Liyakatin birçok tanımı yapılabilir. Bir şeyi yapabilme gücü olmak, bir görevi hak etmek gibi tanımları kapsar. Arapça kökenli bir kelime olup layık, uygun ve yeterli anlamına gelir. Bir diğer anlamı da yetenektir. Batı dillerinde “merit” kelimesi liyakat anlamında kullanılmaktadır. Bu yazıda ise liyakatın özellikle sağlıkta kullanılmasının önemini vurgulamak istedim.
Türk sağlık sisteminde son zamanlarda iyileştirmeler olmasına rağmen, günümüzde hala liyakat ilkesine uyulmamasının sonucunda çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Özelikle hastaneler, üniversiteler ve diğer sağlık kuruluşlarında yönetimlerin, tepeden başlayarak en alt kademeye kadar, liyakat ilkesine uymaması sonucu birçok sıkıntıyla karşılaşılmaktadır. Oysa liyakat ilkesi kural haline getirilse ve görevde yükselmeler düzgün kriterlerle saptansa, birçok problemin üstesinden daha kolay gelinecektir.
Liyakat konusunda söylenmiş birçok atasözü ve özlü söz bulunmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed “iş ehline verilmezse kıyamet yaklaşmış demektir” diyerek liyakatın önemini 1500 yıl önce vurgulamıştır. Ünlü şair W. Shakespeare de “liyakat olmadan kazanılan, müstahak olmadan kaybedilir” sözüyle liyakatın önemini vurgulamıştır.
Sağlıkta görevde yükselmeleri birtakım ahpap-çavuş ilişkileri ile yaparsak dünyada bilimsel alanda bir yerlere gelmemiz de hayal olur. Ülkemizin her alanında önemli ve kronik bir problem olan liyakat ilkesi, sağlıkta iyice unutulmuş durumdadır. Başhekim, başhemşire, öğretim üyesi atamaları, öğretim görevlisi, doçent ve profesör atamaları ve yükselmeleri liyakata göre atanırsa eminim ki sağlıktaki birçok problemi çözeceğiz. Oysa görev hak edene verilse ve görevde yükselmeler liyakat ilkesine göre yapılsa sonuçlarından faydalanacak ilk insanlar ülkeyi yöneten siyasetçiler olur. Ünlü filozof Eflatun “iktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir” demiştir. Atalarımız boşuna “at binenin, kılıç kuşananın: Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır” demişler. Bu da gösteriyor ki, liyakatı hepimiz kendimize ilke edinmeliyiz.
Sonuç olarak, liyakat bir toplumun gelişmişliğini, demokrasisini ve başarısını gösterir. Sağlıkta liyakat ise toplumun bilimsel alanda gelişimine en fazla katkı sağlayacak ilkedir.
1 yorum
Liyakat kadar Liyakatsizlik, liyakatsizsizlerde gereklidir. Kötü olmazsa iyinin kıymeti bilinmez. İnsan oğlu biranda azar, hadsizliği, cahaleti kudret bilir. Mevcut konjoktürde liyakatsizlik olmazsa aç kalırım. Liyakat sahibi insanları muayenehanelere veya yurtdışına kaçırmak en büyük liyakatsizliktir. Liyakati olan insana hükmetmek, yönetmeye çalışmak, emeğini çalmak, ucuzlatmak, emeklilikte alacağını düşürmek için döner sermaye uydurmak, olması gereken, günde en fazla 20 hasta muayene etmeyi performans sistemi ile en fazla muayene edene para vermek şekline dönüştürmek , 24 saat nöbet tutturup emeğinin üzerine yatmak, kanun temeli olmayan hasta hakları yönetmeliği çıkarmak ile (zira hak kanunla verilir! ) Hastaya faydası varmış gibi gösterip liyakatli hekimlere yönelik bu yönetmeliği kaldıraç kolu gibi kullanarak taciz mobbing altına almak, dövdürnek, sövdürmek, kemiklerini kırdırmak, intihara sürekletmek, cinayete kurban gitmesine sebep olmak, arabasının frenlerini kesenleri serbest bırakmak, Hekimlere ceza vermeleri için hakim ve savcıların eğitimlerinde hekim hasta sorunları üzerinden pratik yaptırıp, azılı hekim avcıları yetiştirmek, kendi bünyesinde emrinde mesleki sorumluluk kurul üyeleri seçmek, kurullar kurmak, kendi nentalitesine uyacakları başhekim, yardımcısı,… yapmak…. liyakati bulunan hekimleri kaçıran en büyük liyakatsizliktir. Liyakatsizler aslında Dunning kruger sendromunun kriterlerine sahip kişilerdir. Türkiye deki akademik kadroları % 80 inin liyakati yoktur, çalışmaları çalıntı, ihtimal içeren çalışmaları, Yapılan çalışmaları incelediğinizde atıf yaptıkları çalışmaları bile anlamamış, yada saptırmış, alırmış tonla doçent prof vardır. Bunların yapmış olduğu çalışmalar hiç kimsenin hayatını değiştirmeye, kolaylaştırmak yönelik özellikte değildir Sadece akademik dünyada kalmaya, yok olmaya unutulmaya mahkum anlamsız boş çalışmalardır.