmesinde beyaz giymek yavaş ama kalıcı, izlenim yaratacaktır.
Kırmızı, ilk olarak 1400’lü yıllarda kaktüslerde bulunan koşinil böceklerinden elde edilmiş ve bu böcekler, İngiliz ordusu ceketlerini boyamada da kullanılmıştır. Spektrumun ilk rengi olan kırmızı; motivasyonun, teşvikin, aktivitenin ve ihtirasın sembolü olarak bilinir. Bu renk aynı zamanda yeni bir başlangıç, yaşama sevinci ve sevginin anahtarıdır. Enerjisi çok güçlü bu rengin insana yüklediği en önemli duygu sıcaklık, heyecan, azim ve aceleciliktir. Dostluk ve hoş görü bu rengin pozitif yönlerindendir. Kırmızının iştah açtığı düşünüldüğü için çoğu yemek şirketi, logosunda kırmızı rengini kullanır.
Boğa gösterilerinde kullanılan kırmızı pelerin uyarıcı olarak bilinse de aslında boğalar renk körü olduklarından kırmızıya değil de koyu renk bir örtüye saldırmaktadırlar. Kırmızının cinsel aktiviteleri de yöneten bir renk olduğu da söylenir. Ancak ileri düzeyde kırmızı kişiye nedensiz öfke patlamaları yaşatabilir. Kabalık, umursamazlık, inatçılık, kızgınlık ve saldırganlık durumları sık rastlanan özellikleri arasında yer alır. Tembelliğin hüküm sürdüğü yerlerde, kırmızı enerji verir. Aynı zamanda kan dolaşımı hızlanır, adrenalin miktarında artma ve vücut ısısında yükselmeye neden olur. Felç ve anemi hastalıklarının tedavisinde kırmızı renk kullanılır.
Turuncu kırmızının yumuşatılmış halidir. Duygular turuncu ile öne çıkar. Kırmızı gibi sıcak ve dışa dönük bir karakteri vardır. Turuncu kırmızıdan daima daha yapıcıdır. Sağlık, canlılık, heyecan, neşe, atılım ve hareket bu renge has özelliklerdir. Yaratıcılık gerektiren işlere yatkındır. En önemli özelliği etrafa neşe ve mutluluk dağıtmasıdır. İleri düzeyde turuncuda abartılı duygular ve gösterişe düşkünlük ortaya çıkar. Duygular önde olduğundan mantık yürütme sorun olur. Duyguların esiri olmak turuncunun olumsuz özelliklerindendir. Turuncu dolaşım sistemini ve üreme sistemini yöneten renktir. Renk olarak kalsiyum rengidir. Çocuğunu emziren annelere önerilen renktir.
Sarı: Spektrumun üçüncü sıcak rengi sarı en parlak renk olması özelliğiyle dolunay veya güneş çoğu ressamlar tarafından sarı renk ile resimlenir. Dikkat çekici özelliğinden dolayı taksi ve uyarı levhalarında sarı renk kullanılır. Sarı ışığın üzerimizdeki uyarıcı etkisi nedeniyle, sarının trafikte kırmızı ışıktan önce ve metrolarda yön çizgilerinde kullanılması bu yüzdendir. Çünkü sarı renk, dikkat edilecek bir durum olduğu yönünde bizi uyarmaktadır. Sarı zekâ, incelik ve pratikliği simgeleyen bir renktir. Sonbahar örneğinde olduğu gibi hüznü ve özlemi çağrıştırır. Sarı sinir sistemini de yönetme özelliğine sahiptir. Neşeli ve heyecanlıdır. Hırs ve iddiayı simgeler. Özgürlüğe en düşkün renktir. Açık görüşlülüğü ve ilhamı da simgelemektedir. Sinir sistemi sorunları, zihin karışıklığı, çok konuşma ve ayrıntıya girme gibi olumsuz özellikleri de vardır. Fiziksel olarak sinir ve kas sistemini yönetirken mide ve bağırsak bölgesindeki organlardan da sorumludur. Karaciğer ve safra kesesinin çalışması gibi bazı vücut fonksiyonlarında yardımcı olur. Mide sularının salgılanmasını sağlar. Sarı renge boyanmış odalarda çocukların daha çok ağladığı belirlenmiştir.
