Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ndeki 18 ülkenin değişik oranlardaki katkılarıyla gerçekleştirilen ve İnsan Genom Projesi olarak bilinen, insanın tüm DNA yapılanmasını analiz eden çalışmanın sonuçlarının dünyaya duyurulduğu 26 Haziran 2000 tarihi için “tüm çağların en özel günü” ifadesi kullanılmıştır. Nitekim, konunun önemine binaen ABD Başkanı Bill Clinton, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve özel şirketleri temsilen “Celera Genomics” yetkilileri, projenin ilk ayağını tamamladıklarını eş zamanlı olarak dünyaya ilan etmişlerdir. Proje sonuçları 2001 yılında açıklanmış olsa da, eksikler ancak 2003 yılında bitirilebilmiştir. Geçen süre içinde yeni bilgiler ortaya çıktıkça insan genomu NCBI tarafından sürekli güncellenmek suretiyle bugünkü duruma gelinmiştir. Teknik nedenlerle dizisi belirlenemeyen 302 boşluk bulunan bu son sürümün gen kodlayan bölgelerin yaklaşık %99’unu kapsadığına inanılmaktadır. Bu proje sayesinde tıp biliminin ciddi biçimde değişikliğe uğradığı ve her geçen gün daha da uğrayacağı, doğal olarak bu gelişmelerden uluslararası iş dünyasının da önemli kazanç sağlayacağı belirtilmektedir. Nitekim proje, kanserden depresyona ve hatta yaşlılığa kadar tüm hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratacak konuma gelmiş durumdadır.
Hemen herkesin kenarından köşesinden bir şeyler bildiği ve yukarıda kısaca sıralamaya çalıştığım bilgilere kolay ulaşılmamıştır. Şimdi vereceğim bir örnek, bu konuda nereden nerelere gelindiğini sanıyorum gösterecek niteliktedir. Bundan 30 yıl kadar önce herhangi bir kişinin herhangi bir niteliğini ortaya koymak için yapılacak DNA analizinde kullanılmak üzere yeterli DNA elde edebilmek için o kişiden en az 50 mL kan alınması, yani yaklaşık bir çay bardağı kan alınması gerekmekte idi, bugün ise çok küçük miktarlarda, örneğin; bir damladan da küçük miktarda kan aynı analiz için yeterli olmaktadır. Keza, o zamanlar bir gen ya da özellik için günlerce işlem yapmak gerekirken, şimdi tüm insan genomu için 2 saat gibi bir süreden söz edilmektedir. Ayrıca, 30 yıl önce bir DNA analiz sistemini kurabilmek için 500.000 ABD Doları’na yakın bir yatırım gerekirken, şimdi gelinen noktada 900 ABD Doları gibi neredeyse inanılmayacak bir rakamdan söz edilmektedir.
Bu kadar hatırlatma ile umarım sizleri sıkmamışımdır, fakat 15-18 Şubat 2012 tarihleri arasında Florida Marco Adası’nda (ABD) yapılan “the Advances in Genome Biology and Technology (AGBT)” Kongresi’nde sunulan bir tebliğ bu yazıyı yazmama neden oldu. Bu tebliğde, İngiltere’deki “Oxford Nanopore” firmasının MinION adını verdiği yeni bir DNA dizileme aleti bulduğu ve bu aletin 6 saat gibi kısa bir süre içerisinde tüm insan genomunu dizileyebildiği, ayrıca GridION adını verdikleri bir de laboratuvar versiyonu geliştirdikleri ve bu sonuncusunun daha kapsamlı olduğu bildirilmektedir. Ayrıca, sistemin nasıl çalıştığına ve ne gibi üstünlükleri olduğuna ilişkin ayrıntılar da ihmal edilmemiştir. Keza, bir “flash” bellek büyüklüğünde olan bu MinION adını verdikleri cihazın yıl sonuna kadar piyasaya sürülebileceği ve fiyatının da her birim için yaklaşık 900-1000 ABD Doları olacağı ifade edilmektedir.
Böyle bir aletin geliştirilerek insanlık hizmetine sunulması elbette çok önemli bir gelişmedir, fakat beni rahatsız eden iki hususu belirtmeden de duramayacağım. Bunlardan birincisi, aletin sarf malzemelerinin ne kadar olacağı pek belirtilmemiş, ikincisi de, yapılan bu analizin bilgisiz ya da bilmediği halde bildiğini sanan kişiler elinde nasıl facialara neden olabileceği üzerinde hiç durulmamıştır. Onun için, başka firmalar tarafından da yapıldığı bildirilen aynı türden aletlerin Türkiye’ye girişinde Sağlık Bakanlığının gerekli önlemleri alması hususu çok önem kazanmıştır. Hem satışın hem kullanıcıların hem de sonuçların değerlendirilmesi konusunda bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu sanıyorum.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.