Şimdi, haklı olarak "Sanita Per Performanca (SPP)" da nereden çıktı, diyeceksiniz. Hepiniz bilirsiniz, bütün dünyada olduğu gibi, bizim ülkemizde de, büyük, zincir ve çok yıldızlı otellerde "Sanita Per Aqua (SPA)" hizmeti ile karşılaşırsınız.
Türkçemize, "Su ile gelen sağlık" şeklinde tercüme edilebilir. Bu lüks otellerde, su ve çeşitli taşlar kullanılarak yapılan masaj ve uygulamalarla sağlıklı yaşama katkı sağladıkları ifade ve iddia edilir. Tabii ki, bütün bu uygulamalar, sağlığımız için mucize yaratmasalar da, tamamen faydadan da ari değildir. Bunun çok önemli bir sektör olduğunu da unutmamak gerekir.
Her neyse
İşte ben de, bu otellerdeki SPA’dan esinlenmiş olmalıyım ki, "Sanita Per Performanca (SPP)" tabirini kullanma ihtiyacı duydum. "Performans ile gelen Sağlık" , kulağa da hoş gelmiyor değil hani!
Son yıllarda, "performans" tabiri, biz hekimlerin meslek hayatlarına çok önemli bir kavram ve kaynak! olarak girdikten sonra, performansımızı! arttırabilmek için her türlü yola baş vurup, gece-gündüz demeden, bayram, seyran, tatil ve mesai gözetmeden, hiçbir fedakârlıktan! kaçınmaz olan meslektaşlarımız, saçlarını süpürge yaparak, insanımıza tetkik, tedavi ve cerrahi yöntemleri uygulamakta yarışır hale geldik!
Hasta olsun olmasın!, daha fazla insan muayene etmek, insan sağlığı için dünyada ne kadar tetkik ve tahlil yöntemi varsa, yaptırabildiğimiz kadarını! yaptırabilmek, klasik tıbbi kayıtlarda herhangi bir hastalık bulamazsak da, literatürü! de yanımıza alıp yeni hastalıklar, sendromlar ihdas etmekte, mucizevi! bitki ve ilaçlarla tedavilerini planlamakta, ameliyat çok gerekmese de, teknoloji, implant, protez, bisturi ve cerrahinin keramet ve sihrine! inanmakta ve inandırmakta, bu konuda da asla rakip tanımamakta ve mukayese kabul etmez bir gayret ve yarış içine girdik. Çünkü performans, insanımızın sağlığı anlamına gelse de, sonuçta, daha çok para da demektir! Evet, bizim ana hedefimiz "para" değil ama, biz bu sıkıntılara, hastalara daha iyi hizmet vermek amacı ile katlanıyoruz!
Hayır, neden müstehzi bir ifade ile gülüyorsunuz ki? Ben kimseyi suçlamıyorum. Dürüst ve meslek ahlakını birinci planda tutan gayretkeş meslektaşlarımı takdir ve tebrik etmekle birlikte, maalesef bu menfur ve tefessüh etmiş zihniyetteki hekimlerin olduğunu da unutmamamız gerekir. Onlar adına ise utanıyorum ve üzülüyorum. Çuvaldızı biraz da kendimize batırmak gerekir. Ancak, bu meslektaşlarımızı bu yola iten düzenlemeler, uygulamalar, hazırlanan şartlar ve bunlara vesile olanlar da, en az onlar kadar sorumludur. Evet, "SANITA PER PERFORMANCA!" Harika
Daha şimdiden, itiraz içerikli elektronik postaları alır gibiyim.
Kısa bir süre önce, otomobilimin vites sistemindeki basit bir arıza için gittiğim tamirci, vites kutusunun rutubet aldığını söyleyerek, vites kolunu söküp, kutuyu silerek kuruttuktan sonra tekrar yerine takıp problemimi 15-20 dakikada giderdi. Bunun karşılığında da tam 350 Turkish Lira! talep etti
Bazen ben kendimi de anlamakta zorluk çekiyorum! Vites kutusunun silinmesi ve onun ücreti ile hekimlerin ve performansın ne ilgisi var, anlayamıyorum. Anlayan beri gelsin! Bu doktorlara her şey müstahak
Sami Paşa’nın Muhammes Güftesi, Suphi Ziya Özpekkan’ın Saba Bestesi ile hafızaları tazeleyelim.
"Semt-i dildare bu demler seferin var mı sabâ,
Dil-i hasret zedeye nev haberin var mı sabâ,
Ben giriftar-ı elem bülbül-i efgan zedeyim,
Verd-i bağ-ı eleminde güzerin var mı sabâ,
Çin-i zülfünde o şuhun eserin var mı sabâ."