Son gelişmeler Tam Gün Yasası’nın Meclise gönderilmesi ile ilgili. Ne olursa olsun hekimler, öğretim üyeleri elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Bütün zorluklara rağmen öğrencilerimiz, araştırma görevlilerimiz ve hastalarımız için en iyiyi yapmaya çalışacağız. Sağlıktan sorumlu en üst yetkililer, "Öğretim üyelerinin paradan başka bir düşüncesi yok" dese de bu hakaretlere aldırmayacağız ve çalışacağız. Ancak şunu belirtelim ki, öğretim üyelerinin mi yoksa büyük holding hastaneleri sahiplerinin mi paradan başka bir düşüncesi olmadığını çok yakında hep birlikte göreceğiz.
Yeni bir olay, Türk Sağlık-Sen\’in Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmeleri sonucunda hastanelerde yemeklerin artık ücretsiz olduğuna dair yönetmelik değişikliğinin Resmi Gazete\’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi. Türk Sağlık-Sen, bu gelişmeyle bir zafer daha kazandığını belirtmiş! Hastanelerde sağlık çalışanlarından yemek ücretlerinin alınmaması ile ilgili bu karar hem de 2008 başından itibaren geçerli! Yani biz sağlık çalışanları hastane idaresinden geçmişe yönelik ödediğimiz yemek ücretlerini bile geri alabileceğiz. Bu konu basit bir olaymış gibi görülebilir, ancak burada, dayatılan sağlık politikalarıyla ilgili prototip temalardan birisi söz konusu.
Sağlık sektöründeki kargaşayı anlamak ve çözmek olanak dışı. Yakında, başta hekimler olmak üzere sağlıkla ilgili hizmet üreten herkes kafasına ters huni geçirip tef çalmaya başlarsa kimse şaşırmasın. Durum böyle iken sendikacılar, bürokratlar, siyasetçiler sağlıkta çalışan kesimlerin ürettikleri hizmetlerle övünüyorlar. Ancak bu hizmetler nasıl ortaya çıkıyor, nasıl idame ettiriliyor soran yok. Hizmet üretenlerin dışında kalan sağlıkla ilgili olan kesimler, örneğin siyasetçiler, çok başarılı olduklarını söylüyorlar. Ama yakında göreceğiz ki bu şekilde politikalarla sağlık sektörü tümüyle nasıl da karaya oturacak.
Hastanelerde yemek ücretleri artık alınmayacak da bu ücretleri kim karşılıyor? Örneğin; bizim hastanemizde yemek ücretleri bu yeni yönetmelikle birlikte doğrudan döner sermayeden ödenmeye başlandı ve yılda yaklaşık 500 bin lira ek bir yük getirdi. Döner sermaye gelirlerini kimler oluşturuyor? Hastane çalışanları. Peki, bu yemek ücretleri artık döner sermayece karşılandığına göre acaba burada çalışan örneğin; hemşire, teknisyen gibi personel kendilerine ödenen döner sermaye gelirlerini yine eski oranlarda alabilecekler mi, yoksa bu gelirlerde bir kesinti mi oluşacak? Sendika bunu soruyor mu? Hayır. Sendikanın derdi, olmayan başarıyı varmış gibi göstermek. Sendika eğer bu yemek ücretlerinin hükümetçe karşılanabilmesini sağlayabilseydi işte başarı ona denirdi. ışin Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafına gelirsek, herhalde şimdi onlar da çok memnundurlar, çünkü kendilerinin bir katkısı olmadığı halde hastane çalışanlarınca sağlanan gelirlerle yemekler artık ücretsiz. Onlar da bol bol övünüp sevinebilirler.
Sağlıkla ilgili "iyi" yapıldığı söylenen birçok uygulama işte yukarıdaki örnekteki gibidir. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının köle, hastanelerin ise çeşitli menfaatlere yarayan bir "araç" olarak görülmesi artık olağanlaşmıştır. Ve bu durum gittikçe daha da kötüleşecektir. ışin en komik yanı ise bu köle zihniyeti ile çalışmaya zorunlu bırakılan sağlık çalışanlarının ürettikleriyle de yine "diğerleri"nin övünmesidir. Sistemdeki büyük sorunlar yüzünden ortaya çıkan tıbbi hatalarda ise köteği hekim yemektedir. Yani sağlıkla ilgili "sözde güzellik" payını sağlık dışındaki çalışanlar, muştalanmayı ise hekimler almaktadırlar. Doktorlar kurnazca oyunlarla birbirlerine düşürülmekte, çok yakında ödenmesi mümkün olamayacak performans uygulamaları ile kandırılmaktadırlar. Yurt dışından getirilecek veya ülkemizde eli kolu bağlanmış ve çok ucuza çalışmaya razı bırakılmış doktorların sayesinde ise büyük holding hastanelerinin önü açılmaktadır. Uzun vade planlarında ise durum çok daha vahimdir. Tıp fakültelerindeki inanılmaz kontenjan artırımlarıyla birlikte ülkemiz iyi eğitilememiş ve belki de reçete yazmaktan aciz hekimlerle dolacaktır.
İnsanoğlu her zaman, en büyük değer olarak sağlığı birinci sıraya yerleştirir. Yaşamda sağlıktan daha önemli bir kavram yoktur. O halde bugünlerde yapılmakta olan yanlışlıkları hep beraberce görmek ve önlemleri derhal almak gerekmektedir. Çünkü sorun asla sadece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunu değildir. Ülkemizin her vatandaşı sağlık açısından büyük tehlikelerle karşı karşıyadır. Tüm kesimlerin bunun bilincinde olması gerekir. Sağlıkta yaşanan ve topluma şimdilik pek de hissettirilmeyen büyük sorunlarla başta medya, çeşitli demokratik kitle örgütleri, sözde başarılarla övünen sendikalar mutlaka ve mutlaka ilgilenmelidirler. Sağlık konusu çok detaylıca masaya yatırılmalı, yaşanan sıkıntılar ve bekleyen tehlikeler halkın gözü önünde çok detaylıca irdelenmelidir.