“Sağlık iletişimi” denilince kim ne anlıyor? Ne anlaşılması gerekiyor? Bu şemsiye başlığın altını nasıl doldurmak lazım? Bu yazıda “Sağlık Haberciliği” kitabımızda da irdelediğimiz bu sorulara kısaca yanıt vermeye çalıştım.
En Genel Anlamda
“Sağlık iletişimi” kavramı en genel anlamda “sağlık alanında ihtiyaç duyulan iletişim türü” şeklinde tanımlanabilir. Sağlık iletişiminin tarafları olarak “kaynak” ve “alıcıları” ise şunlardır:
(1) Sağlık alanında hizmet verenler (hizmet sunan, hizmet sağlayan sağlık profesyonelleri; hekim, hemşire, hasta bakıcı, ebe, tekniker ve teknisyenler ile diğer tüm çalışanlar),
(2) Hizmet alanlar (hizmet gören, hasta ve hasta yakınları özelinde toplumun tüm bireyleri) tanımına giren kişiler.
İletişimin kullanım biçimlerine yönelik sınıflandırma doğrultusunda, sağlık iletişimin farklı boyutlarından söz edilebilir. Bunlar (1) içsel iletişim, (2) bireyler arası iletişim, (3) grup ya da takım iletişimi, (4) kurumsal iletişim, (5) kitlesel iletişim şeklinde sıralanabilir.
İçsel İletişim
İçsel iletişim boyutunda; kişileri güdüleyen, motive eden, gereksinimleriyle kişilerin kafasındakini kavramasına yardımcı olan iletişim biçimi söz konusudur. Örneğin bir hekimin ya da hastanın kendi iç dünyasında kendi kendisiyle yaptığı içsel konuşma bu alanın konusunu oluşturur. Yine bir kişinin kendi içsel dünyasıyla yaptığı konuşma çerçevesinde sağlığa ilişkin bilgiye ihtiyaç duyması ve bu bilgiyi kullanması, klinik tavsiyelere uyması ya da uymaması da yine bu iletişimin konusunu oluşturur.
Bireyler Arası İletişim
Sağlık iletişiminin ikinci türünde bireyler arası iletişim söz konusudur. Bu başlık altında hizmet veren ve hizmet alan tanımlarına giren tüm kişilerin birbirleriyle karşılıklı iletişimi ele alınabilir. Dolayısıyla hizmet verenlerin kendi aralarındaki iletişim, hizmet alanların kendi aralarındaki iletişim, hizmet veren ile alan arasındaki iletişim bu kategoride değerlendirilir. Örneğin doktor-hasta iletişimi, doktor-doktor iletişimi, doktor-hemşire iletişimi, hasta-hasta yakını iletişimi, sağlık profesyoneli-hasta yakını iletişimi gibi bireyler arasındaki iletişimin her türlü boyutu; yüz yüze, telefonla ya da e-posta gibi çeşitli biçimlerde gerçekleştirdikleri karşılıklı iletişim bu başlık altında yer alır.
Grup İletişim
Grup ya da takım iletişimi kavramlarını bir arada sınıflandırmak mümkündür. Sağlık çalışanları gruplar halinde tanımlandığında ya da hastalar gruplar halinde bir araya geldiğinde grup dinamiklerinin geçerli olduğu söylenebilir. Doktorlar, ebeler, hemşireler bu tür gruplara örnek olabilir. Hastalar arasında da dayanışma grupları ya da bir koğuşta yatan hastalar benzer grup iletişimi örnekleri sergileyebilirler. Grup içindeki kişilerin iletişim biçimleri, rolleri, etkileri ve grup dinamikleri bu kategoride değerlendirilir.
Kurumsal İletişim
Kurumsal iletişim boyutunda ise sağlık kurumları genel çatısından söz etmek gereklidir. Sağlık Bakanlığı, Tabipler Odası, Hemşireler Derneği bir kurum olarak tanımlanabilir. Bunun dışında her bir sağlık kuruluşu da kurumsal iletişim alanında çalışmalarda bulunur. Kurumsal iletişim, üst düzey kurum yöneticilerinin kurum çalışanlarına ve kurumun hedef kitlesine yönelik iletişim çabalarının tümünü kapsar. Kurumun tedarikçileri, rakipleri ya da diğer kurumlarla yürüttüğü kurumsal faaliyetler de bu kapsamda yer alır. Örneğin sağlık kurumundaki danışma masaları, yönlendirme tabelaları, bilgi sağlayan pano ya da ekranlar kurumun hedef kitlesiyle kurmaya çalıştığı iletişim çabalarına örnek gösterilebilir. Kurumsal kimlik, tanıtım ve reklam amaçlı çalışmalar, kurum gazetesi ya da dergisi ya da internet sayfası gibi uygulamaların tümü de bu bağlamda değerlendirilir.
