(tababet san’atının icrası ile geçen 33 yıl/anı 21)
Cep telefonumun Google butonuna basıp da öne çıkan(çıkarılan) haberlere göz atarken bir haber ilişti gözüme, dikkatimi çekti. (1)
Aynı gün ve takip eden üç beş gün içinde bu haber o kadar çok sitede yer aldı, öyle büyüdü ve dallanıp budaklandı ki şaştım kaldım. Habere konu olan kişi aynı gün içinde jet hızıyla idarecilik görevinden alındı, hatta doktorluk görevinden bile el çektirilip açığa alındı. (2-5) Bu kişi vesilesi ile genelde tarikatlar, özelde menzil tarikatı ve devlet ile ilişkileri gündeme geldi, getirildi. (6-9)
Bütün bunlar bir yana, habere konu olan kişinin ismi sanki bir yerlerden bana tanıdık geldi. Başhekimlik yaptığım dönemdeki kişilere sordum. Evet, evet yanılmamıştım bu o kişi, ta kendisi idi.
Bu kişi, o kadar üzerine gelinince ve sosyal medyasında paylaştığı şeylerden dolayı eleştiri ve sorgulama-soruşturmalarla karşı karşıya kalınca, bu salvoları savuşturmak ve kurtulmak için bilindik fakat sakil bir metoda başvurdu, birtakım mahfilleri konuşmakla, “sır’ları ifşa” etmekle bir nevi tehdit etti. (10)
Bu başhekim yardımcısının ‘kendisiyle mezara götürecek sırları’ gerçekten var mıdır? Varsa nelerdir bilmem ama hafızam beni on yıl öncesine götürdü. Aslına bakılırsa bu kişiyi anmayı ve onunla ilgili anımı yazmayı da düşünmüyordum. Fakat bütün bu kopan vaveyladan sonra zikretmeye karar verdim. Zira bu pratisyen hekimin mesleki özgeçmişine bakıldığında, uzun yıllar boyunca ne hikmetse hep önemli görevlere layık görülen bu kişi gibi, ne üst düzey bürokratik görevlerim oldu ne de mezara götürecek sırlarım var. (11)
Başhekimliğe başladıktan sonra hangi aydı hatırlamıyorum, bir gün başhekim yardımcılarımdan biri aradı. “Hocam, hastanemize bir başhekim yardımcısı atanmış, haberiniz var mı?”
Şaşkın bir şekilde “yok” dedim. “ÇKYS’ye düşmüş ataması” dedi. “Bir bakın bakalım, kimin nesi kimin fesi” dedim. Sadece ismini ve Ankara’dan Sağlık Bakanlığı’nda olduğunu, daha fazla bir bilgi olmadığını söylediler.
Aradan bir zaman geçti. Bir gün başhekimlikte otururken sekreter içeri girdi ve başhekimlik yardımcılığına ataması yapılan doktorun başlayış işlemini yaptığını, aynı gün geçici görevle tekrar bakanlığa döneceğini, ayrılmadan önce bir elveda demek istediğini söyledi. Az sonra içeri biri girdi, öyle bir tavır ve edası vardı ki, sanki hiç de gereği yokken bana bir elveda deme lütfunda ve tenezzülünde bulunduğu anlaşılıyordu. Elbette bugün yüzünü hatırlamıyorum (ismini bile zor hatırladım zaten) ama sakalı olmadığından eminim.
“Başhekim bey, Ankara’ya geri dönmeden önce size bir veda etmek istedim” dedi.
“İyi güzel de, yaptığınız şey bürokrasi ve nezaket kurallarına aykırı, bir arayıp sorma, danışma gereği bile duymuyorsunuz, tepeden atanmanızı yaptırtıyorsunuz” dedim.
“Ne yani size sormak, izin almak durumunda mıyız?” dedi.
“Elbette. Sırf döner sermaye alabilmek için yaptığınız bu şey yasal ve mevzuata uygun olsa bile, etik ve ahlaki değerlere uygun mu” dedim. “Zira bizim gibi dal hastanelerinin döner sermayesi zaten kısıtlıdır. Üstelik bu hastanede hiç çalışmadan, katkı yapmadan klinik şeflerinden bile daha çok döner sermaye almak, kadro yokluğu ya da verilmediği için vekâleten çalışmak zorunda kalıp döner sermayeden faydalanamayan başhekim ve müdür yardımcılarına karşı da haksızlık olmayacak mı?”.
“Hayır olmaz. Bu zaten bakanlık ve il sağlık müdürlüklerinde çok yapılan bir uygulama, yalnız bana has bir şey değil. Siz bizim bakanlıkta gece gündüz hatta hafta sonları bile çalıştığımızı bilmiyor musunuz?” dedi. “Bu parayı ben her halükârda fazlasıyla hak ediyorum”. (12)
“Tamam da bu çalışmanızın karşılığını almak, bu hastaneye emek ve katkı yapmadan, üstelik hastane çalışanlarının hakkına ortak olarak bu şekilde hiç olmaz” dedim.
