Covid-19 öncesi insanları durumsal özelliğine göre sınıflayabiliyorduk. Zaman zaman 20’ye, 30’a ayırabiliyorduk. Peki ya günümüzde bu mümkün mü? Şimdi insanları ikiye ayıranlar öyle çok arttı ki, bu yazıyı yazma gereğim oldu. Koronalı olan ve koronalı olmayan diye ikiye ayırınca kutuplaşma sorunsalı açığa çıktı. Ben ve koronalılar diye ikiye ayırınca kişi yalnızlığı çok arttı. Elemli oldu. İhtiyacını karşılayamayacak endişeli insanlar arttı. Aşırı yük altında kaldı. Karmaşık duygular hissedildi. Bu yüzden rasyonalite gereği hızlı davranma gereği hissedildi. Açlık korkusu nedeniyle ekmek stoklayanımız oldu. Pislik ve iğrençlik hissi nedeniyle ellerimizi çok sık dezenfekte edenlerimiz oldu. Tuvalet kağıdı ve havlu kağıt harcama kalemlerimiz arttı. Artık, bir köşeye sıkışmışlık hissi olanlar arttı. Sahip olunanı devam ettirememe endişesi kaygı durum bozukluğunu artırdı.
Komplo teorileri o kadar arttı ki korkak olduk. Covid-19 bulaşır korkusuyla hastaneye gidemez hale gelen çok hastamız var. Bunun yararı gereksiz tıbbi tedavilerden kurtulmak oldu. Tabi ki bu sırada bazısının hastalıkları ilerliyor da olabilir.
Sağlık Bakanlığımızın verilerini beğenmez, az görenlerimiz var. Ülkemizde hastalık sıklığını 100 binlerle tarif edenler taşıyıcı için 1 000 000 rakamlarını korkusu çerçevesinde açıklıyor.
Burada, biyopsikososyokültürel önemli olduğu için de yazmaktayım.
Maslow’un ihtiyaçlar teoremine göre, insanın ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Ancak mutlakiyetçiler 15 gün mutlak izole karantina istemektedirler.
Hasta olanlar, hastaneye yatırılarak tedavi gereksinimi olanlar, evde önerilen ilaçla izlenenler, evde izole karantina altında olanlar, karantinadan çıkan insanlar olmak üzere de gruplama yapılabilir. Tabi ki asker uğurlaması, nişan-düğün, politik toplantılar gibi toplu aktiviteler sakıncalıdır.
Hastalıkla beraber süreç yönetimini geliştirmemiz gerekir. Bunun için;
1.Maske
2. Mesafe
3. Hijyen kurallarına uymak, günlük yaşam aktivitelerimizi sürdürmemizi sağlayabilir.
Sonuç olarak, öğrencilerimiz kurallara uyarak aktif eğitim ve öğretimlerini karşılayabilirler. İş yaşantımızı sürdürebiliriz.
Risk asla sıfırlanamaz. Burada önemli olan riski azaltmaktır.
Saygı ve sevgi ile.