İşimizi yaparken hasta ile mahremiyet ilkesi çerçevesinde onun sırlarına vakıf oluruz. “Doktor cinsel amaçla yaklaştı.” “Muayene sırasında yanımda eşimin olmasını istiyorum.“ “Doktor benden para istedi”. “Muayene edecek doktorun kadın olmasını istiyorum”. “Doktor cinsel amaçla yaklaştı”. “ muayene edilmedim”. Tarzında pek çok medikolegal iddialarda bulunulur. İddia makamları bu durumların doğruluğunu ve tutarlılığını araştırır. Bunların doğruluğu açısından hasta müşahede ve tedavi kağıtları, tanık ifadeleri, kamera kayıtları incelenir. Ancak bir türlü emin olunamaz. Karar verme sorunsalı yaşanır. Ahlaki, vicdani veya dini açıdan yemin ettirilir.
Hasta muayeneleri sırasında ilk gelen önce muayene olur ve ekstra beklemeyi yapar. İlkesi bazen triaj önceliği olanlar yüzünden uygulanamaz. Bu kişiler kardiyopulmoner arrest olanlar, yaşlı-hamile ve çocuklardır. Burada adalet sorunu olduğu iddia edilir.
Dergilere makale yolladığımızda teşekkür, sponsor, yazının hangi kısmına hangi yazarın katkıda bulunduğuna ve etik kurul olumlu kararına dair beyan istenir. Denetim açısından hastalarla ilgili ek bilgi istendiği ve denetimin sıkılaştırıldığını görmekteyiz.
O halde bu tür sorunların çerçevesinde ne yapılabiliri değerlendirmek amacıyla bu inceleme yapılmıştır.
Hasta mahremiyeti gereği idari sorumluluk gereği bazen gizli kamera konulduğu durumlar dahi işitilmiştir. Güvenlik gereği bu tür durumlarla karşılaşmak mümkün olduğundan sağlık çalışanının sözlerine ve davranışlarına itimat gerekir. Bu itimat ölçeği ancak sağlık çalışanındadır. O yüzden sağlık çalışanın vicdani, ahlaki veya dini yaklaşımında samimiyet gerekir. İçkinsel ve aşkınsal bir konu olan bu durum felsefede, adli tıpta, hukukta güncel sorunlar içerisinde sayılmaktadır.
Acil ve tıbbi gereklilik durumları ise mesleki standartlara dayalı olup; hekimin mesleki, idari, tazminat ve ceza sorumluluğu ile alakalıdır. Bu konuda da denetime elverişli bilgi, belge ile işlem yapılır. Tereddüt durumları sağlık çalışanının vicdanına, ahlakına, adaletine, inancına göre giderilir.
Dergilere gönderilen akademik yazıların denetimi diğer saydığımız durumlardan daha yüzeyseldir. Ancak olması gereken önyargı, ihlal durumlarının olmadığı ile ilgili işlemler olup sağlık çalışanının sağduyusuna tabidir.
Sonuç olarak sağlık çalışanının hukuki, vicdani, ahlaki, inancı mahrem durumlarının belirlenmesi ve yönetiminde öncelikli değerlendirilir.
Okurlarımızın yaklaşımı önemli olduğundan sormaktayım: Sizce bu konular nasıl değerlendirilmeli?
Saygı ve sevgi ile…
2 yorum
Bu konunun yazılmasına gerçekten çok memnun oldum, çünkü bu tür sorunlar genellikle jinekologlar gibi hassas branşlarda çalışan hekimler tarafından sıkça yaşanıyor. Şimdi, başlık başlık bu söylemlere değinmek istiyorum:
**”Doktor cinsel amaçla yaklaştı.”**
Böyle bir iddia hakkında net bir şey söylemek zor, ancak neredeyse 20 yıllık klinik tecrübemde şunu öğrendim: İnsanlar yalan söyler, hele ki sağlıklarıyla ilgili konularda bazen daha fazla yalan söyleme eğilimindedirler. Geçtiğimiz yıl Muğla’da bir çocuk doktoru böyle bir iftirayla karşılaşmış ve haksız yere hapse atılmıştı. Neyse ki sonradan bu suçlamanın asılsız olduğu ortaya çıktı. Bu gibi durumlar, hem hasta hem de doktor açısından çok yıpratıcı olabilir.
**”Muayene sırasında eşimin yanımda olmasını istiyorum.”**
Bu, dışarıdan masum bir talep gibi görünebilir. Elbette, bir kadın jinekolojik muayenede yanında bir yakınını isteyebilir; ancak bu doktorun da onayıyla gerçekleşir. Hekim, mesleğini icra ederken rahatsız olacağı bir durumu veya kişiyi reddetme hakkına sahiptir. Hastanın talebi, hekimin huzurunu veya profesyonel kararlarını etkilememelidir. Bu talebe ısrarla karşılık vermek, hekimin mesleki özerkliğine ve kişisel haklarına saldırı olarak kabul edilebilir. Ben, genelde eşin yanında olmasını tercih etmiyorum. Eğer bu konuda ısrar edilirse, bu hem doktorun mesleki haklarına hem de kişisel sınırlarına bir müdahale olarak değerlendirilmelidir.
**”Doktor benden para istedi.”**
Elbette, ne bekliyordunuz, ne isteyecekti, ne vermek istiyordunuz ?