Kitlesel-Toplumsal İletişim
Daha genel bir çerçeve olarak “kitlesel-toplumsal iletişim” boyutunda ise sağlıkla ilgili toplumsal hizmet ve uygulamalar ile birlikte iletişim kampanyaları ve en genel anlamda halkla ilişkiler faaliyetleri ve bunların ötesinde de medya, kitle iletişim araçları yoluyla gerçekleştirilen iletişim konu edilebilir.
Burada belki “medya” kavramını açmakta da yarar vardır. Medya sözcüğü en genel anlamda kitlesel iletişime olanak sağlayan her türlü ortama karşılık gelir. Örneğin kitap, fotoğraf, sinema, gazete, televizyon, internet, afiş, billboard, telefon gibi araçların tümü yoluyla gerçekleştirilen iletişim medya kavramı içinde yer alır.
Halk Sağlığı
Öte yandan sağlık iletişiminin “Halk sağlığı” ya da “Toplum sağlığı” boyutlarını da “toplumsal iletişim” çerçevesi içerisinde sınıflandırmak yerindedir. Halkın sağlıksız tutum ve davranışlarını değiştirme, daha sağlıklı davranış geliştirme, sağlığın korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, koruyucu hekimlik, bireysel ve toplumsal sağlık riskine karşı bilinçlendirme, yaşam biçiminin değiştirilmesi ya da geliştirilmesine yönelik kampanyalar, sağlığın korunması ve hastalıkların önlenmesini konu alan bilgilendirici her türlü kampanya da bu bağlamda değerlendirilmelidir (Çınarlı, 2008:43-44).
Bunlar arasında son zamanlarda dikkati çeken bir kavram olarak “sağlığı geliştirme”, kişilerin kendi sağlıkları üzerinde kontrollerini artırmayı ve geliştirmeyi olanaklı kılan bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Kavram, risk altındaki bireylerin ya da grupların sağlıklı davranışlarının kontrol edilmesinin temelinde yatan ana sorunlara yaklaşırken sağlık eğitimini de içine alacak şekilde örgütsel, çevresel ve ekonomik destekleri içermektedir. Böylece uzun dönemde hastalıkların azaltılması, yaşamın uzaması, yaşam kalitesinin artması ve sonuçta daha sağlıklı bir toplum hedeflenmektedir (Özvarış, 2011:32).
Daha Özel Anlamda
Daha genel anlamda ise sağlık iletişiminin amaçlarına ve yapılan çalışmalara bakıldığında iletişimin hangi alanlarına vurguda bulunulduğu anlaşılmaktadır:
- Sağlık çalışanlarının iletişim ve ilişki kurma becerilerini geliştirmek,
- Sağlık kuruluşlarının yapısını, örgütlenişini ve sağlık hizmeti sunumunu hasta ve hasta yakını ile bir iletişim kanalı olarak geliştirmek,
- Hasta ve sağlıklı bireylerin sağlıkla ilgili tutum ve davranışlarını daha olumlu hale getirmek,
- Sağlık alanındaki hizmet ve ürünleri tanıtmak,
- Bireylerin, kurumların, toplumların bilinçlen-dirilmesi, farkındalık yaratılması,
- Bilgi ihtiyacının giderilmesi;
- Doğru bilgilerin verilmesi;
- Sağlık bilincinin oluşturulması,
- Sağlık okuryazarlığının oluşturulması/yükseltilmesi
- Hasta ya da birey olarak sağlık hakkının tanınması ve bu konuda bilinç oluşturulması,
- Sağlıklı çevrede yaşam hakkının korunması için iletişim strateji ve yöntemlerinin kullanılması…
Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2011 yılında kurulan Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü sağlık iletişimi alanından sorumludur. Müdürlüğün resmi görevleri arasında şu maddelere dikkat çekilebilir:
- Toplumun ve bireyin sağlığı ile ilgili bilgi, farkındalık ve kontrol yeteneklerini artırmak ve bu konuda sorumluluk almalarını ve karar süreçlerine katılımlarını teşvik etmek.