Yeşil: Bitkilerden elde edilmiş bu renk, doğayı ve baharı çağrıştırır ve huzur, güven ve sessizliğin rengidir. Paylaşmanın, uyumun, cömertliğin, iş birlikteliğinin sembolüdür. Sinirlerin yatışmasında etkilidir. İyileştirici özelliği ile şifa rengidir. İleri boyutlarda yeşil kişiyi megaloman yapabilir. Umursamazlık ve güven duyamama olumsuz yönleri arasında yer alır. Aşırı çekingenlik, şüphe, huzursuzluk, sevgisizlik, kıskançlık, bencillik ve erken hüküm verme yeşilin belirgin negatif yönlerindendir. Vücuttan toksinlerin atılmasında yeşil önemli katkı sağlar. Psikolojik olarak iyileştirici etkisi olduğu bilinmektedir Sinir sistemi ve hücre onarımında çok yapıcı bir karakteri vardır. Hastanelerde özellikle ameliyathanelerde yeşil tercih edilir. Çünkü bu renk rahatlatıcı ve sakinleştiricidir. Yeşil renk ortamlarda insanların daha az mide ağrısı çektiği de tespit edilmiştir.
Turkuaz: İletişim ve bilincin temsilcisi olduğu için turkuaz insanı kendisini kolayca ifade eder. Yardımseverlik ve hizmet potansiyeli vardır. Turkuaz ayrıca en üst düzeydeki değişim ve dönüşüm sembolüdür. Yeniden yapılandırmak turkuazın görevidir Turkuaz, insanın hayattan korkmasına yol açacak bir acemilik ya da çekingenlik hissi oluşturabilir. Çekingenliğinin soyutlanma isteğine yol açabilmesi de bu rengin bir başka negatif yanıdır. Kalp ve solunum yolu rahatsızlıklarında şifacı olarak kullanılır. Yüksek tansiyon için önerilen renktir. Dinlendirici ve yatıştırıcı özellikleri ile ağrı kesici etkisine sahiptir. Alerji, tahriş, kesik ve yanık gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır.
Mavi: Bu renk, zihinsel faaliyetleri yönetmesi ve sakinliği, güven, uyum ve sadakat duygusunu simgelemesiyle tanınır. Stresli iş hayatı olanların bu rengi tercih etmesi uzmanlar tarafından önerilmektedir. Çünkü sakinleştirici bir renktir. Yeteneğin, güzelliğin, barışın rengi mavi, baş ağrılarında tedavi edicidir. İnsana onur ve gurur yükler. Mavi durgun, ağır ve soğuk bir kişilik de oluşturabilir. Zihinsel faaliyetleri yönetir ve kavramlarla düşünür. Beyindeki salgı bezlerinin kontrolünü sağlar. Kalp, akciğer ve solunum yolları rahatsızlıklarında mavi renkten yararlanılır.
Batı’da mavinin sakinleştirici etkisinden dolayı intiharları azaltmak için köprü korkulukları maviye boyanmıştır. Amerika’da bir ilkokulda, duvarların rengini beyaz ve turuncudan maviye çevirdiklerinde çocukların notlarının yükseldiğini görmüşler. Yaramazlıkları da azalmış.
Mor: Diğer renklere göre titreşimi en yüksek olan mor, insanlara kutsal bir özellik yükler. Mavi ve kırmızının karışımı ile ortaya çıkan bu renk kendine güveni temsil eder ve canlılık, aşk ve barışı simgeler. Ruhsal enerji ve sezgisel bir karaktere sahiptir. Sanatçı kişilik, düşünce ve tolerans morla birleşiktir. Güzellik, lüks ve asaleti temsil eder. Bu yüzden saraylarda çokça kullanılmıştır. Sakinleştirici ve dinlendirici yönü de vardır. Mor rengin ileri boyutlardaki olumsuz özelliği hayalperest oluşu ve unutkanlığıdır. Mor kişilikler küstahça gurur sergileyebilirler. Menenjit, sara gibi hastalıklarda tedavi için kullanılır. Morun bilinç altlarındaki korkuyu açığa çıkarttığı tespit edilmiştir. Birçok intihar vakasında intihar edenlerin tüm eşyalarının mor olduğu gözlemlenmiştir.
Kahverengi: Kahverenginin insanın hızlı hareket etmesini sağladığı Cansas’da yapılan bir araştırmada, sanat müzesinin duvarlarını önce beyaza sonra kahverengiye boyayarak duvarlar beyazken yavaş hareket eden insanların duvarların kahverengi ile değiştirilmesiyle daha hızlı hareket ettiklerini görmüşler.
Siyah, Siyah hırsı, gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda, matemi simgelerken bu renk Japonya’da mutluluğun simgesidir. Fonda siyah renk karamsarlığı çağrıştırır. Siyah konsantrasyonu en çok sağlayan bir renk olduğundan Einstein konsantre olmak için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girer ve öyle düşünürmüş.
Gri, Gözün en rahat ayırdığı renk olarak bilinir. Hareketsizliği yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder. Devlet ofislerinde hemen hemen her şey gri renktedir. Grinin yaratıcılığı öldürdüğü düşünülmektedir.
Renklerle ilgili olarak yukarıda anılanlar çeşitli makalelerden derlenerek özet olarak kaleme alınmıştır.