Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı 2000 yılındaki Dünya Sağlık Raporuna göre, Sağlık Sistemi, toplumların sağlık durumlarını korumak ve geliştirmek için faaliyet gösteren bütün organizasyon ve kaynakların toplamıdır. Sağlık sistemlerinin amacı; sağlığı korumak, iyileştirmek ve geliştirmek olan her türlü etkinlik olarak tanımlanabilir. Bu tanım ve amaca göre sistemin sadece iyileştirme değil aynı zamanda sağlığı koruma ve geliştirmeyi de içerdiği görülmektedir. O halde sağlık sisteminin değerlendirilmesi bu üç amaç üzerinden yapılmalıdır.
Sağlık sistemimiz her ne kadar sağlığın iyileştirilmesine odaklanmış gibi görünse de bu işlevini tam anlamı ile yerine getirdiği söylenemez. Gözlemler kişisel deneyimler, kaynağı çeşitli yakarılar, duyumlar sağlık sisteminin iyi işlemediğini göstermektedir.
Bununla ilgili olarak, İstanbul hastanelerinden birinde yaşadığım olaylar inanılacak gibi değil. Donanım, etik, hasta mahremiyeti, hekim hasta ilişkileri ve iletişim, denetim, sterilizasyon ve enjeksiyon gibi konulardaki sorunlar ve sorumluların sorunlara karşı ilgisizliği çok düşündürücü. Böyle bir hastanede hastanın iyileşmesi beklenemeyeceği gibi hastanın enfeksiyonlardan korunması da beklenemez. Bu nedenle hastaneden adeta kaçtım. Ancak başıma gelenlerin şokunu zor atlattım. Ama yaşadıklarımı unutmam olası değil…
Sağlık hizmetlerinin en önemli özelliği, hastalar için kolay ulaşılabilir olmasıdır. Ülke genelinde değerlendirildiğinde hastanelerden bazılarının yerleşim mahallerine çok uzak yerlerde yapılandırıldığı, özellikle kış günlerinde hastanelere ulaşımın neredeyse imkansızlaşması. Hasta için bunun zorluğu yanında mali yükünün de ağır olduğu dikkati çekmektedir.
Bazı hastanelerde randevuların çok geciktirilmesi artık olağan hale gelmiş durumda. Bu durum özellikle çabuk ilerleyen hastalıklarda hasta için sakıncalar yaratmakta, hastalığın tedavisini geciktirmekte ve güçleştirmektedir. Bunun nedeni ise hekim sayısının yetersizliği olabilir. Yatak sayısının yetersizliği ise ameliyatların gecikmesine neden olmaktadır. Hastane donanım eksikliği işareti olan bu durumda geciken ameliyatlar hasta hayatı yönünden tehlike yaratmaktadır,
Hekim ile ilgili nicelik sorunu, ülkenin gerçek hekim sayısının hesaplanmamış olduğunu düşündürmektedir. Hastanın iyileşmesinde isabetli tanı ve tedavi rejimi kadar hasta eğitimi içerikli hemşirelik bakımı da çok büyük önem taşır. Bu yüzden hastanelerde hasta çeşitliliği ve sayısına göre eğitim görmüş hemşirelere gereksinim vardır. Ancak ülkemizin gerçek hemşire sayısı da tam anlamıyla hesaplanmış değildir. Böylece gerek hemşire gerekse yardımcı personel yetersizliği nedeniyle, hastalar hastaneye yattıklarında bakıcı tutmak zorunda kalmaktadırlar. Bu da onlara ayrı bir maddi külfet getirmektedir. Ayrıca kendilerini, nasıl yetiştikleri belli olmayan bakıcıların ellerine emanet etmek zorunda bırakmaktadırlar.
Hastanelerde hemşirelik yirmi dört saatlik bir hizmettir. Hastayı her saat gözlemleyen, ilaçların etkisini izleyen, bunları hastanın durumuna göre hekime rapor eden hemşiredir. Bu yüzden hemşire sağlık ekibinin önemli bir üyesidir. Hemşirelik eğitimi hemşirenin bu ve benzeri işlevlerini kapsar, Ancak hemşire, okul eğitimi sırasında bilişsel düzeyde öğrendiklerini eğitim sisteminden kaynaklanan nedenlerle hastanelerde davranış düzeyinde gösterememektedir. Keza duyuşsal düzeyde gösterme eksiklikleri de vardır.
Hemşirelik eğitiminden kaynaklanan bu sorunlar; öğrenci sayısının fazla oluşu, okul donanımının öğrenci sayısına göre yetersiz kalması ve bu yüzden okulda yeterince uygulama yapamamış olması ve dersi veren hocanın her öğrenciye yeteri kadar uygulama yaptıramamış olmasıdır.
