Planın tanımına baktığımızda herhangi bir konudaki kararların toplamı olarak ifade edilmektedir. Hastanelerde yöneticilerin elinde bulunması ihtiyaç olan kaynakları; örneğin fiziki kaynakları, insan kaynaklarını ve bilgiye ulaşım gibi kaynakları planlama önemlidir.
Gelecek için hizmetlerin ürünü olarak neler elde etmek istiyoruz? Kaynakları neye ulaşmak ve nasıl ulaşmak için kullanacağız? Böylesi sorulara verilen cevapların tümü sağlık planlamalarımızı oluşturmaktadır.
Parston’un ortaya koyduğu sağlık planlaması sistemi; gelecek için ihtiyaçları belirlemek, ihtiyaçları karşılamak için yollar arama, bu süreçleri elde bulunan mevcut imkânlarla karşılaştırmak ve öneriler sunmak şeklinde ifade edilmiştir.
Günümüzde Türkiye’de yeni oluşturulan şehir hastanelerinin planlamalarında bazı sorunlar yaşanmaktadır. Örneğin çok büyük kompleks binalar olmaları bağlamında, hastalar gidecekleri kliniği bulmada zorluk yaşamakta, danışmalarla yönlendirilmelerine rağmen, hastane içerisinde uzun koridorlarda uzun mesafeler yürümek durumunda kalmaktadırlar.
Bir diğer sorun ise bazı şehirlerdeki şehir hastanelerine ulaşım problemleridir. Hastaların gidecekleri hastaneye uzun mesafeler kat ederek gitme durumunda kalmaları kendilerini zora sokmaktadır.
Bir diğer sorun ise randevu, tanı, tetkik ve poliklinik sırası problemleridir. Bu sorun Sağlık Bakanlığı’nca yeni randevu sistemi ile kısmen çözülmüştür ancak hala hasta yoğunluğu devam etmektedir.
Bir diğer sorun ise hastane çevresi araç park sorunları olup, bireyler hastaneye kendi araçları ile geldiğinde çok uzak sokak aralıklarına park etmek durumunda kalmaları; özellikle engelli, yaşlı ve çocuklu hastaların hastaneye yürüyerek gitmeleri problemini ortaya çıkarmaktadır.
Bir diğer sorun ise her bir klinik servis için ayrılan alan, hasta oda sayıları, personellerin aktif gereksinimleri için kullanabilecekleri alanların planlaması sorunları, nitelikli personel istahdamı sorunları, oldukça tartışma konusu olmaktadır. Örneğin Hastaneye staja giden öğrenciler için giyinme alanları, klinik araştırmalar birimleri için ayrı mekanlar, hasta mahremiyetinin yeterince korunabildiği poliklinik imkanları yetersizlikleri, yoğun bakım olanaklarının sınırlı durumda olması, iç içe servisler; farklı sorunları olan hastaların bir arada bir serviste tedavi görmesi gibi geçici çözümlerle sağlık hizmeti yürütülebilmektedir.
Bir diğer sorun ise hastaneler kurulur iken oluşan afiliyasyon süreçleri, entegrasyon süreçleri, değişim, dönüşüm süreçlerindeki sıkıntılar, personelleri yormaktadır. Devlet hastanesinden şehir hastanesine dönüşüm kolay olmamakta, bu sorunlar da hasta bakım kalitesine olumsuzluk olarak yansımaktadır.
Diğer bir sorun ise hasta eğitim problemleri olup, hastaların tedaviler ve bakım konusundaki sağlık okur-yazarlık durumlarındaki yetersizlikler tedavinin olumlu etkilerini sekteye uğratmakta, bu durumda toplum sağlığı iyi ilerleyememektedir.
Aklımıza gelen farklı sorunlardan biri de personel eğitimlerindeki yetersizliklerdir. Duyarlı, farkındalıklı, bilinçli, etiğe uygun, hoş görülü, saygılı, dürüst ve çalışkanlık aksettiren olumlu davranışları maalesef her personelde görememekteyiz. Bu durumda da personele şiddet vakalarının sayısında artışlar yaşanmaktadır. Tabi ki şiddet olayının sebeplerinde sadece personeller değil, hasta ve yakınları da ahlaki davranış sorunları ortaya koymakta ve olayların sayısı ve şiddet dozu bu bağlamda daha da artmaktadır.
Farklı bir planlama sorunu ise hastane yemek sorunları olup, bunun için yeni gelişen gastronomi bilimine uygun sistemlere ihtiyaç olduğu hasta anketlerinden anlaşılmaktadır.
Hastane hijyen ve temizlik problemleri ise yıllardır tam anlamıyla çözemediğimiz en büyük problemlerden biri olup, örneğin, hayatımızda gittiğimiz pek çok hastanede tuvaletlerde peçete olmaması bile küçük ama önemli sağlık sorunları ortaya çıkarabilmektedir. Tabi bu sorunların temelinde de hem personelin ve hem de hasta ve yakınlarının temizlik anlayışı eksikliği toplumumuzun yıllardır çözemediğimiz en büyük hendikaplardan biridir.
Peki tüm bu saydığımız sorunların çözümü için girişimler, çalışmalar yok mu? Eğer yok dersek haksızlık etmiş oluruz. Ancak eksikliklerin olduğu da sosyal medyadaki hastaların bildirimleri, hasta memnuniyet anketlerindeki sonuçlar, personellerin bildirimleri, bilimsel araştırmaların verileri ve kitle iletişim ortamlarındaki haber ve programlarda ortaya konmaktadır.
Çözümde faydalanmamız gereken stratejiler güncel yabancı ve ulusal bilimsel literatürde ortaya konmuştur ve üzerinde tartışmalar yürütülmektedir. Kongre ve sempozyumlarda bu konular incelenmekte, bilimsel dergilerde yayınlarla çözüm önerileri getirilmektedir. Mevzuatlarımızdaki eksiklikleri bu literatür ile giderebilmek için, sorumluların yeni kurullar ve komisyonlar kurarak, yeni yayınların takip edilmesi, toplumsal pratikte yaşama geçirilmesi ve finans problemlerin eşdeğerliğiyle oluşan yukarıda sayılan tüm sorunların çözümü için önemli bir duyarlılık olarak bu konuda bilinç geliştirilmesi, eğitimlerin artırılması, güncel kanıta dayalı klinik rehberlere uyulması, yabancı ülkelerdeki gelişmelerin yakından takip edilmesi, ilerleme kaydedilebilmesinde personellerin, hastanelerin yönetimlerinin ve toplum kesimlerinin motivasyon kaynaklarının aktive edilmesi önemlidir.
Sonuç olarak çözüm : “Etik”ten geçmektedir. Adaletli yaklaşımların, hasta özerkliğine saygılı uygulamaların, faydalı girişimlerin ve zararı az olan eylemlerin ve de insan mahremiyetine uygun önerilerin harekete geçirilmesi, pratiğe dökülmesi, yani tek cümle ile elimizi kalbimize koyarak içsel öz iyilik sesinin dinlenmesi önerimiz olarak sunulabilir.