Yapılacak bir ankette kişilere yöneltilen "Tıp deyince aklınıza ilk gelen üç şey nedir?" sorusuna verilen cevabın hekim, hasta ve hastalık üçlemesi olacağına hiç kuşkum yoktur. Bu üçlemeden de anlaşılacağı üzere, sağlık hizmetlerinin baş aktörleri hekim ve hastadır. Bu nedenle, insanlık tarihi sürecinde toplumların gelişim düzeylerine paralel olarak sağlık hizmetleri hekim-hasta ekseninde şekillenmiştir.
Dünya nüfusunun artışı, kullanılan dünya coğrafyasının genişlemesinin yanı sıra baş döndürücü bilimsel ve teknolojik gelişmeler sağlık hizmetlerinin hekim üzerine odaklanmasını imkânsız hale getirmiştir. Çünkü; yemek alışkanlığından dini inanca kadar farklı kültürlere sahip, açlık tehlikesinden inanılmaz her türlü israfın yaşandığı toplumların hasta insanlarının sağlık hizmetlerinden ve hekimden beklentileri çok farklı olmaktadır.
Her ne kadar yöresel farklılıklar önemli olsa da, küreselleştiği söylenen dünyamızda, dünyamızın her yanındaki insanların verilen sağlık hizmetlerinden beklentilerinin ve en önemlisi de bu beklentilerin yerine getirilmesindeki asgari standartların belirlenmesi çabası çok büyük önem arz etmektedir. Nitekim evrensel nitelikte tıp etiği ilkelerinin, ulusal ve uluslararası hukuk bağlamında sağlık mevzuatının temelinde bu çaba yer almaktadır.
Tıp etiği ilkeleri ve çağdaş sağlık mevzuatı, hekimi çok önemserken asla hekimi bir taraf olarak ele almamalıdır. Bilinmelidir ki, sağlık hizmetleri bir zincirdir ve hekim, bu zincirin yalnızca güçlü olduğuna inanılan olmazsa olmaz halkasıdır. Ancak, hekimin de içinde yer aldığı bu zincir, ancak en zayıf halka kadar güçlüdür. Bu nedenle hekim tarafından tıp etiği ilkelerinin ya da sağlık mevzuatının uygulanmasını beklerken, herkes, hekimin bağlı olduğu diğer halkaları da dikkate almalıdır.
Evrensel nitelikteki tıp etiği ilkelerini ya da sağlık yasalarını hekime indirgeyip zincirin diğer halkalarını göz önüne almadan hekim üzerinden bir değerlendirme yapmak çok büyük hata olur. Aksi takdirde hekim, günümüzde bazı somut olaylarda olduğu gibi, sağlık hizmetleri zincirinin en önemli halkası olan Sağlık Bakanlığının da olmak üzere birçok halkanın sorumluluğunu adaletle bağdaşmayan haksız bir şekilde üstlenmek zorunda kalacaktır. Bu ise toplumda hekime olan sevgi, saygı ve güvenin yitirilmesine ve yol açarak, zincirin kopmasına ve her halkasının bir yere dağılmasına neden olacaktır.