İnsan ilişkilerinde en önemli nokta olan iletişim bugün daha da önem kazanmaktadır. İkili ilişkilerin iyi olduğu durumlarda her şey çok çabuk çözümlenmekte ve konusu ne olursa olsun iyi sonuçlar alınmaktadır. Eğer bir yerde tartışma varsa ve bu tartışmada sorun çözülemiyorsa, mutlaka bir iletişim kopukluğu var demektir. Bu durum hekim-hasta ilişkilerinde de böyledir. Bilindiği gibi insan hayatının her safhasında iletişimin olması gerekir. Nitekim iletişim insanın özel yaşamında olduğu kadar çalışma hayatında da başarının ve sorunları çözmenin en önemli kaynağı olarak karşımıza çıkar. Bu bakımdan iletişim hastaların sorunlarının çözümünde ve hekimle olan diyaloglarında danışman-danışan ilişkisinin sağlanmasında gittikçe önem kazanmaktadır.
İletişimde en önemli nokta, insanların birbirlerini anlamasıdır. Burada hekimin hastayı, hastanın da hekimi anlaması büyük anlam taşımaktadır. Genel olarak ele alırsak, iletişim bozukluğu olduğu zaman insanlar arasında anlaşma olamaz, yabancılaşma başlar. İstenen hedeflere ulaşmakta güçlük çekilir ve insanlar bulundukları yerden ayrılabilirler. Ayrıca, böyle bir iletişim kopukluğu insanları amaçlarından vazgeçirtebilir. Yine, iletişim bozukluğu kişiler arasında çatışmalara neden olabilir. Hekim-hasta arasında iyi bir iletişimin olabilmesi için 1) Empati göstermek: Empati, İngilizce’de empathy olarak bilinir ve başka insanların duygularını idrakle anlama, duygu katılımı anlamına gelir. Burada acımak değil, duygu paylaşımı söz konusudur. 2) Hastanın kendisiyle ilgili verdiği bilgileri anlama ve bunları kabullenme. 3) Olayın psikolojik durumunu düzeltmeye çalışarak moral yükseltme. 4) Hekim-hasta iş birliğine hastanın katılımını sağlama gibi noktalar çok önemlidir.
Bu koşulları hekim sağlarsa hasta da tam olarak hekimle iş birliği yapar, ancak hekimin hastayı dinlerken bazı dinleme tekniklerini de bilmesi gerekir.
Hekim hastayı dinlerken bazı davranışlar gösterebilir. Bunlar psikolojik olarak hastada olumlu ya da olumsuz etkiler yapabilir. Hekim de hastanın anlattığı şeylere yoğunlaşıp ilgi gösterirken bazı bedensel tavırlar içine psikolojik olarak girer. Bu aşamada hekim, dikkatini hastaya vermeli ve böylece hastanın, hekimin kendisine önem verdiğini anlamasına yardımcı olmalıdır. Kaynaklarda, bu ilk klinik görüşmede hekim-hasta iletişiminin ilk anlarında birbiriyle kaynaşma dönemi olan bir suskunluk dönemi olduğu belirtilmektedir. Bu dönemde hekimin hastada bıraktığı ilk izlenim, hastanın bu iş birliğine katılıp katılmayacağını belirler. Bu nedenle hekim hastanın yakınına oturarak, dikkatini hasta üzerinde tutarak ve bant kaydı ya da ara sıra insanı sıkmadan not alarak hastayla katılımcı bir iş birliğine girebilir. Birçok modern yazara göre hastayı dinlemede en etkili yol, hekimin hastayı dikkatle dinlemesi ve daha sonra da hastanın anlattıklarını ya da sorulara yanıtlarını onun duygularını paylaşarak anlamasıdır. Burada hekim empatik bir davranış gösterir. Bu dinleme şeklinde hekim hastanın yaşadığı şeyi kendisinde olmuş gibi anlarsa bu onun hastayı etkin olarak dinlediğini gösterir. Hastanın anlaşılması çok önemlidir ve hekim ve hasta arasındaki iş birliğini güçlendirir. Bu tip hasta dinleme şeklinde, hastaya güven verici konuşmalar yapılır ve sorular sorulur ve böylece hastanın vereceği bilgi ve yanıtlarla hastalık tanısı rahatlıkla konulabilir. Yine hekim ve hasta arasındaki yanlış anlamalar ortadan kaldırılarak doğru bir iletişim sağlanır ve gerçek sorun ortaya çıkarılır. Bu tip hasta dinlemede hastanın korkusu azalır. Bu arada hasta, kendi sorununun sorumluluğunun bilincinde olup, kendisine güveni artar. Etkin dinleme metodunun kullanılması, sevgiye ve bağlılığa dayalı ilişkiler sonucu bazı yanlış olabilecek uygulamaların dava açılarak çözülmesini de engeller. Hastanın hekime karşı taşıyabileceği olumsuz duygular yok olur.
Yine hekimin etkin bir şekilde hastasını dinlemesi, hastayı üzüntülerinden kurtarır, sorunlarını çözmede yardımcı olur, korkuyu azaltır, hastanın kendi sorumluluğunu taşımasına yardımcı olur, olumsuz duygular yok olur, hekime bağlılık ve dinleme isteği belirir .
Hekimin bazı davranışları da vardır ki, bunlar hasta ile ilişkisini bozabilir:
a) Tamamen teknik bir dil kullanarak hastayı kendinden uzaklaştırmak.
b) Önünde bulunan başka kâğıtlara ya da listelere bakmak.
c) Başka bir şey düşünmek ya da rahatsız edilmek istemediğini gösteren bir davranış içinde olmak.
d) Hastanın konuşmasını kesme ya da tamamlamama.
e) Hastadan kısa sürede uzaklaşmak.
f) Hastanın sorduklarını duymamak.
Bütün bu konuların çözümü, hasta ile hekimin arasında iyi bir iletişimin olmasıdır.