Bu yazımda, patoloji rutininde sık yer alan ve çoğu kez patoloji uzmanının iyi huylu-kötü huylu olup olmadığı ya da iltihabi bir durum olup olmadığını değerlendirmesi gerektiği biyopsi grubunu oluşturan gastrointestinal sistem biyopsileri üzerinden kalın bağırsak kanserlerine doğru yol almaya çalışacağım.
Gastrointestinal sistem; ağızdan başlayıp anüsle biten, vücudun çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım işlemlerinin meydana geldiği bölümü kapsar.
Gastrointestinal sistem problemleri içerisinde reflü, ülserler, hazımsızlık (Dispepsi), polipler, ishal, kabızlık, hemoroidler ve kanserler ilk akla gelenlerdir.
ŞİKAYETLER OLARAK BAKILDIĞINDA;
Karın ağrısı
Şişkinlik
Kabızlık
İshal olabilir.
Bu şikayetler, irritabl bağırsak sendromunda olabileceği gibi diğer nedenlerle de ortaya çıkabilir.
BU ŞİKAYETLERE EK OLARAK;
Kilo kaybı
Ateş
Kansızlık (anemi)
Kusma
Gaitada kan görülmesi durumunda kişinin gastroenterolog tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Özellikle, kişinin kendi bağırsak alışkanlığını bilmesi kabızlık ya da ishal değerlendirmesi için önemlidir. Günde ya da haftada üç kez, normal kıvamda dışkılama yapılması normaldir. Genellikle daha az olduğunda ‘’kabızlık’’ olarak adlandırılmaktadır. Kabızlık beslenmeye ya da hareketsizliğe bağlı olabileceği gibi anal bölgedeki fissür yada fistüllere bağlı da olabilir. Bu fissür yada fistüller çocukluk ya da erişkinde olabilir. Crohn hastalığının (inflamatuar bağırsak hastalıkları içerisinde) komplikasyonu olarak da karşımıza çıkabilir.
İshallere baktığımızda enfeksiyöz (mikrobik) olup olmadığı öncelikle önem arz eder. Enfeksiyöz değilse ve sık tekrarlıyorsa inflamatuar bağırsak hastalıkları açısından değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede özellikle kolonoskopi önemlidir. Kolonoskopide şüpheli görünüm söz konusu ise biyopsi gerekebilir ve patoloji uzmanının histopatolojik değerlendirmesi sonucuna göre hastaların takipleri yapılır.
İnflamatuar bağırsak hastalığı dediğimizde, ülseratif kolit veya Crohn hastalığından bahsediyoruz demektir. Özellikle immun direncin düşmesi, seyahatler ya da dışarıdan yemek sonrası ishal atakları bu vakalarda tipiktir. Gaitada kan görülebilir. Bu vakalar belli oranlarda kalın bağırsak kanserleri açısından risk taşıyabilecekleri için (ülseratif kolitte biraz daha fazla) uzun süreli takip gerektirirler.
Kolonoskopik değerlendirmede polip varlığı da önemli bir konudur. Polip görülmesi durumunda görülen polipler çıkarılmalıdır. Bu hem tanı hem tedavi için gereklidir. Özellikle displazi içeren polipler (artık adenom diyebiliriz) az ya da çok kalın bağırsak kanseri için risk taşımaktadır. Bu risk, polip sayısı arttıkça ve displazi derecesi arttıkça, polip boyutu büyüdükçe artmaktadır.
Gaitada kan dediğimizde birkaç cümle daha eklemem gerekiyor. Yukarıda da belirttiğim gibi bu durumun mutlaka gastroenterolog ya da proktolog tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Basit bir fissür ya da hemoroide bağlı olabileceği gibi, kalın bağırsak kanserinin habercisi olabilir.
Çocuklarda da rektal kanama görülebilir. Sebepleri erişkinlerden genellikle farklıdır. Bu nedenler; anal fissür (çatlak), polip ve invajinasyon olabilir.
Kanamalara yol açabilen sebeplerden olan HEMOROİDLER için
RİSKLİ GRUPLAR;
Düşük posalı beslenme
Dengesiz diyet
Kronik kabızlık
Kronik ishal
Şişmanlık (Obezite)
Tuvalet üzerinde uzun oturma
Yaşlılık
Gebelik ön plana çıkmaktadır.
İHMAL ETMEMEMİZ GEREKEN ŞİKAYETLER;
Karında rahatsızlık hissi (dolgunluk, kramplar, gaz şişkinliği)
Kusma
İshal, kabızlık veya dışkının tam boşalmadığı hissi
Sık gaz sancıları
Makattan kanama
Sürekli yorgunluk hissi, halsizlik
Dışkıda kan görülmesi
Anemi (kansızlık)
Bağırsak alışkanlıklarında değişim
Dışkılarda incelme
Belirgin bir neden (diyet vb.) olmaksızın kilo kaybı
Bu şikayetler iki haftadan uzun sürüyorsa uzman hekime başvurmak gereklidir.
Özellikle 40 yaşından sonra başlayan demir eksikliği (kansızlık) saptandığında kolonoskopi önerilmektedir.
KALIN BAĞIRSAK KANSERLERİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ;
Posadan fakir beslenme
Şişmanlık
Aşırı yağlı diyet
Hazır gıda ile beslenme
Kronik Kabızlık
Yaş (70’li yaşlarda daha sık)
Polipler (sendroma eşlik eden, displazi içeren)
Herediter Polipozis sendromlarında kanser riski artar (Meme, rahim, yumurtalık, pankreas, ince barsak, üriner sistem gibi kolon dışı organlarda kanser varlığı).
Ailesel adenomatöz polipozis (Erken yetişkinlikte, bağırsakta yüzlerce adenomatöz polip varlığı)
Batı ülkelerinde ve şehirlerinde daha sıktır.
Riskin arttığı grupları tanımlamak için belli kriterler tanımlanmıştır. Bu kriterler şu şekildedir:
Amsterdam Kriterleri
1. Üç veya daha fazla akrabasında kalın bağırsak kanseri olması
2. Bunlardan birinin 1. derecede akraba olması
3. En az 2 nesilde kalın bağırsak kanseri görülmesi
4. Kalın bağırsak kanseri gelişen akrabaların birinin 50 yaş ve altında olması riskin artışı açısından önemlidir.
RİSKİ AZALTABİLİR MİYİZ?
Polip ilişkili kalın bağırsak kanserleri önlenebilirler. Yukarıda da belirttiğim gibi polibin görüldüğü anda çıkarılması hem tanı hem de tedavi sağlamaktadır.
Yağdan fakir diyetle beslenmek
Sebze ve meyve içeriğinden zengin beslenmek
Düzenli egzersiz yapmak
Sigaradan uzak durmak
Kalın bağırsak kanseri gelişme riskini azaltabildiği ifade edilmektedir.
RİSK ALTINDA OLANLAR
Ek risk faktörleri taşımıyorsa 45 (bazı kaynaklarda 50 yaş) yaşından sonra, taşıyor ise 45 yaşından önce kolonoskopi önerilmektedir.
Son sözler olarak dünyada sıklık olarak üçüncü, kanserden ölüm olarak ikinci sırada olan kalın bağırsak kanserleri erken saptandığında kür (hastalıktan kurtulma) olabilirler. O yüzden, tarama programları ve takipler yanı sıra şikayetiniz varsa, erkenden ilgili uzmana başvurursanız daha sonra başınızın daha fazla ağrımasına engel olabilirsiniz.
SAĞLICAKLA…