Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan ve dünyanın en ünlü kentlerinden biri olarak bilinen İstanbul, çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yaparak, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların birarada yaşadığı bir yer oldu ve bu bağlamda genellikle kozmopolit bir yapı gösterdi. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olabilen İstanbul, sağlığa önem veren dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olarak tıp tarihinde de seçkin yerini aldı. Öyle ki ünlü hekimlerden bazıları burada eğitim gördü veya burada doğup büyüdü. Ayrıca İstanbul’da birçok sağlık kuruluşu yüzyıllar boyu ünlü mimarlar tarafından yapıldı ve hizmet verdi. Bu arada modern tıp eğitiminin temelleri de burada atıldı ve gelişti. Bilindiği gibi modern ordunun sağlık gereksinimini karşılamak ve gerekli sağlık personelini yetiştirmek üzere 14 Mart 1827’de İstanbul’da kurulan Tıphâne ve Cerrahhâne-i Âmire de tıp öğretiminin ilk modern aşamasını oluşturdu. Bu arada Cumhuriyet Döneminde de çok ünlü hekimler İstanbul’daki tek tıp fakültesi olan İstanbul Tıp Fakültesinde ders verdiler.
Bu arada tıp tarihi açısından ünlü hastaneleri ile de bilinen İstanbul, bütün bu özellikleri ile sağlık tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. Yüzyıllar boyu İstanbul’da yetişen hekimler tıbbi deontolojiye ve tıp etiğine derslerinde ve kitaplarında yer verdiler. Bugün de İstanbul’daki tıp fakülteleri tıp tarihi ve etik kürsüleri ve öğretim elemanları ile bu alanın gelişiminde büyük katkılar sağlamaktadır. Doğaldır ki, bir zamanlar İstanbul’daki tek tıp fakültesi olarak bilinen İstanbul Tıp Fakültesi, daha sonra açılan bazı tıp fakültelerine de öğretim elemanı açısından destek olmuş bir kuruluştur.
Bugün, İstanbul üzerine her alanda yazılmış bilimsel veya aktüel alandaki çalışmalar bu kenti anlatmaya yetmemektedir. Özellikle bazen aynı konuda İstanbul üzerine yazılmış bir sürü yayın karşımıza çıkmaktadır. Bu kent hakkındaki kaynakların fazlalığı bazen benzer başlıkların bile kullanılmasına yol açmaktadır. Bunun doğal bir durum olduğunu yurt dışında iken gördüm. Örneğin; bir konu ile ilgili bir kitap ararken aynı adı taşıyan başka kitaplar da buldum. Yine insan İstanbul’la ilgili bir konuyu çalışırken, onun büyüsüne kapılıyor ve bu büyüsel etkinin İstanbul’dan geldiğini anlıyor. Doktora tezimi Mısır Çarşısı Drogları üzerinde hazırlarken ben de aynı duygulara kapıldım. Bilindiği gibi İstanbul’un ünlü bir baharat çarşısı olan Mısır Çarşısı İstanbul ile özdeşleşmiştir ve adeta bu kentin birkaç simgesinden biridir. Bu bağlamda Türk Tıp Tarihi Kurumunun 2010 yılı kongresini Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul’da yapma kararını aldığımızda bu kentin sağlık hayatını inceleyeceğimizden dolayı çok mutlu oldum.
Kasım 2010’da yapılacak olan Türk Tıp Tarihi Kurumunun Geçmişten Günümüze İstanbul’da Sağlık Kongresi aşağıdaki konuları kapsamaktadır:
Bizans Döneminde Tıp
Osmanlı’dan Cumhuriyete İstanbul’da Tıp ve Sağlık
İstanbul’da Sağlık Kurumları
İstanbul’da Sağlığa Hizmet Edenler
İstanbul’da Halk Tıbbı
İstanbul’da Geleneksel Tedaviler ve şifalı Sular
İstanbul’da İnançlar ve Sağlık
Bütün bu konular İstanbul’un sağlık hayatını geniş kapsamlı olarak bize verebilecek ve İstanbul’un tıp tarihindeki yerini vurgulayabilecektir.