Hep hastalar biz hekimlerden yakınacak değil ya, bizler de hastalardan yakınalım. Sağlık Bakanlığının “Alo Hekimi Şikayet Edin” hattının bir benzerini bizler de oluştursak mı?
Daha önceki yazılarımda akılcı düşünmeme, mantıklı çözümler üretememenin hastaların hastalıklarını yönetmede ne kadar olumsuz etkiler yarattığını vurgulamıştım. Bu yazımda ise sanal dünyanın olumsuzluklarından söz edeceğim. Elbette internet dünyasının olumlu yanları da var. Ancak sağlıkta bilgilendirme konusunda olumsuz yanlarının daha fazla olduğunu düşünmekteyim. Herkes 10-15 yıllık yükseköğretim ve sonrası eğitimlerle alınan bilgilerin 20-30 dakikalık internette dolaşmakla elde edilebileceğini düşünmeye başlamış durumda. Ayrıca sanal dünyanın insanca değerleri azalttığını, normal iletişim şekillerini bozarak yeni psikolojik ve sosyal sorunlar yarattığını biliyoruz. İnternetteki sohbet, yüz yüze yapılan bir sohbetin yerini tutabilir mi?
Hasta-hekim ilişkisi bu açıdan daha da önemli değil midir? Derdini size anlatan, bu nedenle ızdırap çeken, endişeleri olan bir hastanın hekime içini dökmesi sanal dünyada -yeterli- olabilir mi? Doğrusu ben de hasta sorularını yanıtlamak amaçlı paylaşım siteleri aracılığıyla bazı hastaların internetten sorularını okuyorum, yanıtlamaya çalışıyorum. Karşılıklı görüşme gibi olamıyor. Bunların çoğunda film raporlarını ayrıntılı yazan hastalarla karşılaşıyor, bu raporların ne anlama geldiği gibi sorulara muhatap oluyorum. Film raporlarının değil, hastalık yakınmalarının daha önemli olduğunu söylüyorum. Bilgi kirlenmesinin olumsuzluklarını düzeltmeye/temizlemeye çalışıyorum çoğu kez. Hem hastalık tanısının ne anlama geldiğini ifade etmek hem de tedavi önerilerinin artı ve eksilerini anlatmak mümkün olamıyor çoğu kez.
İnternet ortamı çok sevildi, ancak büyük bir bilgi kirliliği yarattı. Ayrıca reklam amaçlı internet siteleri yanlış bilgilendirmeyi, hastaların aklını karıştırmayı başardılar. Son zamanlarda poliklinikte hasta görüşmelerimin çoğunu hastaların aklına giren yanlış bilgileri düzeltmekle geçirmeye başladım. Böyle bir bilgi kirlenmesi olmadan gelen hastalarda daha rahat sonuç aldığımızı düşünmekteyim.
Hastaların “endişeleri” nin “hastalık” larından daha büyük olduğunu sıklıkla görmüyor muyuz? İnternetteki hazır bilgiler bu endişeleri yatıştırmak yerine büyütüyorlar, diye düşünüyorum. Çünkü bilgi önem sırasına sokulmadan veriliyor. Zaten “bilim” bu sıralamayı yapmak değil midir? Hastalarımız internetteki bilgileri okuyunca daha da endişe duymuyor mu?
Yakın zamanda Dr.Cihat Ünlü’nün yine Medimagazin’de çıkan “Çok Fazla MRG ve Tomografi İstiyoruz” yazısındaki yakınmalar bende de var. Her bel ağrısına lomber MRG, her baş ağrısına kraniyal MRG istemek lüksüne gelişmiş ülkeler sahip değil, ama biz sahibiz. Dr. Cihat Ünlü’nün yazısına bir meslektaşımızın yaptığı yorumda “Çok film istemenin bir nedeni malpraktis, diğer nedeni de eskisi gibi kimsenin hastalarla uzun uzun konuşmak istememesi. Filminde bir şey çıkmamış, yapacak bir şey yok, denip hastadan kurtulunmaya çalışılıyor.” demesi, hekimliğin günümüzde ek incelemelerle yapılmasına ve daha doğru olan sözel iletişimin kaldırılmasına iyi bir örnek. Burada tabii ki bu şekildeki davranışları suçlama eğilimindeyim. Daha önce söylediğim gibi “Filmleri değil, hastayı tedavi etmek/ameliyat etmek gerekir” ilkesinin ne denli gözardı edildiğinin iyi bir kanıtı bu cümleler.
Sanırım sanal ortam gelecekte daha fazla kullanılacak ve ellerinde film CD’leriyle dolaşan hastalar yakında filmlerinin web’deki adresleri ile gelecekler. Bizler de sağlık sigortalarına web aracılığı ile raporlar gönderecek, randevularımızı internet üzerinden vereceğiz. Ancak sanal ortamın asla insancıl iletişimin, göz göze gelmenin, “Merhaba, Geçmiş olsun” demenin yerine geçeceğini düşünmüyorum.
Özetle, sanal hekimlik ve hastaların sanal dünyada sağlık sorunlarına çözüm arayışı şu haliyle pek çok sakınca içermektedir. Hastaların yanlış tanı ve tedavi yöntemlerini benimsemelerine yol açmaktadır. Sanal hekimlik uygulamalarının daha gerçekçi yöntemler gelişinceye dek kuşkuyla karşılanması ve desteklenmemesi gerektiği kanısındayım.