Sağlıkta Dönüşüm Projesi tanıtımında giriş cümlesi olarak “Sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde organizasyonu, finansmanının sağlanması ve sunulması amacıyla hazırlanmıştır” ifadesi kullanılmıştır (http://www.izleme.saglık.gov.tr/08.htm) Amacı bu olan bir “sağlıkta dönüşüm projesi” elbette desteklenmeli, aynı zamanda izlenerek gereğinde amaçtan sapmalar eleştirilmelidir.
Verimlilik amaçlanan bu proje ile acaba verimlilik sağlanabildi mi? İlaç ve tıbbi malzemede kontrolsüz fiyat uygulamalarının önüne geçilmesi ile önemli ölçüde kaçakların önlendiği ve kontrolün sağlandığı açıktır. Ama bu dönüşüm projesinin bir sonucu değil, başıboş bırakılmış, illegal işlemlerin serbestçe yapılabildiği piyasanın kontrolü ile sağlanmış iyileştirmedir. Bunun yanında özel sağlık kurumları ve hatta bir çok resmi sağlık kurumunun gelirini artırmak uğruna poliklinik sayılarındaki artışın ve tetkik giderinin boyutunun ne olduğu yeterince sorgulanabildi mi? Özel sağlık kurumlarındaki hasta başvurularında ve yapılan işlemlerde sağlık açısından gerçekçilik sorgulanabildi mi?
“Hakkaniyet” olarak ifade edilen ön şart gerçekleşebildi mi? Hangi amaçla çıkarıldığı herkesçe bilinen “yeşil kart” uygulamasının halen devam ediyor olması hakkaniyet ilkesiyle ne kadar uyuşuyor? İşçi ve memurdan mecburi yapılan sağlık kesintileri dışında hangi kaynaklardan düzenli ödeme var? Sağlık hizmeti veren kurumlar arasında hakkaniyet ölçüsü dikkate alınıyor mu? Eğitim veren kurumlardan, ücret dengesizliği sebebiyle sürekli personel kaybı yaşanırken ve tüm yatırımlarını yapmak zorunda olduğu döner sermayesi her geçen süre içinde küçültülüp üzerindeki yük artırılırken (4-B personeli maaşı ve döner sermayesinin bu kaynaktan verilme zorunluluğu üniversite hastanelerine getirilirken diğer hastanelere getirilmemekte) “hakkaniyete ne kadar sadık kalınmış olduğu” sorulmalıdır.
Açıkça “Sağlıkta dönüşüm projesi” nin açıklanması ile heyecan duymuş, hastanelerin tek çatı altında birleştirilmesinden ümidim hayli artmıştı. Bugün ise sağlıkla ilgili değerlendirme yapılırken “hasta kuyruklarının kalkmış”, “vatandaş istediği hastanede muayene oluyor” gibi ifadelerle sorunun çözüldüğü imasının yapılıyor olması beni ürkütüyor. Lütfen özel sağlık kurumlarının yaptıkları yatırımlarının gerçekçilik ve verimlilik açısından sorgulanmasını yapalım, devlet hastanelerinin demirbaş malzeme alımlarını sorgulayalım, doluluk oranlarını ve ona göre yeni hastane projelerinin gerekliliğini sorgulayalım.
Her yanımız BT/MR merkezi, fizik tedavi merkezleri gibi merkezlerle dolup taştı. Finansal kaynakları büyük ölçüde resmi sağlık ödemeleri olan bu teşebbüsleri devlet ne kadar daha besleyecek ve nihai durumları ne olacak? Lütfen sağlıklı düşünelim. Elde edilen alışkanlıklar zor terk edilir. Dönüşümü sağlayalım fakat ne yaptığımızın değerlendirmesini kendimiz yapmayalım. Dönüşümde gelinen noktada genel bir değerlendirme ile doğru ve yanlışları görelim. Sivil toplum örgütleri ve ilgili diğer resmi kurumları muhatap kabul ederek onların öneri ve eleştirilerine göre dönüşüm projesi revize edilebilir. Unutulmaması gereken şey paydaşların geniş katılımı olmayan tüm projeler ya yetersiz ya da atıl kalmaya mahkumdurlar.