Para, Güç, ve merhametsizliğin egemenliği.
Başka bir ifadeyle, ‘tek dişi kalmış canavar’.
Ya da, insanlık düşmanı batı uygarlığı.
Veya, haddini bilmeyen ülkelerin ‘eşkıya’ yöneticileri,
Dahası, üretilen silahları tüketim operasyonu.
Gizli yönü, bilinç altındaki din taassubunun ‘savaş terörü’yle tatmin edilmesi.
Açık yönü, kıtalararası sıçrama aşamasına gelmiş ‘kanser metastazı’.
Bir tarafta ayak oyunları ile seçim kazanmayı demokrasi olarak algılatıp Texas kültürünü uluslararası yönetime taşımaya çalışan bir ‘Kovboy’, diğer tarafta Halepçe’de kendi halkını kimyasal silahlarla yok eden bir Mişel Eflak kalıntısı ‘Dublör’.
Her ikisi de ‘Siyonist zihniyet’in çağdaş programını gerçekleştirmeye yönelik senaryosunun ‘Paralı” aktörleri.
Ortadoğu’ya ‘demokrasi’ taşıyacakmış. Sen önce kanla karışmış Ortadoğu petrollerinin beslediği oligarşik yönetiminin aktörlerini insanlık kursuna taşı; sonra demokrasi sınavına girersin.
Senin Türkiye’ye önerdiğin demokrasiyi de gördük. 50 yıldır elli elekten geçirdik; orijinalini yakalayalım diye.
Seninle müttefik olduk, savunma sanayimiz mi gelişti?
Seninle işbirliği yaptık, ‘altyapımız’mı kuruldu?
Seninle NATO’ya girdik, ülkemiz tehditlerden mi kurtuldu?
Seninle Kore’ye gittik, ‘süttozu’ndan mı kurtulduk?
Senin literatürünü izledik, bilim mi üretmeye başladık?
Senin teknolojini kullandık, petrol mü çıkardık, bor yataklarını mı işlettik?
Haddini bil dost olalım.
Hakkını bil anlaşalım.
Eşit silahlarla ‘savaşalım’.
Çocukluğumuzdan beri ürettiğin dehşet ve şiddet saçan film oyunlarını, körpe beyinlerimizle izledik. Sonra da ‘Şok ve Dehşet’ operasyonu olarak yeni filmler üretmek için bomba olarak kafamıza yağdırdın.
Sen uygarlığın ne olduğunu nereden bileceksin?
Binlerce yıllara dayalı bir birikimin mi vardı ki yıktığın sanat eserlerinin değerini anlayabilesin.
Saatler süren yemek seanslarının kanla karışık içkilerini yudumlarken, ekmeğe muhtaç, ellerini bir koruyucuya açan ve boş dönen bebek ve çocukların duygularını ve ihtiyaçlarını nasıl anlayabilirsin?
Paralı medya araçları kanalıyla ‘İnsani yardım’ yutturmacaları, illüzyon yöntemleriyle onlarca yıldır kandırdığın insanları ve toplumları ‘İki yüzlü dış politikanla’ savaşta bile yönlendirmeye çalışıyorsun.
Göreceksin!
Her yaraladığın bebeğin gözyaşları, Fırat ve Dicle’nin taşmasından daha görkemli olacak ve seni sürükleyecek.
Duyacaksın!
Her bombaladığın mekanın görüntüleri seni yatağında da rahat bırakmayacak.
Anlayacaksın!
Emperyalizmin gizli ve aşikar oyunlarının kendi halkına da zulüm getireceğini.
Ve tarih sana gösterecektir; ‘In God We Trust’ın ne demek olduğunu.
23
önceki yazı