Doksansekiz sayılı Medimagazin’de Sağlık, kalite yönetiminde sınıfta kaldı’ başlığıyla aktarılan araştırma sonucu bir sürpriz olmamıştır. Aynı konuda diğer sağlık kurumlarında yapılacak incelemelerle de benzer sonuçlara ulaşılma olasılığı oldukça yüksektir.
Sağlık Kurumlarında Toplam Kalite Yönetimi (TKY); sağlık sektörünün, toplum kalitesi sürekli gelişen, güvenli, verimli, kapsamlı, optimal, kabul edilebilir, kolay ulaşılır ve saygılı bir sağlık hizmeti verme sorumluluğundan kaynaklanan bir yönetim biçimidir. TKY, pratik bir yöntem olmakla birlikte zannedildiği ve günümüzde örnekleri görüldüğü gibi kaliteye kestirmeden ulaşma yolu değil, her bir aşamasının bilgi, dikkat, mantık ve sabırla ele alındığı, problem çözümüne odaklı, bilimsel ve döngüsel bir özelliktedir.
Hizmetlere bu tür yönetim stiliyle kalite kazandırabilmek için öncelikle; yönetim ve hizmet felsefesinin net bir biçimde formüle edilmesi, hizmetlerin nicelik ve niteliğini yönlendirecek standartların ve ölçütlerin belirlenmesi ve bunların tüm çalışanlara açıklanması ve benimsetilmesi gerekir.
TKY’de amaca ulaşılmasında çalışanların nicel ve nitel yeterliliği kuşkusuz çok önemli bir yere sahiptir. Ancak, sadece kuramsal bilgi ve teknik becerilerde yeterlilikle kalitenin elde edilmesi olası değildir. Özellikle hastanelerde, hizmet verilen bireylerin hastalıklarından kaynaklanan bedensel ve ruhsal durumları, kendilerine özenle yaklaşılmasını gerektirdiğinden, sağlık kurumlarında personelin tutum ve davranışları ayrı bir değere sahiptir. Ayrıca, seksenli yıllarda, hizmetin kalitesiyle çalışanların tutum ve davranışları arasındaki doğrudan ilişkinin ayırdına varılması, bu unsurlar üzerinde daha çok durulmasını beraberinde getirmiş ve insanlararası ilişkilerin geliştirilmesine; çevreye ve hizmet verilen bireylere saygılı davranılmasına; kalitenin artmasını sağlayacak etkinliklere yer verilmesine yoğunlaşılmış ve böylece birey-ekip-hizmet-kurum kalitesinde zincirleme bir gelişme kaydedilmiştir.
TKY’de çalışanların kendilerinden beklenen performansı gösterebilmelerini ve çalışmalara istekli katılmalarını sağlamada, motivasyon öğesinin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Bu yüzden motive edici faktörlerin özenle planlanması ve uygulanması beklenir.
Bir bireyin başkasına karşı duyarlı olabilmesi ve empati yapabilmesi, öncelikle kendi temel insan gereksinimlerini eksiksiz karşılama ve gereksinimler hiyerarşisinde kendisini gerçekleştirme basamağına yükselmiş olma koşuluna bağlıdır. Bu koşulu yerine getirebilmek için kuşkusuz kendisine yeterli ücret ödenmesi gerekir. Bireyin güven ve doyum duyarak çalışmasını sağlamak için ise, ilgi ve eğitimine denk bir yerde çalıştırılması; kendisine hijyen koşullarına uygun bir çalışma ortamı düzenlenmesi; yapacağı işe kapsamlı bir oryantasyon programıyla hazırlanması ve daha sonra sürekli eğitimle desteklenmesi; denetleme yerine yönlendirilmesi; kesintisiz yatay ve dikey iletişimi sağlamak için iletişim kanallarının açık tutulması; ekip toplantılarının hiç bir koşulda gözardı edilmemesi; çalışana saygıda kusur edilmemesi ve kendisine değer verildiği hususunun hissettirilmesi gibi etkinlikler motivasyon sağlayan faktörler olarak işlev görürler. Ayrıca kurum kültürünün oluşturulmasıyla değerlerin ve çalışmalardan elde edilen başarı, prestij ve coşkunun ortak kılınması ve eşit paylaşımı bu konuda yapılması gerekenler arasındadır.
Günümüzde TKY’de başarıya ulaşılamamasının nedenleri, çeşitli disiplinlerden gelen sağlık çalışanlarının bu konuda aynı bilgi, görüş ve anlayışa sahip olmamalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu olasılığı dikkate alarak geleceğin sağlık ekibi üyelerine öğrencilikleri sırasında; TKY, Ekip Çalışması, Görev Yetki ve Sorumluluklar, Deontoloji gibi konularda ortak dersler verilmesi düşünülebilir.