Beklemediği bir muamele ve karşılık görünce yumuşadı ve alttan aldı. “Başhekim bey, siz bu konuda sorun çıkarmazsanız ve bu konu aramızda kalırsa, ben de sizin bakanlıkta bir probleminiz olursa hallederim” dedi.
“Hangi gerekçeyle ve hangi yöntemle olursa olsun bu atanma işlemini doğru bulmadığımı, rahatsız olduğumu” söyledim.
“Ankara’da babanız Hüseyin amcanın kiracısıyım. Sizin bu hastanede başhekim olduğunuzu söyledi. Ben de sorun olmaz, ses çıkarmazsınız diye düşündüm” dedi.
“Nerden bakarsan bak, bu yapılan benim ilkelerime, değerlerime, teamüllere ve mesleki etik değerlere ters ve aykırı bir durum. Bu olan biteni onaylamam ve sindirmem mümkün değil” dedim.
“Daha fazla konuşmak istemiyorum, ben gidiyorum, telefonumu sekretere bıraktım, bir şey olursa bana ulaşırsınız” deyip arkasını döndü ve çıktı gitti.
Birkaç gün canım çok sıkıldı, bir türlü yapılanı hazmedemedim. Bıraktığı cep telefonundan arayıp “doktor bey, bu yaptığınız kul hakkını gasp etmektir, bu alacağınız döner sermaye payı helâl değildir, nasıl çoluk çocuğunuza yedireceksiniz ve yarın ahirette Huzurullah’da Yaradan’a nasıl hesap vereceksiniz” dedim.
“Ben Bakan’ın Özel Kalem Müdürüyüm. Siz bir başhekim olarak, benimle hâlâ nasıl böyle konuşmaya cüret edersiniz. Şu an Bakan beyle toplantıdayım. Bir daha beni sakın bu konuda rahatsız etmeyin, bu konu kapanmıştır” dedi ve telefonu kapattı.
Bu konu geçmişe dönüp baktığımda “niçin o zaman başhekimliği bırakmadım” diye hayıflandığım hadiselerden biridir. Bilemiyorum belki de bir şey değişmeyeceği ve henüz bu kadar erken görevi bırakırsam bana bel bağlamış insanları yüzüstü bırakmama kaygımdan dolayı mıdır, bilmiyorum.
Bu kişi Kamu Hastaneler Kurumu kurulup Genel Sekreterlikler faaliyete geçene kadar tam sekiz ay hiç hastaneye uğramadan ve hiçbir emek ve katkı yapmadan, Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürü olarak görev yaparken, kağıt üzerinde de başhekim yardımcısı gözükerek döner sermayeden pay aldı.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle medyanın eline-diline düşen, akabinde idari görevinden ve hatta hekimlik görevinden de alınan bu kişi, bir süre sonra hekimlik görevine iade edildi. Doğrusu da zaten bu idi. Zira bir hekimin mesleki vazifesi ile idareci vasfı birbirinden farklıdır. İdarecilik, ikincil bir görev olduğu için, kişi atandığı gibi alınabilir de. Fakat mesleğini icra etmesine engel sağlık veya hukuki bir durum yoksa, kişi hekimlik görevinden alınamaz, çalışmasına mani olunamaz. Bu konuyu haberleştiren medya ve o çizgideki birçok mahfilin anlamadığı ve/veya anlamak istemediği şey tam da budur. “Çarşı, her şeye karşı” zihniyeti ile habercilik ve muhalefet yaparsanız yanılır, kamuoyunu da yanıltırsınız. Asıl olan hakkın hakikatin peşinde olup hukukun savunulması ve uygulanmasıdır. (13)
Bu kişi olup bitenlerden ve başına gelenlerden ders almamış olacak ki, köşesine çekilip susacağı ve kendisine çeki düzen vereceği yerde, habire sosyal medya hesaplarından sansasyonel ve kışkırtıcı paylaşımlarına devam etti. Bu da bulunmaz bir maden keşfetmiş olanların eline fırsat verip ‘mal bulmuş mağribi’ misali, sosyal medya paylaşımlarının izlenmesine ve haberleştirilmesine yol açıyor. (14-16) Bu durum, içinde bulunduğu çevre tarafından uyarılıp kulağı çekilene ya da cezalandırılana kadar devam edecek gibi görünüyor. Konuyla ilgili bir tweet’teki tespit dikkatimi çekmişti. “Görevi ‘insanı iyileştirmek’ olan, doktorluk kadar değerli bir meslek erbabı, neden bıkmadan usanmadan insanları tehdit eder, toplumun sinir uçlarıyla oynar, sığ siyasetin itici, kaba ve nobran bir figürü haline gelir; gerçekten anlamıyorum”. (17) Bir gazetecinin de kayda değer tespitini aktarıp bu konuya nokta koymak istiyorum. “Aynı fikirde olmadığı insanları buharlaştırmayı hayal eden bir doktor. Ben bu tiplere kızmıyorum açıkçası. Bunu Tıp Fakültesinden mezun edenlere kızıyorum. Allah kimseyi böyle bir doktorun eline düşürmesin.” (18)
On yıl önceki bu vukuattan sonra, bugün bu vakayı tekrar analiz ettiğimde, o gün sonucu değiştiremese(m) bile sessiz ve seyirci kalmadığımı, tutum ve tavrımda isabet ettiğimi bir daha gördüm. Bu dünyanın uzun vadede eninde sonunda, ahirinde bir ‘etme bulma dünyası’ olduğunu, bir kere daha yakinen anladım ve bu “sır’ra vâkıf” oldum.
