7 Aralık 2009 tarihli Medimagazin’de "Hekimlere Ekonomi Eğitimi Verilmeli mi?" başlıklı yazıyı okuduğumda yıllarını tıp eğitimine vermiş bir dekan olarak konuyla ilgili görüşlerimi açıklamaya karar verdim.
Elbette sağlık ekonomisinde hekimler önemli bir birleşendir. Kaynak kullanım kararlarını hastaları adına hekimler verir, bu da doğru. Hekimin yaptığı tedavi o ülkenin sağlık harcamalarında önemli bir yer tutar. Bunların tümüne katılıyorum. Ancak tıp eğitimi ayrı bir şeydir, sağlık ekonomisi ayrı bir şey.
Tıp eğitimi çerçevesi içine para konusu mümkün olduğunca konulmaz. Bir hasta için yapılması gerekenler, olmazsa olmazlar, insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi konusunda öğrencilerimizin eğitim alması için çaba sarfederiz. Hastalar adına alınacak kararlarda paranın düşünülmesini bile istemeyiz.
Hekimlerin "ekonomi" adı altında ticari bir alana çekilmesini asla istemeyiz. Öğrencilerimize her fırsatta hekimliğin, para kavramı ile yanyana gelemeyeceğini ve hekimliğin bir yaşam biçimi olduğunu, kavramları algılamada ve uygulamada ekonomik kaygılardan bağımsız olmaları gerektiğini vurgularız. Sağlık ekonomisi ile ilgili olarak ise sık sık üstünde durduğumuz konu, en ucuz ve en etkili hekimliğin "koruyucu hekimlik" olduğudur. Bu nedenle tıp eğitiminde farmakoekonomi derslerinin değil, akılcı ilaç kullanımının, ucuz, törpülenmiş tedavi prensipleri yerine gerçek, modern tedavinin esas alınmasıgerektiğini vurgularız.
Ülkemizde koruyucu hekimlik uygulamalarının arttırılması, sağlık kurumu yöneticilerinin sağlık yönetimi eğitimi alması sağlık ekonomisi alanında son derece önemlidir, diye düşünüyorum. Elbette bizler bu ülkede ülke koşullarından habersiz, ayakları yere basmayan hekimler yetiştirmek istemeyiz. Ancak sağlık politikaları dersleri içinde yer alan sağlık ekonomisi dersleriyle amacımız, öğrencilerimizde konu ile ilgili bir farkındalık yaratmaktır. Asla gerçek sağlık ekonomisi alanında ayrıntılı bilgi vermek değil.
Bu arada sağlık yönetimi ve işletmeciliği sertifika programlarını genel yaklaşımlar çerçevesinde çok olumlu bulduğumu belirtmek istiyorum. Ayrıca hastane yöneticiliği sertifika Programı kapsamında hastane yöneticilerine verilen sağlık işletmeciliğinin temel kuralları, ihaleler ve satın alma mevzuatları, finansal muhasebe, pazarlama stratejileri, insan kaynakları yönetimi, hastane ve sağlık kuruluşlarının toplam kalite yönetimi, değer yaratma, kâr analizi gibi konularda bilgi verilmesi de çok olumlu.
İşin bir de ders saatleri bazında sıkıntıları var. Tıp fakültesi öğrencisi sabah 08.30’da geldiği fakültesini akşam genellikle 17.30’da terkediyor. Yoğun bir teorik-pratik ders programı mevcut. Biz yöneticiler mümkün olduğunca bu programı sadeleştirmeye gayret ediyoruz. Bu arada ulusal ve yerel çekirdek eğitim programlarına uyma konusunda ödün vermeden öğrencilerimizi biyomedikal alanda dev adımlarla gelişen bilim dünyasına adapte etmeye çalışıyoruz. Bu arada en fazla üç beş dersle verilebilecek sağlık ekonomisi dersleri ne kadar yararlı olabilir? Bu yüzeysel derslerin yeterlilikleri çerçevesi içinde çıktıları ne olabilir?
Tıp eğitimi oldukça karmaşık, pek çok konuda bilgi-beceri ve tutum kazandırılmasının hedeflendiği zor ve uzun bir süreçtir. Birtakım dersler hiçbir bilimsel veri olmadan bazı pratik gerçeklere bakılarak konulmaz ya da çıkarılmaz. Bizler öğrencilerimizi para ilişkisinden bağımsız bir şekilde yetiştiririz ve onların hastalarına ya da tüm topluma en çok yararlı olabilecekleri eğitimleri verme gayreti içinde oluruz. Öğrencilerimize yaşamlarını hastalarına adamalarını öğütleriz. Bu eğitim prensipleriyle sağlık ekonomisi derslerinin hiçbir zaman bağdaşmayacağını düşüyorum.
Saygılarımla