- Sağlığı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen faktörlerin ve sosyal belirleyicilerin iyileştirilmesine yardım edecek düzenlemeler yaparak birey sağlığının korunması ve sağlık düzeyinin yükseltilmesine yönelik davranış değişikliği oluşturmak ve sürdürmek.
- Sağlığın teşviki ve geliştirilmesine yönelik bilimsel çalışmalar yapmak veya yaptırmak, eğitim kurumları ve basın yayın organları aracılığı ile toplumu bilgilendirmek, kampanyalar yapmak veya yaptırmak.
- Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması, önlenmesi ve teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin daha verimli kullanılabilmesi için uyarıcı, bilgilendirici ve eğitici mahiyette programlar hazırlamak veya hazırlatmak.
Sağlığı Geliştirmenin Üç Boyutu
Sağlığın geliştirilmesine yönelik uygulamalar temel olarak üç başlıkta değerlendirilir: Sağlık eğitimi, sağlığın korunması ve hastalıkların önlenmesi (Bulduklu, 2010:94-101).
Sağlık eğitimi, bir sağlığı geliştirme aracı olarak eğitsel uygulamalar yanında sosyal konulara ilişkin davranışların geliştirilmesi, bir sorun hakkında yaygın olan davranış, tutum ve var olan bilginin değiştirilmesi ya da yeni bilgilerin öğretilmesi gibi sosyal konuları da içine alan bir yöntem olarak ele alınmaktadır. Bu eğitim topluluklara yönelik eğitim, okulda eğitim ve sağlık mesleği profesyonellerince verilen (hastaya yönelik) eğitim şeklinde sınıflandırılmaktadır.
Sağlığın korunması; sağlığın geliştirilmesine yönelik mali politikalar ve yasal düzenlemelerde yapılacak iyileştirmeler anlamına gelmektedir. Kötü sağlığın önlenmesi ve pozitif sağlığın geliştirilmesi süreçlerinden oluşan uygulamalara bireylerin gönüllü katılımının sağlanması da esas görülmektedir. Bu çerçevede sağlığın korunması sadece hükümetlerin inisiyatifleri doğrultusunda yürütülen uygulamaları kapsamaz; toplumsal alanda faaliyet yürüten tüm kuruluşların ilgilenmek zorunda kaldıkları bir uygulama alanı olarak tanımlanır.
Hastalıkların önlenmesi; rahatsızlık, sakatlık, engelli olma gibi istenmeyen olay ya da durumların oluşma riskinin azaltılmasını kapsamaktadır. Hastalık risklerinin en aza indirilmesi, hastalık ya da rahatsızlığa neden olan unsurların önlenmesine odaklanarak sağlığın geliştirilmesi anlamına gelmektedir.
Sağlık iletişiminin halkla ilişkiler ve pazarlama boyutunu da yine hedef kitle dikkate alındığında toplumsal iletişim bağlamında sınıflandırmak mümkündür. Çünkü sağlık alanındaki hizmet ve ürünlerin kamuoyuna tanıtılması adına gerçekleştirilen eylemler bu çerçevede değerlendirilebilir.
KAYNAKLAR
Bulduklu, Y. (2010). Televizyonda Yayınlanan Sağlık Programları ve İzleyicileri Üzerine Amprik Bir Çalışma. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Çınarlı, İ. (2008). Sağlık İletişimi ve Medya. Ankara: Nobel.
Okay, A. (2009). Sağlık İletişimi. İstanbul: Farmaskop/MediaCat.
Özvarış, Ş.B. (2011). Sağlığı Geliştirme ve Destekleyici Sağlık Çevreleri. Uluslararası Sağlığın Geliştirilmesi ve İletişim Sempozyumu, İstanbul, 11-13 Nisan 2011. Ankara: Sağlık Bakanlığı Yayınları, s.27-34.
Tabak, R.S. (1999). Sağlık İletişimi. İstanbul: Literatür.
Yüksel, E. (2018). “Sağlık İletişiminin Anatomisi”, Sağlık Haberciliği (Ed. E. Yüksel). Konya: Literatürk, ss. 11-31.
Yüksel, E., Kaya, A.Y., Koçak, A. ve Aydın, S. (2014). Check-Up: Sağlık İletişimi. Konya: Literatürk.