Sigaranın insan sağlığı üzerine zararları anlatılmakla bitmez. Bunu tartışmayacağım. İnsan sağlığını riske ederek vergi toplayan, sigara endüstrisinde çalışan nüfusu bahane ederek sigara üretmenin haklılığını savlayan mantığa karşı savaşımın önemli bir basamağı olan sigara çerçeve anlaşması nihayet yürürlüğe girdi. Yasanın nasıl uygulanacağı, cezai yaptırımlarının nasıl sağlanacağı tartışmaları sürerken, medyada bu konuyla ilgili yazılar da boy göstermekte.
Bir gazetede, çok bildik bir köşe yazarı, “Tütün Mamüllerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’’un getirdiği kısıtlamaların, birçok konuda özgürlük kısıtlamalarına temel olacağını yazıyordu. Bir ülke aydının, sigara yasağı üzerine bu denli yoğun hayıflanması şaşırtıcıydı. Bu yasa iktidarların istediği bir yasa olmayıp, gelir kapısını kapamak istememektedir. Bu arada dünya sigara tekelleri de pazar yitirmenin huzursuzluğu içindeler. Ancak dünyada birçok ülkede benzer yasaların çıkması, insan sağlığını korumak, salt sigara içenleri vazgeçirmek kaygısı taşımaktan ziyade, sigara içmeyen sağlıklı bireylerin, sigara içenler tarafından zehirlenmesini önlemek amacını taşımaktadır.
Değerli yazarımız sigaranın yasaklanmasından hareketle, diğer özgürlüklerin gaspı gelecek öngörüsünü gerçekten inanarak mı söylüyor? Yoksa emperyalistlerin pazar kaybetmesine yürekleri dayanmadığı için mi böyle yazıyor?
Aynı köşe yazısının ikinci kısmında İnönü Savaşları’nın yıldönümü nedeniyle, İstiklal Savaşı’nda ulusumuzun ve yönetenlerin antiemperyalist mücadelesini öven bir aydının, özgürlükleri savunmak adına, sigara tekellerinin pazar yitirmesine engel olacak içerikli yazıyı yazması şaşılacak bir durum.
Tüm medyaya karşı insafsızlık etmeyeyim. Sigara yasağı üzerine eleştirel yazıyı kaleme alan bir yazarın sigaranın insan sağlığı üzerine olumsuz etkilerine ilişkin; ansiklopedik düzeyde bir bilgiye sahip olması beklenir. İlginçtir ama, makale bu bilgi birkiminden yoksun bir perspektifle kaleme alındığı düşüncesini veriyordu.
Sigaranın birinci derecede karşı çıkılması gereken özelliği, insan sağlığını bozması ve tedavisi kimi zaman olanaklı olmayan süreğen hastalıklara neden olmasıdır. Karşı çıkılması gereken ikinci nokta ise, insanların sağlığını kendi paralarını harcatarak bozan emperyalist dünyanın sigara tekelleri ve onların doymak bilmeyen anormal kazanç hırslarıdır. Sigara pazarlarını daraltma ve kullanım yaygınlığını azaltma çabası önemli bir antiemperyalist mücadeledir. Sigara bu bağlamda emperyalistlerin geri kalmış ülkeler ve halklarını soyarak, emperyalist ülkelere kaynak transferi yapma aracıdır.
Tütün üreticileri ve sigara üretimi fabrikalarında çalışan insanların istihdamı; tütünden toplanan dolaylı gelir vergisi ve diğer endüstriyel girdiler bu yasaklarla kaybolacak diye yeni bir savunma refleksi gösterebilirsiniz. Ancak Dünya Sağlık Teşkilatının (WHO) seksenli yıllarda yaptırdığı araştırmada tütün ve sigara sektöründen elde edilen tüm gelirlerin, sigaranın neden olduğu hastalıkların sağaltımı için harcanan paradan çok daha az olduğu gösterilmiştir.
Söylediklerimi size şu örnekle somutlayabilirim; kronik obstiruktif akciğer hastalığının (KOAH) toplum örneklerinde prevalansı yüzde 17’ye kadar ulaşmaktadır. Yetmiş milyon nüfusun yaşadığı ülkede bu oran 12 milyon kişiye denk gelmektedir. Hasta toplumun oluşturduğu nüfusun birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazladır.
Peki KOAH epidemiyolojinde suçlanan en önemli faktör nedir sizce? Doğru tahmin ettiniz, evet sigara içmek. Sigara kim tarafından satılır ya da satışı kontrol altına alınır. Elbette devlet tarafından. Sigara piyasasını kim kontrol eder? Dünya sigara tekelleri. Sağlığı bozulan hastaların sağlık harcamaları kim tarafından karşılanır? Devlet ve sosyal güvenlik kuruluşları tarafından. Devlet vergi toplamak için sigara satımını izin veriyor ve kontrol ediyor, topladığı paranın kat ve kat fazlasını KOAH’lı bireylerin sağıltımını sağlamak için harcıyor. Buradaki çelişki sizce açık değil mi?
Sağıltım için harcanan paraları kim alıyor diye yine bir soru sorarsanız, genel değerlendirmede masum kabul edilecek ilaç tekelleri almaktadır. Siz insanınızı bu yasa çerçevesinde kollarsanız, emperyalistlerin iki kazanç kapısını kapatarak, ulusal gelirleri insanlarınız sağlıklı kalarak korursunuz. Tütünden elde edeceğiniz paranın kat ve kat fazlasını harcamaktan kurtulursunuz.
Diğer taraftan sigaranın ülkede rahat içilmesinin engellenmesi ve satışında zorlukların oluşturulması, topsuz ve tüfeksiz kazanılmış bir antiemperyalist zaferdir.
Bu zaferin kazanılmasında emeği geçen tüm fert ve kurumlara şükranlarımı sunuyor, yüce Meclisin yasama görevini başarıyla tamamlaması nedeniyle önünde saygıyla eğiliyorum. Medyanın da olayları bu perspektifle değerlendirmesi ve bu konuda antiemperyalist tavrını takınması gerektiğine inanıyorum. Esenlikler diliyorum.