KAYNAKLAR
- https://www.gunboyugazetesi.com.tr/bashekim-yardimcisi-ali-edizerden-olay-sozler-bosanmak-yerine-ikinci-esi-alin-63888h.htm
- https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/gata-bashekim-yardimcisi-ali-edizer-tepki-ceken-sozleri-sonrasi-gorevden-alindi-6067547/
- https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/gatanin-meczubuna-dair-41628771
- https://www.haberler.com/eski-saglik-bakani-recep-akdar-8-ay-yaninda-13653395-haberi/
- https://www.artigercek.com/haberler/ali-edizer-tabiplik-gorevinden-de-aciga-alindi
- https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/saygi-ozturk/menzil-her-yerde-6069658/
- https://www.gazeteduvar.com.tr/bakan-kocadan-menzil-yaniti-beynini-kiraya-vermislerle-mucadele-edecegiz-haber-1502099
- https://yetkinreport.com/2020/10/06/akredite-cemaatler-kavgasi-ve-dokulen-kirli-camasirlar/
- https://www.youtube.com/watch?v=-MSoK9qOtJM
- https://www.internethaber.com/skandallari-bitmiyor-dr-ali-edizer-rest-cekip-tehdit-etti-sirlar-bizimle-mezara-gider-foto-galerisi-2132431.htm
- https://www.haberturk.com/gata-bashekim-yardimcisi-dr-ali-edizer-kimdir-2824857
- https://www.gazeteduvar.com.tr/rtuk-baskani-sahin-halk-bankasindan-da-maas-almam-yasal-ve-etiktir-haber-1518973
- https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/medeni-hukuk-ve-laikligi-hedef-alan-hekim-goreve-basladi-1821597
- https://t24.com.tr/haber/doktor-ali-edizer-den-gergerlioglu-demirtas-paylasimi-islam-hukumlerine-gore-muamele-edilseydi-hicbiri-yasamiyor-olurdu,944309
- https://tr.sputniknews.com/turkiye/202104181044300307-eski-gata-bashekim-yardimcisi-edizer-buharlastirmak-gibi-bir-yetenegimiz-olsaydi-sizden-128-milyara/
- https://www.gazeteduvar.com.tr/ali-edizerden-bakan-gule-bir-hafta-sabredecegim-haber-1522794
- https://twitter.com/abdullahnaci/status/1383723603057790980?s=03
- https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3043524-bu-nasil-doktor
6 yorum
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/mudure-11-maas-danismanina-5-maas-6497314/
Güldür Güldür Show tam da bu çoklu maaş skecini yapmış, taşı gediğine koymuş, cuk oturmuş
https://youtu.be/y898abkHfFs
İki de kitabı varmış, yeni öğrendim. Ayn Kitap’dan çıkmış.
1. Kirli Propaganda
2. Beyaz Propaganda (Kalemin Sivri Ucu), 2. Baskı
https://www.cumhuriyet.com.tr/amp/haber/saglik-bakan-yardimcisi-suayip-birincinin-cift-maasli-oldugu-ortaya-cikti-toplam-maasi-44-bin-775-tl-1861651
Bu anının ve bu sitede yayınlanmış diğer anıların gözden geçirilmiş son hallerinin ve ayrıca yayınlanmamış birçok anının yer aldığı ve bir yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığım kitabım “BENİM YOLUM / Tababet San’atının İcrası İle Geçen 33 Yıl”, 08.12.2021 tarihinde okuyucu ile buluştu. Kitap 378 sayfa olup Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) yoluyla yayınlandı ve kitapyurdu sitesinde satışa sunuldu. Kitabı incelemek ve edinmek isteyenler için internet adresi; https://www.kitapyurdu.com/kitap/benim-yolum/602498.html
“BENİM YOLUM – Tababet San’atının İcrası İle Geçen 35 Yıl” KİTABIMIN “GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ VE İLAVELİ 2. BASKI”SI ÇIKTI.
İKİNCİ BASKIYA ÖN SÖZ’Ü OKUMAK İÇİN;
https://profdrirfanyalcinkaya.blogspot.com/2023/09/benim-yolum-tababet-sanatnn-icras-ile.html