Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın Medimagazin’deki (14 Eylül 2009) "Paradan kısacağız, hizmetten değil." beyanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Dinçer’in NTV’de katıldığı programdan aktarılanları okuyunca yine şu "hizmet alımı" uygulamasındaki çarpıklıklara dikkat çekme gereğini duydum.
İki Sayın Bakanın açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla devlet artık bu yükü neredeyse taşıyamayacak duruma gelmiştir. Sağlık Bakanı Sayın Akdağ’ın "Harcamalar kısılacak, fakat hizmet kalitesinde herhangi bir düşüş olmayacak." açıklamasını okuyunca doğal olarak insanın içinden "inşaallah" demek geliyor ve konuyla uzaktan yakından ilişkili olan herkesin kendine göre eksik ya da çarpıklıkları gündeme getirmesinin yararı ortaya çıkıyor. Nitekim insanlar hiç olmazsa kendi konularında samimi davranış göstererek birazcık da empati yapabilirlerse hemen hemen çözülemeyecek sorun yoktur.
Ben, şu "hizmet alımı" politikasına ilişkin daha önce -eğer diğer yazıların arasına sıkıştırarak değindiklerimi hesaba katmazsak- değişik tarihlerde olmak üzere Medimagazin’de 3 tane ana başlıklı yazı yazdım (Genetik Testler, 22.06.2009; Genetik, Kamu Hastaneleri ve Hizmet Alımı, 13.04.2009; Sağlıkta Paradigma Değişimi: Hizmet Alımları, 28.01.2008), bu yazılan ise yazı serisinin dördüncüsü olacak. "Ne değişti?" derseniz cevabı "Hiçbir şey" olacak, ama olsun!
Bilindiği üzere, kamu hastanelerine gerek duyulan alanlarda ihale ile hizmet alımı yapılmaktadır. Diğerlerine karışacak değilim, fakat "genetik" başlıklı hizmet alımları konusuna, Sayın Bakanların yukarıda sözünü ettiğim açıklamalarını fırsat bilerek yeniden değinmek istiyorum.
Aslına bakarsanız işin iki yönü var ve hangisini ele alırsanız devenin dediği gibi "Neresi doğru ki?" demek ihtiyacını duyuyorsunuz. Birinci yönü üniversitelerde ve bazı kamu hastanelerinde yapılan genetik testlerin fiyatları, döner sermayeye ve dolayısıyla da çalışanlara para kazandırabilmek için, kimi zaman insaf ölçülerinin bile üzerine çıkabilmektedir. Gerçi SGK bu konuda bazı önlemler aldı ama ben yeterli olduğuna pek inanamıyorum. Zaten şu döner sermaye olayı, ele alınarak yeniden düzenlenmesi gereken önemli kamburlardan biridir. O ayrı bir konu!
Diğer yanda ise hizmet alımı ihalesine çıkan kamu hastaneleri var. Buradaki çarpıklık ihale aşamasında başlayıp sonuna kadar devam etmektedir. Maliyeti bile, söz gelişi 100.- TL olan bir test 10.- TL gibi komik bir rakama ihale edilebilmektedir. Bunun açıklaması ise ihaleyi alan firma tarafından "İhaleye global bakmak gerekir, ben bir testten kaybederken diğerinden kazanıyorum ve ikisi birbirini dengeliyor." şeklinde yapılmaktadır. Bu açıklamaya inanan inansın artık! Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum ki, sağlıkta pazarlıkla iş yapılmaz. Bunların daha fazla ayrıntısına girerek işleri daha fazla karıştırmadan işin ne yapılabilir kısmına, yani önerilere gelmek istiyorum.
Öncelikle ihale kaldırılmalıdır, sağlıkta kapalı zarfla eksiltme olmaz. devlet test ya da tıbbi işlem fiyatlarını bugün olduğu gibi (BUT, SUT) dikkatlice belirler. Bu fiyatları uygun bulan özel, resmi kurum başka bir ek ücret almaya kalkmadan bu fiyatlar üzerinden sağlık hizmetini verir. Kurum tercihini, yani resmi mi özel mi olduğunu hizmet alan kişi ya da kurum yapar. Böylelikle de indirim konusunda değil, fakat kalite konusunda kurumlar arasında rekabet başlar ve bu kaliteli hizmetten hem devlet hem de vatandaş kârlı çıkmış olur. Devletin belirleyeceği fiyat "maliyet + makul kâr" esasına dayanacağı için sorun belli resmi kurumların da kendilerine çekidüzen vermelerini sağlar. Hizmet kalitesini ise devlet denetler.
Sonuç: Uygulamadaki hataları düzeltmek hem devlet hem ilgili kurumlar hem de ilgili kişiler açısından büyük yararlar sağlayacaktır. Şimdi fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, ama devlet bir "regüler Down sendromunun prenatal tanısı" için binlerce lira ödemekten kurtulurken bu işlemi yapan özel ya da resmi kurumlar da politikalarını ona göre belirleyerek bütçelerini denkleştirecek, kişiler de "Devletin malı deniz yemeyen domuz." dejenerasyonunun suçluluğu duygusundan kurtulmuş olacaktır. Görev, devletin ilgili ve yetkili kurumlarına düşmektedir.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.