Sevgiyi sadece yaşayarak mı öğrenebiliriz? Peki anne-babası sevmeyi bilmeyen bir çocuk sevgiyi nasıl öğrenebilir? Ya da hangi aşamada? Nerede öğrenir? Çevresindeki herhangi birisi, kardeş/kardeşleri (ki o/onlar da aynı sevgisizliğe maruz kalmıştır), akraba, komşu bunlardan sevgi görebilir mi? Ya da klişe bir ifadeyle anne-babasının sevmediğini kimse sevmez mi? Sevse de temel ihtiyacı olanı karşılar mı? Aile aşamasını geçtikten sonra okulda eğitim-öğretimin yanı sıra çocuklara sevgi-sevmek de öğretilebilir mi? Yoksa eğitim-öğretim aşamasında zaten sevgiyi almıştır, almış olması gerekir diye, sadece vatan-millet sevgisi, insan-çevre sevgisi mi öğretilir? Peki sevmeyi bilmeyen bir çocuk, okulda öğretilmeye çalışılan farklı sevgilere açık olabilir, sevebilir mi? Okullarda kendini sevme, değerli görme gibi konulara da mı değinilmeli? Ya peki öğretmende de böyle bir özellik yoksa yani sevgiyi/sevmeyi/sevilmeyi bilmiyorsa o zaman ne olacak? Gelelim kendi mesleğimize bunların hiçbirini görmemiş, öğrenmemiş bir hemşire mesleğini, insanı nasıl sevecek? İnsana fiziksel olarak dahi dokunmak istemeyen sevgiyi bilmeyen bir hemşire, sevgisizlikten ortaya çıkan rahatsızlıklara-hastalıklara (yeme bozuklukları, kronik hastalıklar, ruhsal problemler) nasıl çare bulup, bakım yapacak? Şefkatle iyileşmeyi sağlayabilecek mi? Sevginin bir hapı, damardan ya da başka yollardan uygulanan bir formu da yok! Olsa uygulaması nasıl olur? Kaç TL’ye satılırdı? En çok kimler alırdı? Kadınlar mı? Erkekler mi? Gençler mi? Yaşlılar mı? Hangi sosyo-demografik özellikte sevgi alma eğilimi daha fazla olurdu? Bana göre sevgisizlikten hastalanan bireyler, bu yüzdendir ki hala yapılan çalışmalarda, hastanelerde güler yüzlü personelin var oluşundan daha çok memnun kalıyor. Fiziksel bakımı sunan bireylerden çok onlara güler yüzle yaklaşan sağlık profesyonellerini tercih ediyorlar. Demek ki bir yerlerde gülümsemeyi sevilme hissi ile örtüştürüp rahatlıyorlar ve bunu istiyorlar. Bütüncül bakımdan hep söz ediyoruz, bilimsel makalelerde yazıyoruz da kliniklerde fiziğin ötesine ne kadar gidebiliyoruz? Bir insanı değerlendirirken, sevmek-sevilmek için geldiği bu dünyada onun ruhunu inciten olayların üzerinde ne kadar duruyoruz? Ruhunu rahatlatmak için neler yapıyoruz? Okuldaki öğretmene, hemşireye ya da başka meslek gruplarındaki kişilere… sevilmemiş insanı tanıyabilme, anlayabilme özelliğini kazandırmak için ne yapıyoruz? Herhangi bir eğitim veriyor muyuz? Ya da bu konuda planlamalarımız var mı? Yoksa bunları herkesin kendisinin deneyimlediği bir farkındalıkla mı gelişiyor? Ya da gelişmiyor?
534
önceki yazı
Hipnoz: Gizemli Dünyalara Yolculuğun Başlangıcı
sonraki yazı