Uygulamalı meslek sahipleri olarak doktor ve hemşirelerin eğitimi için örnek hastane ve sağlık kurumlarına gereksinim vardır. Ancak sayıları giderek artan üniversitelerde açılan çok sayıda tıp ve hemşirelik fakültelerine nitelikli eğitimciler atanamadığı ve artan öğrenci sayısıyla tutarlı uygulama alanları bulunamadığı için öğrenciler uygulamaları yapamamaktadırlar. Bu yüzden Öğrenciler bu kurumlarda örnek sağlık ekibi çalışması göremedikleri gibi örnek personel davranışlarını da gözlemleyememektedirler. Bunula birlikte diğer mesleki ders uygulamalarını da yapamamaktadırlar. Uygulamalarda hemşire öğrencilerin hocalarının denetiminden ayrı kalması da ayrı bir sorun yaratmakta ve bunlar öğrenciler mezun olduktan sonra çalıştıkları hastanelerde sağlık sistemine olumsuz yansımaktadır.
Sağlık Örgütü sağlığı ruh ve beden sağlığı olarak tanımlar. Bu tanıma göre bugün toplumumuzun sağlıklı olduğu söylenemez. Toplumun büyük bir çoğunluğu yetersiz beslenmekte ve hastalıklara bağışıklığı azalmakta, aynı zamanda yarınımız ne olacak gailesiyle ruh sağlığı etkilenmektedir. Toplumun diğer bölümünün ruh sağlığının iyi olmadığına dair göstergeler vardır. Bizleri temsille yükümlü millet vekillerinin doğru düzgün iletişim ile tartışma yerine sözel ve fiziki şiddete başvurmaları onları izleyenlerin ruh sağlığını etkilemektedir .Sokaktaki şiddet ise insanları dışarı çıkmaktan korkutur hale gelmiştir. İnsanlararası güven neredeyse yok gibidir. Bunlar toplumun tümünün ruhsal tedaviye gereksinimi olduğunu göstermektedir.
Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisine göre, insan gereksinimleri şunlardır
• Fizyolojik: “Yiyecek, su, barınak, cinsellik, sağlıklı metabolizma, boşaltım ve uyku”
• Güvenlik: “Beden, iş, aile, sağlık, mülkiyet”
• Sosyal: “Aile, arkadaşlık, yakınlık”
• Aidiyet: “Saygı, Öz-güven, öz-saygı, başkalarını saymak ve onlar tarafından sayılmak”
• Kendini gerçekleştirme: “Erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hoşgörülü olmak”
Görüldüğü gibi insanın kendini gerçekleştirmesi, kendinden çok başkalarını düşünür, insanları olduğu gibi kabul eder duruma gelebilmesi için öncelikle yiyecek, içecek, barınak ve uyku gibi fizyolojik gereksinimlerini karşılaması, kendisini güven içinde duyumsaması, sosyal ve ailevi bağlar oluşturması, kendisine saygı ve özgüven duyması gerekmektedir. Ancak toplumun çoğunluğunun özellikle deprem bölgesinde yaşayanların içecek su ve barınak sıkıntısı çektikleri diğer bir deyişle önemli insan gereksinimlerini karşılayamadıkları bilinmektedir. Bu durumda bu bölgelerde de sağlık sisteminin sağlığı koruma ve geliştirme işlevini yerine getirdiği söylenemez.
Özetle; toplum, sağlık yönünden ele alındında, insanların çoğunun insan gereksinimlerini karşılamadığı, ruh ve beden sağlığının iyi olmadığı ve neredeyse tümünün iç ve dış etkenler yönünden ruh sağlının bozuk olduğu görülmektedir. Sağlık Sistemi ise, bugünkü olanaklarına göre insanın ruh ve beden sağlığını koruma, iyileştirme ve geliştirme işlevlerini tam anlamı ile yerine getirememektedir.
4 yorum
Dilerim Gülten hocanın özetle değindiği yaşadığımız saglık ve yaşam sorunları,dikkate alınarak kolaylastırıcı yöntemlerle ivedilikle çözülür. Çunki bu sorunlarin çözümü profesyoneller tarafindan bimektedir,yeterki ‘istem çalışsin.
Gülten hocamıza teşekkür ediyorum.
Çok teşekkür ederim. Zeynep hoca. Umarım çağrınız yanıt bulur.
Sevgili Hocam zihninize sağlık Gerçekten sorunlar var ve sisteme çok zarar veriyor..
Umarım sorunlar bir an önce çözülür.
Çok teşekkür ederim. Ben de öyle umuyorum. Sevgilerimle