Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, sigaranın zararlarını önlemek için sigaranın bırakılması yönünde toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla 1987 yılından beri her yıl 9 Şubat, “Dünya Sigarayı Bırakma Günü” olarak anılmaktadır. Pek çok hastalıkta insanlar ellerinde olmayan nedenler yüzünden hasta olurlar. Bunlar içinde genetik ve çevresel faktörler sayılabilir. Halbuki sigara ve türevi tütün mamullerinin kullanımı insanların kendi iradeleri ile satın alıp kullandıkları en önemli sağlık bozucu ancak önlenebilir etkenlerden biridir.
Sigara kullanımı, akciğer kanseri başta olmak üzere pek çok kanserin gelişiminde, kalp, damar hastalıklarının ve KOAH (kronik obstruktif akciğer hastalığı) başta olmak üzere birçok solunum yolu hastalığının ortaya çıkmasında temel etken olduğu gibi, reflü, sindirim bozukluğu, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik şeklinde sindirim sistemi problemine neden olan; birçok fiziksel, çevresel, sosyal ve ekonomik olumsuz sonuçlara yol açan ciddi bir halk sağlığı sorunudur.
Sigara kullanımı doğrudan yukarıda adı geçen pek çok hastalığa neden olarak sağlığı bozmak ve ölüme yol açmakla kalmıyor pek çok çevre sorununa yol açarak hem sağlığı dolaylı olarak etkiliyor hem de çok önemli toplumsal ve ekonomik kayıplara yol açıyor. DSÖ’nün verilerine göre, tütün yetiştirmek için her yıl dünyada yaklaşık 3 milyon 500 bin hektar ormanlık alan yok ediliyor. Tütün yetiştirmenin özellikle gelişmekte olan ülkelerde ormanların yok edilmesine neden olduğu ve tütün üretiminin %90’ının düşük ve orta gelirli ülkelerde yapıldığı ve bu ülkelerde özellikle ekonomik getiriler nedeniyle tütün üretiminin teşvik edildiği biliniyor. Tütün üretimi ve kullanımının çevresel etkilerinin gezegenin kıt olan kaynakları üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğu, yıllık 84 megaton karbondioksit eşdeğeri sera gazı salınımına neden olan olarak ekosistem üzerinde büyük bir zarar oluşturduğu vurgulanıyor. Dünya çapında her yıl 4,5 trilyon sigara izmariti düzensiz bir şekilde doğaya atılıyor. Doğaya karışan izmaritler zehirli atık üretiyor ve binlerce kimyasalın havaya, suya ve toprağa karışmasına neden oluyor. DSÖ tarafından raporlanan bütün bu olumsuz etkiler yanında ülkemizde yazın sık sık tanık olduğumuz söndürülmeden atılan sigara izmaritlerinin neden olduğu orman yangınları, binlerce yıllık kadim ormanlarımızı, asırlık ağaçlarımızın çok kısa zamanda yanıp küle dönüşmesine, ormanda yaşayan çok sayıda canlının ve yaban hayatının yok olmasına neden olmaktadır.
Sadece tütün üretiminin yüzde 90’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde yapılmakla kalmıyor, dünyadaki 1 milyarın üzerindeki aktif sigara kullanıcısının % 84’ü gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişi tütün ürünü kullanımından kaynaklı kalp krizi, kanser, damar hastalıkları, hipertansiyon ve solunum yolu hastalıkları gibi nedenlerle hayatını kaybediyor. Bu can kayıplarından 1 milyondan fazlası ise sigara dumanına maruz kalmaktan yani pasif içicilikten kaynaklanıyor. Sigara kaynaklı ölümlerin gelecek 8 yılda iki katına çıkması öngörülüyor.