Siz bir iş yaptığınızda karşılığında ücret beklemiyor musunuz? Hekimler de aynı şekilde emeklerinin, akıl terlerinin karşılığını almak ister. Birçok kişi, doktorlardan sürekli ücretsiz hizmet bekliyor. Ancak, bu beklenti gerçekçi değil. Hammurabi Kanunları’nda bile doktorun emeğine karşılık ödeme alması gerektiği yazılıdır. Bu düzen, antik çağlardan beri süregelen bir gelenek. Eğer bir hizmet alıyorsanız, bunun karşılığını ödemek zorundasınız. Ücret konusunda rahatsızlık duyanlara hatırlatmak gerekir: Bedava hizmet sadece tarihte kalmış bir anlayış değil, aynı zamanda günümüzde sürdürülemez bir beklentidir.
Burada bu cümleyi kuran ya ölümcül bedavacı yada ucuzcudur. Karşılıksız cömertlik beklemektedir (freeloader) . Hammurabi kanunlarında hekimliğine ücret karşılığı yapıldığı yazılıdır (5 şikel = 50 gram gümüş, ~ 2000₺) , bu yazılı kanunu bozan kişi aslında çok kutsanan hipokrattır ve hipokratt muayene ücreti almamıştır. Fakat öyle bir yere “Ada ya! ” dünyanın ilk özel hastanesini yapmış ve muayene ücreti almamıştır. Bunun yerine hastanenin giriş kapısında adak kesmeniz istemiş ( bugün bir koyun 20 bin TL dir ama ada da bu 30 bin dir!) sonra tedavi için hastaneye bağış yapmanı istiyorlardı, şükran hediyesi ( gitti bir en az 20 bin TL). Eğer bunları yapmazsanız, hastanenin giriş kapısına yazdıkları “buraya ölümün girmesi yasaktır ” yazısını gösterip, sana ölüm sirayet etmiş, seni alamayız tezgahın hazırlamışlardı. İşte Hammurabi in koyduğu düzenin bozulmasının sebebi hipokrattır ve bazı kişiler bu yüzden doktor benden para istedi derler. Ücretsiz muayene o yüzden istenir. Valla emek ve akıl terimin karşılığı olarak para verilmeyeceksebu, bu bazılarının, zoruna gidiyorsa hemen hipokratın adak sunma ve şükran hediyesi sistemine geri dönelim.
**”Muayene edecek doktorun kadın olmasını istiyorum.”**
Bu isteği defalarca duydum. Karşımdaki kişi, gözümün içine bakarak bu cinsiyetçi ve ayrımcı talebi dile getirdi. Bu tür yaklaşımlara tahammül etmek zorunda değiliz. Eğer bir hasta cinsiyet temelli bir ayrımcılık yapıyorsa, ona nazikçe başka bir kapıyı göstermek en doğru yoldur. Bu talepte bulunan kişi, hekim-hasta ilişkisinin başlangıcında o bağı koparmış demektir. Bu tür hastalarla profesyonel ilişki kurmak oldukça zordur ve bu ayrımcı tavır, profesyonellikten uzak bir yaklaşım sergilemektedir.
**”Doktor cinsel amaçla yaklaştı.”**
Yanınızda bir kadın personel varsa, bu tür suçlamalarla karşılaşma riskiniz azalır; ancak böyle bir durum yoksa, bu tür iddialar tehdit, şantaj veya gizli hayranlık gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Gerçekten böyle bir durum varsa, bu kişi zaten hekim olamaz ve en ağır cezayı almalıdır. Meslekten men edilmek de dâhil, en sert yaptırımlarla karşılaşmalıdır.
**”Muayene edilmedim.”**
Devlet hastanelerinde bir doktor, günde 50 ila 900 hasta bakabiliyor. Özel hastanelerde bu sayı biraz daha az, ancak yine de çok fazla. Gerçek şu ki, bir hekimin hakkıyla muayene edebileceği hasta sayısı 15-20’yi geçmemelidir. Bir doktor, günde sadece 5 hasta baktığında bile evine yorgun ve bitkin döner. Eğer nitelikli bir muayene istiyorsanız, kamusal sağlık sisteminin sürüm usulü çalışan yapısından çıkmalı ve özel muayenehaneleri tercih etmelisiniz. Evet, bunlar ücretlidir, ama şunu unutmayın: Kendinizi ciddi şekilde hasta edip nitelikli bir hizmet almadan ne kadar zengin olursanız olun, sağlığınız olmadan bunların hiçbir anlamı kalmaz. Sağlık, en büyük zenginliktir ve nitelikli bakım için harcanan para, aslında kendinize yaptığınız en büyük Yatırımdır. Son olarak ücretsiz bildiğimiz devlet hastanelerinin bulunduğu sağlık sistemine dahil olmak için minimum ödenen sGK primi 7000₺/ay civarındadır ve sürüm usulü, gir çık muayeneleri, performans odaklı hekimlik ve ayda minimum 7000₺ ödemeyi kimsenin görmemesi, konuşmaması çok saçmadır.
Teşekkür ederim.
Belirttiğiniz konular eşitlik ve barış kültürü adı altında değerlendirilirse çatışma ortadan kalkabilir.