Saygı konusunda bunları yazmak gereksiz gibi görünse de toplumun her kesiminde saygısızlık örneklerinin dikkat çekmesi, ister istemez konuyu gündeme getiriyor. Çünkü saygı sadece diğerlerine saygılı davranmakla sınırlı bir kavram değil, toplumda kişiler arası ilişkileri düzenleyen ve hakları koruma işlevi de olan bir kavramdır. Bu nedenle de insanlar arasındaki ilişkinin temel kuralı, sevgi ve saygıdır, denir. Sevmek ve sevilmek her insan için bir gereksinimdir. Her ne kadar bu duygular insanlarda mutluluk yaratsa da insanın herkesi sevmesi beklenemez. Ancak saygı için aynı şey söylenemez.
Sözlüklerde de tanımlandığı gibi saygı, ilişki ve etkileşimde bulunulan varlık ya da oluşumun; hak, değer, inanç ve her türlü özelliğine ön yargısız, hoşgörüyle yaklaşmayı kapsar. Görüldüğü gibi saygı, hoşgörüyü de beraberinde getirmektedir. Bir bakıma sevginin de aynı işlevi olduğu söylenebilir. Öğretmenlerin sevdikleri öğrencilerin her türlü davranışına hoşgörü göstermesi, sevmediklerine ise daima ön yargı ile yaklaşması buna örnektir.
Saygı, terim olarak genellikle kişiler arası ilişkilerde kullanılmakla birlikte, hayvanlar, gruplar, kurumlar, din ve ülkeler için de kullanılır. Diğer tanımlara göre saygı; bir kişiye, bir düşünceye, bir eyleme, bir başarıya, özellikle ahlaki değerlere üstün yer vermekle ilgili özel bir duygudur. Türk Dil Kurumuna göre ise saygı; değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı nedeniyle bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan başkasını rahatsız etmekten çekinme duygusudur.
Sevgi, saygı ve hoşgörü, ilişkilerde birbirini besleyen unsurlardır. Sevgi hoşgörüyü beraberinde getirir. Saygı ise her ikisinin de uzun ömürlü olmasını sağlar. Saygı ortadan kalktığında sevgi de etkilendiğinden hoşgörü de yok olur.
İlişkilerde, karşılıklı saygı görme ve gösterme eylemleri, saygının büyümesine, artmasına neden olan bir döngü oluşturur. Diğer bir deyişle, birey kendisine saygılı davranan bir kimseye aynı ölçüde saygı gösterir.
Kültürümüzde en çok vurgulanan saygı çeşidi yaşlıya saygıdır. Oysa çocuklara da saygı gösterilmesi gerekir. Çünkü bir bireyin saygılı davranması ve karşısındakine saygı gösterebilmesi için öncelikle saygıyı tanıması ve içselleştirmesi gerekir. Bunun için saygının temeli evde çocuğa saygı gösterilerek atılır. Çocuğa saygı; onu dinleyerek, duymak için çaba harcayarak, anlamaya çalışarak ve ona değer verildiğini hissettirerek gösterilir. Bu yaklaşımla saygıyı çocukluğunda öğrenmiş ve içselleştirmiş bir çocuk sadece yaşlıya değil, çevresindeki saygıya değer tüm canlı ve cansız varlıklara saygılı davranır. Aksi halde çocukluğunda saygıyı öğrenmemiş bir kimsenin kendisine ve çevresine karşı saygılı olması beklenemez.
Saygılı bir kişinin, özellikle kendisine olan saygısı yaptığı işe de yansıdığından beraberinde başarıyı da getirir. En önemlisi de icra ettiği mesleğin kapsamına giren hizmetlerin kalitesini artırır ve mesleğe saygınlık kazandırır. Özetle, canlı-cansız her oluşuma nitelik katan saygı; herkese lazımdır.