COVID-19 pandemisinin hala tüm dünyada ciddi bir sağlık sorunu olduğu bu günlerde sigara içme ile COVID-19 arasında hem virüs ile bulaşma hem de hastalığın seyri açısından olumsuz yönde oldukça yakın ilişki olduğu 2 yıla yakın süredir devam eden pandemi sürecinde yapılan bilimsel çalışmalarda gösterildi. Sigara içilmesi sırasında maske takılmaması, birden fazla kişinin bir araya gelerek sigara içmesi ve sigara içme sırasında muhtemelen virüs ile bulaşan ellerin ve sigaraların ağız ve yüze temasının artması, sigara içenlerin COVID-19’a yakalanma riskini artırmaktadır. Toplumumuzda sanki sigaradan daha az zararlıymış gibi özellikle gençler tarafından sıklıkla kullanılan nargile, sadece COVID-19 açısından değil, hepatit, tüberküloz, herpes gibi diğer bulaşıcı hastalıklar bakımından da büyük risk faktörüdür. Onlarca kişinin nefes alıp vermesinden dolayı marpucun içinde ve duvarlarında oluşan mikrop ve bakteri tabakası, solunum yoluyla kolayca bir kişiden diğerine geçebilmektedir. KOAH, astım, kalp damar hastalıkları gibi pek çok kronik rahatsızlık, tütün ürünü kullananlarda kullanmayanlara göre daha sık görüldüğü için, tütün kullananların virüse yakalanmaları halinde hastalık sürecinin uzun ve ağır seyretmesi, zatürre, damarda pıhtı oluşması, kalp kası ve zarının iltihaplanması gibi yan etkilerin gelişmesi ve ölüm oranında artış riskini beraberinde getirmekte, sigara içen COVID-19 hastalarında; zatürre gelişme, hastanede yatma, yoğun bakım ve solunum destek cihazına ihtiyaç duyma riski, sigara içmeyen hastalardan 14 kat daha fazla olmaktadır. Yani sigara hem COVID-19’a yakalanma sıklığını artırmakta hem de hastalığın daha şiddetli seyretmesine yol açarak daha fazla ölüme yol açmaktadır. İnsanları sevmeyen Corona virüsun sigarayı sevdiği unutulmamalıdır.
Sigara içmenin bir diğer ciddi olumsuz etkisi halk arasında inme olarak bilinen felç riskini en az 2 kat artırması ve günde içilen tek bir sigaranın bile risk artışına yol açmasıdır. Bu nedenle “kahvenin yanında günde bir sigara içiyorum oda benim keyfim” demenin bir keyfin ötesinde hayatın kalan kısmını felce bağlı sakat olarak ve kalitesiz bir yaşam şeklinde geçirileceği gerçeğinin bilinmesi gerekir. Hatta sadece pasif içicilik ile bile inme riskinin yüzde 30 oranında arttığı ve elektronik sigaranın da bu konuda önemli bir risk oluşturduğu yapılan bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
Sigaranın herkes tarafından bilinen en ciddi ve önemli yan etkisi kuşkusuz akciğer kanseridir. Sigara içen birisinin, başka hiçbir sebep aramadan akciğer kanseri olabileceğini kabullenmiş olması gerekir. Bilindiği gibi sigara içende binlerce zararlı madde vardır, bunlar içinde elli tanesinin kansere yol açtığı gösterilmiştir. Sigaranın sadece akciğer kanseri değil, yemek borusu, ses telleri, yutak, ağız içi, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak gibi pek çok organ kanserine yol açtığı ya da kanser oluşmasına katkıda bulunduğu bilinmektedir. Her ne kadar günde tek bir sigara içimi ve pasif içicilik sigaranın neden olduğu birçok yan etkiye neden olabilirse de erken yaşta sigaraya başlama, sigara içilen sürenin uzunluğu ve miktarı yan etkilerin kat be kat artmasına neden olmaktadır. Akciğer kanserli hastaların % 93-95 inin sigara içen, içmiş bırakmış veya dumana maruz kalmış kişiler olduğu görülüyor. Hiç sigara içmemiş ve sigara dumanına maruz kalmamış kişilerin bütün akciğer kanseri vakaları arasındaki oranı ise sadece %5-7 arasındadır. Bu nedenle sigarayı içenler kadar içip bırakanlarda ve pasif içicilerde de akciğer kanseri meydana gelebiliyor. Sigarayı 20 yıl kullanan birisinin, sigarayı bıraktıktan sonra 30 yıl geçse bile akciğer kanseri olma riski hiç sigara içmemiş birine göre hala yüksek olmakla birlikte bu risk aktif sigara içicilere göre 10 kat daha az olmaktadır.
