29 Nisan 2016, “Sağlık Bakanlığından şiddeti önlemek için önemli adım” başlığıyla Medimagazin’den okuyoruz: Bakanlık, Emniyet Genel Müdürlüğü ile ortak bir çalışma başlatmış. Önce bir protokol taslağı hazırlanmış. Hastanelerdeki polis sayısı artacakmış. Bunlar aynı zamanda önleyici kolluk görevi de yapacaklarmış!
Bu çalışma, Bakanlığın hazırladığı “Sağlıkta Şiddete Sıfır Tolerans Eylem Planı”na eklenmiş. Eylem planında Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, üniversiteler ve özel sektör temsilcilerinden oluşan bir yürütme kurulu oluşturulmuş. Plandan okuyoruz:
“-Şu anda polisler, olay olduktan sonra müdahale edebiliyor. Eylem planı uygulanmaya başladıktan sonra hastanelerdeki polis sayısı artırılacak ve yöneticilerin daveti üzerine, özel güvenlik görevlileri yanı sıra, polis de olay öncesi önleyici kolluk olarak görev yapabilecekler.
-Acil tanımı SGK ile birlikte yeniden tanımlanacak. Poliklinikler ihtiyaç olan branşlarda gece 20.00 veya 22.00’ye kadar açık tutulacak.”
Oldu, sabaha kadar niye olmuyor?
“-Şiddeti meşrulaştıran kültür ögeleri ile ilgili, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürütülecek.
-Sağlıkta çalışacak özel güvenlikler için eğitim modülleri oluşturulacak. Özel güvenlik gerektiğinde sivil olacak.
-Randevu sistemi yeniden gözden geçirilecek. Hastaların çatışma yaşamaması için randevu saatleri gün içine yayılacak.
-Kamera sistemlerinin görmediği kör noktalar gözden geçirilecek, oralara da kamera yerleştirilecek.
-Artık hastane yöneticileri, hastane yönetiminde etkinliği sağlamak için gece ve hafta sonları nöbete kalacak.”!
Atalım birer yatak, evi de taşısak şu kiradan da kurtulsak. Protokola devam edelim:
“-Kronik hastalığı olanların prosedür işlemleri daha çabuk hale getirilecek. Hasta yakınları daha fazla bilgilendirilecek.
-Sağlık çalışanlarının psikolojik rehabilitasyonu güçlendirilecek.
-Mahkeme kararları kamuoyuyla paylaşılarak caydırıcılığı artırılacak.”
Halkımız okumuyor, camiden, minareden anonsla duyuralım bari.
“-Hasta, hasta yakınları ve çalışanlardan kaynaklanan şiddet vakaları, kök neden analizi yöntemleri ile analiz edilerek, kalıcı çözüm yöntemleri hayata geçirilecek.”
Sağlık Bakanlığı, doktor ve diğer sağlık personeline hakaret eden kişilerin, ilk geceyi gözaltında geçirmelerini sağlayacak bir maddeyi de hazırladığı kanun taslağına ekledi. Bundan sonra sözlü hakaret, zarar vermemiş olsa da fiili saldırı tutuklama nedeni sayılabilecek. Kanun taslağına devlet hastanelerinin yanı sıra devlet ve vakıf üniversite hastaneleri ile özel sağlık tesislerinde çalışanlar ve hatta hakkında dava açılan taşeron personel de avukatlık giderlerini ödemeyecek maddesi eklendi.
Bunlara ek olarak, karate ve İngilizce kurslarına ne dersiniz? Hem kendilerini korurlar hem de halkımız Türkçe anlamadığından, “no no” diyerek saldırıyı önlerler.
Eften püften sebeplerle, gösteride, maçta kavga edip yaralanmamayı; kafayı çekip çekip de başımızı, midemizi ağrıtmamayı; 200 kilometre hızla gidip kaza yapmamayı, alkollüyken araç kullanmamayı, çürük binalar yapmamayı, anormal bir kanama olduğunda erkenden doktora başvurmayı, her teşhisi acilde koydurmamayı biz ancak eğitimle sağlayabiliriz.
Siz bize eğitimden haber verin arkadaşlar, eğitimden!