Acil Sağlık Hizmetleri ve İlkyardım Yönetmelikleri’ne baktığımızda acil sağlık hizmetlerinin ve ilkyardımın tanımını görebiliriz. Acil sağlık hizmetleri; acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetleri olarak tanımlanmıştır. İlkyardım ise herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yaptıkları ilaçsız uygulamalardır.
Amerikan Acil Hekimleri Birliği ise “acil hizmetlerini” şu şekilde tanımlamıştır: Acil ve/veya programlanmamış bir tıbbi bakımın gerekli olduğuna inanan, ortalama düzeyde tıp ve sağlık bilgisine sahip, sağlık mesleğinden olmayan tedbirli bir kişiyi yönlendiren ciddiyetteki ve yeni başlayan bir sağlık sorununu değerlendirmek ve tedavi etmek için sağlanan sağlık bakım hizmetleridir.
Dikkatle bakıldığında bizdeki tanımlara göre farklı olanı görmek mümkün: Kendi acil durumuna karar veren kişiyi ve özelliklerini. Son tanımda sağlık mesleğinden olmayan ve ortalama düzeyde tıp ve sağlık bilgisine sahip, durumunun önemini veya önemsizliğinin farkında olabilen kişiden bahsedilmekte. Bu kişinin var olması için toplumun tıp ve sağlık bilgisine bir şekilde ulaşması ve bu bilgisini kullanabilmesi gerekmektedir. Sağlık bilgisine ulaşmanın en kolay yolu ise ilkyardım eğitimleri olacaktır. Yani her yaşta kişinin karşılaştığı bir sağlık sorununda ne yapması gerektiğine karar vermesini sağlayacak basit ama hayat kurtarıcı olabilen bir eğitim. İlköğretimden başlayıp bilişsel ve fiziksel yeterliliğin sürdüğü yaşa kadar devam etmesi beklenen bir eğitim.
Acil tıbbın ilgi alanına giren tüm konularda faaliyet gösteren dernek özelliğindeki Türkiye Acil Tıp Derneğinin üyesi olarak 2002 yılında İlkyardım Yönetmeliği yayınlığında sevindik ve destekledik. Çünkü Dernek kurulduğu günden bu yana toplumun sağlık düzeyinin yükselmesini sağlayacak bir eğitim olan temel yaşam desteği ve ilkyardım eğitimlerini verme çabasındaydı. Eğitimin standardizasyonu ve güncel ilkyardım bilgilerinin denetim altında verilecek olması da doğru yaklaşım idi. Yönetmelik’in temel amacı, fertlerin ve toplumun temel sağlık bilgisinin arttırılması ve ilkyardım bilgi ve becerisinin toplumun her bireyine öğretilmesi idi. Hatta Dernek hatta bu eğitimlerin düzenli aralıklarla sağlık çalışanları tarafından da almasının gerekli olduğu inancını sürdürüyor. Zira bunun gerekli olduğunu günlük pratiklerimizde de hissediyoruz.
Ancak geçtiğimiz 5 yılda Yönetmelik amaca hizmet edemedi. İlkyardım merkezlerinin Sağlık Bakanlığı onaylı İlkyardımcı Belgesi vermesine rağmen eğitim ücretlerinin yüksekliği, merkezlerin ister istemez ticari kaygılar gütmeleri ve hemen tamamı ile işyerlerinde bulunması gereken ilkyardımcıların yetiştirilmesinin hedeflenmesi toplumda ilkyardım bilincinin yerleşmesine engel oldu. Üstelik eğitimcilerin merkezlerde görev yapması için döner sermaye ödemelerinin yüksek oranda kesintiye uğraması gerekliliği ve gönüllülük düzeyinde yapamaması eğitimci belgesi olanların eğitim verememesine neden oldu. Tam gün yasası geldiği zaman muhtemelen az sayıdaki kısmi statü ile eğitimci olarak çalışan sağlıkçıların da merkezlerden ayrılacağını şimdiden söylemek mümkün.
Yönetmelik’ten önce Dernek olarak okullarda veya çeşitli kurumlarda ilkyardımının önemi üzerine bilgilendirme eğitimleri yapıp, öğrencileri, öğretmenler, polisler, askerler, ev hanımları dâhil binlerce ilkyardım gönüllüsü bulabilmişken, şimdi bu fırsatı yaratamıyoruz. Toplam poliklinik hizmetlerinin dörtte birinin acil servislerde verildiği ülkemizde acil sağlık hizmetlerinin doğru kullanılmasını istiyorsak, artık toplumun sağlık bilgisini artırmamızın ve ilkyardım seferberliğini başlatmamızın zamanının geldiğine inanıyorum.