Artık, bir üniversite öğrencisi olmanın haklı gururunu yaşıyorsunuz. Siz ve aileniz kocaman bir tebriği fazlasıyla hak ettiniz. Öğretmenlerinizi, bu süreçte yanınızda olan ve size destek veren hiç kimseyi unutmamak gerekir. İlk başta tek kişilik bir çaba olarak görülse de aslında iyi organize olmuş bir takım işi. Bu ifade sizin başarınızı asla gölgelemez, gölgeleyemez. Aksine, bu süreçte katkısı olanları hatırlamak, vefalı olmak, hakkı teslim etmek sizi büyütür, güç katar size. Ayrıca, üniversiteye yerleşerek rüştünüzü ispatladığınızı, yaptıklarınızın sorumluluğunu üstlenebilecek yaş seviyesine geldiğinizi, reşit olduğunuzu da belirtmek gerekir. Bundan böyle yapacağınız her güzel şeyin size ayrı bir değer katacağını da burada ifade etmek gerekir.
Kapısından içeri adım attığınız üniversiteye yerleşebilmek için kim bilir hangi zorluklarla baş etmek zorunda kaldınız. Emek verdiniz, alın teri döktünüz. Yapmak, gezip görmek istediğiniz birçok şeyi ertelediniz, ötelediniz. Kendinizi sınırlandırırken yalnız değildiniz, aileniz de eşlik etti sizlere. Mücbir haller dışında gitmek görmek istedikleri yerleri, misafir ağırlamayı büyük ölçüde ertelediler. Çocuğum bu süreçte herhangi bir şeyden canı sıkılmasın, dikkati dağılmasın, zaman kaybetmesin diye. Öğretmenleriniz de ders dışında teneffüslerde dinlenmek yerine size vakit ayırmaya, katkı sunmaya ve yardımcı olmaya çalıştılar. Okul yöneticileriniz sizin için okulun bütün imkânlarını seferber etmeye; siz, öğretmenleriniz ve velileriniz arasında bir orkestra şefi gibi güçlü bir koordinasyon oluşturmaya özen gösterdiler. Görünmez kahramanlarınız, görünmek, bilinmek için değil, sizin için emek verdi, ter döktüler. Bunlar arasında okulunuzun kütüphanecisi, çaycısı, aşçısı, hizmetlisi olabileceği gibi bunlarla birlikte başka isimsiz kahramanlarınız da yer alabilir. Bu bin kişinin yaptığı pasta gibi, başta siz olmak üzere büyük emeklerle vücuda getirdiğiniz, takdire şayan bir başarıdır. Size, ananızın ak sütü gibi helaldir. Bununla birlikte nasıl olsa üniversiteye kapağı attık diyerek bin kişinin yaptığı pastayı çöpe atamaz, verdiğiniz emekleri bir kenara bırakamaz, hayallerinizden vaz geçemezsiniz, geçmemelisiniz. Bunun bir yükümlülük getirdiğini, daha çok çalışmanız gerektiğini bilmelisiniz.
Artık üniversiteli oldunuz. Bu, ne istediğine önceden karar verip gerekli şartları sağlayanlar için kolay; ne istediğini önceden belirlememiş, işi oluruna bırakmış olanlar için daha zor bir karar olmuş olabilir. Üniversite kararınız değişmez bir tercih olmamakla birlikte değiştirmeyi pek de göze almak istemeyeceğiniz, hayatınızda verdiğiniz en önemli seçimlerinizden biridir. Üniversite seçiminizde tecrübelerine güvendiğiniz kişilerin görüşlerinden yararlanmanızın yanında birçok parametreyi de hesaba katarak tercihlerinizi oluşturmuş olabilirsiniz. Bugün bu tercihlerinizden birine yerleşerek üniversite öğrencisi oldunuz. Potansiyelinize uygun, sevdiğiniz, istediğiniz, okumaktan mutlu olacağınız program olması elbette önemlidir. Bununla birlikte şimdi, daha önce hiç aklınızdan geçmeyen bir programın öğrencisi de olmuş olabilirsiniz. Her ne olursa olsun artık önünüzdeki sürece odaklanmanız, imkânlarınız ölçüsünde üniversite yıllarınızı en iyi şekilde değerlendirmeniz gerekir. Kendinizi başkalarıyla mukayese etmek yerine, sahip olduklarınızı dikkate alabilir, hayata pozitif bakıp potansiyelinizi en iyi şekilde değerlendirerek büyük başarılar elde edebilirsiniz.
Öğrenmek için çalıştığınızda başardığınızı görebilir, başardığınızı gördükçe de çalışmaktan keyif alabilir, böylece daha çok sevebilirsiniz alanınızı. Severek çalıştığınızda yorulmaz, enerjik hissedebilirsiniz kendinizi. Her yeri okul kabul ederek, her fırsatı değerlendirerek öğrenmeyi zaman ve mekân sınırlarının dışına çıkarabilirsiniz. Bunun için üniversitenizin ve şehrinizin imkânlarından yararlanmayı, mesleki ve kişisel gelişiminize katkı sağlayacak etkinliklerde yer almayı iyi bir fırsat olarak görmelisiniz.
Kendinize inanır, güvenir, kararlı olur, işlerinizi ve çalışmalarınızı ertelemezseniz kendinize, ailenize, arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize zaman ayırabilir, hayatınızı kolaylaştırıp güzelleştirebilirsiniz. Ertelediğiniz her işiniz, yerine getirmeyi ötelediğiniz her sorumluluğunuz vicdanınızda yaralar açabilir, huzurunuzu kaçırabilir. Bilmelisiniz ki vicdanınızı rahatlatmak için başvuracağınız hiçbir mazeret, sizde gerçek bir gönül rahatlığına karşılık gelemez.
İlkokula başladığınız günleri hatırlayın, o gün üniversiteli olmanıza daha çok zaman vardı. Günler, aylar, mevsimler, yıllar birbirini kovaladı. Bu hızlı kovalamacada ömrünüz de mevsimler gibi çocukluktan gençliğe ilerledi ve şimdi üniversiteli oldunuz. Aynı şekilde üniversitenin bittiğini ve yeni bir hayatın sizi beklediğini göreceksiniz. Zaman içinde hayatın, güneşin altındaki buz gibi eridiğini fark edeceksiniz. Önemli olan iş işten geçmeden bunu bilmek ve vakit de dâhil olmak üzere imkânları iyi değerlendirmektir. Başkalarının tecrübelerinden yararlanmanız, deneyimlerini yeniden deneyimlememeniz pahalı bir öğrenme şekli olan yaparak yaşayarak öğrenmenizin önüne geçebilir. Kimi zaman insanın kendi bindiği dalı kesercesine bugün, bu ay, bu yıl bir bitsin, sonrasında ne güzel şeyler yapacağım diye kendi kendine sözler verebildiğini, sonrasında aynı söz vermelerin devam edebildiğini hatırlamanızı sağlayabilir, böylece kendinize söz geçirebilmenize yardımcı olabilir. İnsanoğlunun yarına ilişkin bir teminatı söz konusu değildir. An bu an, gün bugün, ay bu ay, yıl bu yıldır. Geleceği bugünden daha iyi kılmanın yolu, hemen şimdi, o iyi işe başlamaktır. Anı kaybetmemek, kaybedecek zamanımızın olmadığını bilmektir. Doğru bildiğini yapmaktır. Hem de hemen şimdi…