Akciğer kanseri açısından pasif içicilerin aktif sigara içenlere benzer riski altında olduğunun anlaşılması ile tütünle mücadelede ilk uluslararası anlaşma “Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS)” 21 Mayıs 2003 tarihinde DSÖ’nün 56. Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilmiş, ülkemizde de 30 Kasım 2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayımanıp yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz Sözleşmeyi imzalayan 43. ülke konumunda olup günümüzde 182 ülke sözleşmeye taraftır. Bu sözleşme çerçevesinde zaman içinde ülkemiz dahil dünyada birçok ülkede başlangıçta otobüs ve uçaklarda günümüzde ise tüm kapalı ortamlarda ve hastane önleri gibi pek çok kamusal alanın önlerinde dumansız hava sahası olarak adlandırılan kısımlarda sigara içilmesi yasaklanmıştır. Ülkemizde 2008 yılından beri kapalı alanlarda sigara içilmesi yasaktır. Ancak bu kısıtlamalara rağmen sigara içimi toplumda yüksek oranlarda devam etmektedir. Tütün ve mamullerinin zararları konusunda en bilgili ve dolayısı ile duyarlı olması gereken doktorlarda bile Türk Tabipler Birliği tarafından yapılan yakın tarihli bir çalışmaya göre çalışmaya katılan doktorların %19 halen her gün düzenli olarak sigara içmeye devam etmekte, %25 i ise sigara kullanmayı bıraktıklarını bildirmektedir. Yani doktorların yarısından fazlasının yaşamlarının bir döneminde sigara kullandıkları görülmektedir. Benzer şekilde tıp öğrencileri arasında da tütün kullanımının yaygınlığı dikkati çekmektedir.
Kuşkusuz yasaklar sigara alışkanlığını ortadan kaldırmada etkin olmakla birlikte yeterli değildir. Bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması gereklidir. Sigara ile mücadelede en etkin yöntem kişilerin sigaraya hiç başlamamalarını sağlayacak önlemlerin küresel ölçekte hayata geçirilmesidir. Buda ancak tütün üretiminin yasaklanması ile sağlanabilir. Ancak kapitalist düzende tütün kartellerinin gücü ile mücadele etmenin ne kadar zor olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu nedenle zararın neresinden dönülürse kardır özdeyişinden hareketle ile 9 Şubat sigarayı bırakma gününde dünyanın bir numaralı kanserojen maddesi olarak kabul edilen sigarayı bırakmak kişinin kendisi, ailesi, ülke ve dünya ekonomisi ve sağlıklı bir çevre için zorunludur ve bir yurttaşlık görevidir. Sigara tiryakilerinde yardım almaksızın sigarayı bırakmak zor olabilir. Bu durumda sigarayı bırakmaya karar veren kişiye yardımcı olacak kurum ve sağlık profesyonelleri vardır. Sağlık Bakanlığının 177 numaralı sigarayı bırakma danışma hattı ve Yeşilay Danışmanlık Merkezinin 115 numaralı hatları bu konuda 7 gün 24 saat yurttaşlara yardımcı olmaya hazırdır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığına bağlı 500 e yakın sigarayı bırakma merkezi vardır. Bu merkezlerde sağlık profesyonelleri sigarayı bırakacak kişiye gerek psikolojik açıdan gerekse sigarayı bırakınca oluşacak yoksunluk durumunda kullanacakları ilaçları vermek konusunda destek olmaktadırlar.
Özetle söylemek gerekir ise tütün ve mamullerinin kullanılmasını önlemede üç ana unsur vardır: 1- Başlamama 2-Bırakma 3- Pasif etkilenmenin önlenmesi. Bu üç temel unsuru hayata geçirmede dünyada yaşayan her bireyin ve tüm kamu otoritelerinin sorumluluğu vardır
9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü dolaysıyla herkese sigarasız ve COVID siz bir yaşam dileğiyle….
Kaynaklar
- https://hsgm.saglik.gov.tr 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü – Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
- 9 Şubat & 31 Mayıs Dünya Sigarayı/Tütünü Bırakma Günü 2021 – Gençlik Danışma Birimi (GEDAB) | Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
- https://www.solunum.org.tr 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü – TÜSAD
- http://www.ssuk.org.tr 4207 Sayılı Kanun ile 5727 Sayılı Kanun… – SSUK – Sigara ve
- https://havanikoru.saglik.gov.tr Türkiye’de Tütünle Mücadele Süreci – Dumansız Hava Sahası
- Aslan D, Şengelen M, Erişgen G Hekimler arasında tükenmişlik durumu ve ilişkili faktörler. https://www.ttb.org.tr
- E Balogh, Z Wagner, N Faubl Tobacco Smoking and Smokeless Tobacco Use among Domestic and International Medical Students in Hungary. Use & Misuse, 2021